Kılıçları Kuşandılar: Kuşak Çatışması
Tüm dünya milletlerinin ortak sorunudur kuşak çatışması. Her bir kuşak yani her bir yaş grubu, diğer kuşağın kendisini anlamadığını düşünür. Kuşakların mensupları birbirlerinden farklıdırlar ve bu farklar dünyaya geldikleri zaman aralığında, bu dünyanın onlara sunduğu yaşam koşulları ile alakalıdır. Bazen bu fark öyle belirgin bir hal alır ki, bir kuşak diğer bir kuşağın uzaylı olduğunu bile savunabilir. Aslında değişimi böylesine kuvvetle yaşatan dünyadır. Kuşakların nefes almaya başladıkları dünya aynı dünya değildir.
Hepimiz İnsanız
Yani temelde fizyolojik olarak kuşakların birbirinden neredeyse hiçbir farkı yok. Ama yaşamlarını bambaşka şartlarda sürdürmeleri sebebiyle; zihin yapıları, sosyal dinamikleri, hayata bakış açıları arasında çok ciddi farklar var. İşte bu farklar da belli tarihler arasında doğan insanları, belirgin bir şekilde kategorize edebilmemize ve onlara belirli kuşakların mensupları dememize olanak sağlıyor.
Nedir Bu Kuşaklar, Mensupları Kimlerdir?
Belirgin özelliklerine göre gruplandırıldığında, en yaygın ifadeleri ile kuşakları şu şekilde sıralayabiliriz. Lost Generation (Kayıp Kuşak), I. Generation (Amerikan Askeri Kuşak), Silent Generation (Sessiz Kuşak), Baby boomers (Sandviç Kuşağı), Generation X, Generation Y (Millennial Kuşağı), Generation Z (Milenyum/İnternet Kuşağı). Genellikle kuşaklar arasındaki etkileşim üzerinden okumalar yapmak için, halihazırda hayatta olan son üç kuşağı baz alırız. Onlar da X,Y ve Z kuşaklarıdır.
Peki bu kuşaklar neye göre ayırılır?
X Kuşağı
1965-1979 arası doğanlara X Kuşağını mensupları denir. Bu kuşağın mensupları özellikle teknolojik gelişmelere adapte olmakta çok zorlanırlar. Çünkü içine doğdukları dünyada çok uzun bir süre özellikle mobil teknolojik aletlerle tanışmamışlardır. Değişimi kabul etmekte ve ona adapte olmakta zorlanırlar. Onların gençliğinde zaman o kadar yavaş ve işlevlidir ki, günümüzün hızına ayak uydurmak onlar için zordur.
Sabırlıdırlar, otoriteye saygılıdırlar. Daha çok, keyifli yaşamak için çalışırlar. Ayrıca bu kuşak birçok icada ve buluşa şahitlik etmiştir. Pikapla, tüplü televizyon ve tek kanal ile başlayan hayatları, akıllı telefonla kıtalar arası görüntülü konuşmayla devam etmiştir. Ve insan ömrü için çok fazla ve keskin yeniliğe şahit olmuşlardır. Ülkemizin yaklaşık %22’sini oluştururlar.
Y Kuşağı
1980-1999 arasında doğan kuşak Millennial‘lar olarak tanımlanır. Y kuşağı Amerikan kültüründe X kuşağından sonra doğan gruptur. Aslında bu tarih aralıkları Y kuşağı için çok keskin değildir. Kuşakların oluşumu teknoloji ile doğrudan bağlantılı olduğundan ve bu gelişmeler de her ülke ve bölge için farklı tarihlerde gerçekleştiğinden, tarihler bu anlamda farklılık gösterebilir. Y kuşağı hiyerarşik bir düzende çalışmaktan hoşlanmaz. İş hayatına atılır atılmaz yükselmek ister. X kuşağı gibi daha iyi yaşamak için değil, harcamak için para kazınır.
Bu kuşak ne teknolojiye tamamen bağımlıdır ne de X kuşağı kadar uzak ve adapte olmakta zorlanır bir pozisyondadır. Dijital teknolojileri çok daha yoğun kullanırlar. Liberal politikalar hakimiyetinde büyümüşlerdir. Sadık değillerdir, iş ilişkilerine sadakat gibi duyguları alet etmezler. Çalışmak onlar için cezbedici değildir. Aksine eğlencee düşkünlükleri fazladır. Hızlı tüketirler ve yüksek beklentileri vardır. Kitlelerin sahip olduğunu değil, kendilerine özel olanı isterler. Bu kuşağın en büyük zaafı yaşıtlarının onayıdır. Aksiyonlarının beğenilmesini, bu aksiyonlarla onaylanmayı severler.Türkiye’nin %35’ini oluştururlar.
Z Kuşağı
2000 yılı ve sonrası doğanların kuşağı Z kuşağıdır. Z kuşağı, milenyum kuşağı veya internet kuşağı olarak da adlandırılmaktadır. İnternet hayatlarının önemli bir parçasıdır. Çocukken oynadıkları oyuncaklar, değer kuşaklar gibi değildir. Onların oyuncakları telefonlar, ipadler veya oyun konsollarıdır. Her şeyi çok çabuk tüketirler. Ellerindeki bilginin de imkânın da ömrü kısadır. Ellerine yenisi geldiği anda bir öncekini yok sayıp ona adapte olma yetenekleri vardır.
Markalara ve bu markaların ürettiği ürünlere sadakatleri çok düşük seviyededir. İnsanlık tarihinin, el, göz, kulak becerileri gibi motor beceri senkronizasyonu en yüksek neslidir. Anacak dikkatleri çok hızlı dağılır ve odaklanma sorunları çoktur. Çünkü etraflarında çok fazla uyaran vardır. Tatminsiz, kararsız ve doğuştan tüketiciler. Ülkemizin %17’sini oluştururlar.
Peki Bu Uçurumlar Var Mı Gerçekten?
Aslında bu soruya hayır cevabını vermeyi çok isterdik. Ama ne yazık ki evet, bu uçurum gerçek. Ama şunu söylemek mümkün: Olması gereken bu. Bu çok doğal bir süreç. Nasıl artık yemeğimizi pişirmek için çalı çırpı ile ateş yakmıyorsak, hayatın her alanında dünya üzerinde yaşayan insanların şartlara ayak uydurmak için evirilmesi de bu kadar doğal. İçine doğduğumuz dünyaya daha kuvvetli bir şekilde adapte olmamız kadar doğal ne olabilir?
Ödevlerimiz için ansiklopedilere bakmayışımız, ütüyü kömürle ısıtmayışımız, 36 poz bastırmayışımız çok normal. Önemli olan, her bir kuşağın etkileşimlerini kuvvetle devam ettirmek için çabalamaları. Birbirlerini anlamaya ve koşullara ayak uydurmaya gayret etmeleri. Evet uçurum gerçek. Ama insan ırkı, engelleri aşmayı daima başarmıştır.
Bu İçeriği Okuduğunuz için Önerdiğimiz İçerikler:
- Söylemekten Asla Vazgeçemediğimiz 10 Yalan
- Günümüzde Hala Dış Dünyayla Bağlantı Kurmadan Yaşayan 5 Topluluk
- Seth Godin’den Dünyayı Değiştirecek İnsan Olabilmek için İpuçları
İlginizi Çekebilecek Faydalı Bağlantılar: