Raif efendi düşünceli , içine dönük , hayal dünyasında yaşayan biridir . Sevmediği kadınla evli ve 2 çocuğu vardır. Hayatı boyunca hep başkalarının istediği gibi biri olmuştur. Kendi gibi olduğu tek bir anısı vardır ve bunu da günlüğüne aktarmıştır.
Bir gün Raif efendi babasının isteği üzerine Berline’e gider ve bir müzeyi ziyaret eder. Müzede bir tablo görür ve çok etkilenir . Her gün müzeye bu tabloyu görmek için gelir ve tablonun önünde saatlerini harcar . Bu tabloda kürk mantolu bir kadın vardır . Bir gün yine Raif efendi müzeye tabloyu seyretmek için gelir ve tablodaki kadın Maria Raif efendi ‘yi görür ve orada tanışma fırsatı bulurlar . Raif Türkiye ’ye döner ve sokakta Maria’yı görür ,daha sonrada bir barda . Daha sonra Raif Maria’yı evine bırakana kadar pek çok şey halk konuşurlar ve bundan sonraki günlerdede bunu yaparlar . Bir ilişkileri olur ama sonra ayrılırlar. Raif Efendi on yıl sonra Maria’nın ona bıraktığı mektubu görür ve bir çocuğu olduğunu Öğrenir.
Kitap çok güzeldi .Hem sürükleyici hem etkileyici bir aşk hikayesiydi. Maria’nın Raif efendi ile olan diyaloglarını okurken , Raif Efendi’nin kafasının içindeki düşüncelerini okurken çok keyif aldım. Sonunun trajik bitmesinde bence güzel oldu çünkü zaten kitap çok sakin bir şekilde ilerlediği için bu olay kitabı unutulmaz yapmış.