Kumar; illet, bağımlılık, aşk, çöküş, vazgeçilmezlik, hayatın doğup bitmesi ve tekrar doğması ve tekrar bitmesi. Kumar denilince akla gelen en basit kelimeler veya cümleler bunlar. İşte Fyodor Mihayloviç Dostoyevski ”Kumarbaz” kitabında bunların hepsinden bahsediyor. Kumar masasına bağımlı olmanın, şansın elbet bir zaman döneceğinden emin olunması ve bunun için saatin bir öneminin olmaması. Kısacası hayatınızın kumar olmasından bahsediyor.
Ve sadece bunlardan değil. Güçlü bir aşka sahip olan adamın , bir kadın için ölmeyi göze alan adamın, duygularının bitişi kumar. Kadın için her şeyi yapma düşüncesiyle yaşayan ve yine o kadın için kumara başlayan adamın aşkını terk edişi. Her dakika aklında olan, bir saniye bile onu düşünmeden yapamayan adamın kumar oynarken sadece kazanma aşkını hissetmesi. Ve hayatının o günden sonra normale dönmemesi. Battıkça daha da dibe batması. Yaşamın para üzerine kurulmadığına inanmasına rağmen kumarsız yapamaması kumar aşkı olsa gerek.
Kumara başlamak kolaydır ama bırakmak bir o kadar zordur. Öyle bir illet ki ne zaman duracağınızı, ne zaman o masadan kalkıp gitmeniz gerektiğinizi anlamazsınız. O masa da sadece paranızı değil aşkınızı, ailenizi, hayatınızı kaybedersiniz. Sonu görünmeyen bir bataklıktır. Ve kazanan asla siz olmazsınız.