Küçük kara balık

                      Yürüdüm. Soluksuz, durmadan yürüdüm. Nereye gittiğimi bilmiyordum. Önemi yoktu artık nereye gittiğinin yolların. Hiçbir yere ait olmamanın yarattığı özgürlük ile ruhum koşmak istiyordu duvarlarından. Ne yorulan ayaklarımı işitiyordum, ne üşüyen göğsümü duyuyordum. Tek bildiğim uzaklaşmak istediğimdi. Düşüncelerimden uzaklaşamayacağımı bilsem dahi engel olamıyordum ayaklarımın bu devrimine. Ayaklarım ağrısını hatırlatmak istercesine sızlarken gönül penceremde O’ nu gördüm; çocukluğumu. Üzgün bir tabloyu anımsatıyordu masum yüzü. İşittim hıçkırıklarının arasından; korkuyorum dedi. O zaman gördüm hakkımdaki gerçeği. Anlatmaya çalışırken kaybolduğum kelimeler arasından seçtim asıl olanı. Korkuyordum. Karanlık suların küçük kara balığıydım. Öylesine yoktum, öylesine belirsiz. Anımsadım aydınlık yüzünü kalbimin ve yine anımsadım onu nasıl teslim ettiğimi karanlığa. O an öyle yok olmuştum ki. Hiçbir yere ait değildim sanki. Tıpkı ufuk çizgisi gibi, denize mi aittim yoksa gökyüzüne mi bilmiyordum. Yüreğimde tanışınca bu duyguyla korkum hareketlerimi esir aldı. Sabırsız ve doyumsuz biri oldum. Yüreğimdeki her şeyi paylaşmalıydım. Söylemeliydim en güzel duygunun yüreğimdeki kanat çırpışlarını. Durdum. Anlıyordum kendimi, kimse anlamasa da. Sevmeye olan acelemi anlıyordum. Eğildim öptüm o çocuğu, gönlünün yamaçlarından. Ümit diyarımda en derinlere çiçekler ektim kimse gelip koparamasın diye ümitlerimi. Yorgun ayaklarım kadar yorgun yüreğimle yürüdüm. Yine.

Küçükarabalık
Subscribe
Bildir
1 Yorum
Beğenilenler
En Yeniler Eskiler
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Bitter Çikolatanın Etkileri
Sonraki
Erkeklerin Olumlu Yönleri

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.