Koştu, Uzaklara Koştu

Kadın o gün gözlerini açmadan uyandı. İlk yaptığı her zaman olduğu gibi yanında uyuyan Adam’a dokunmak üzere eliyle sol yanını yokladı; ancak kimse yoktu. Anında gözlerini açtı, bulunduğu yerin anımsayamadı. Haftalardır Adam’ın evindeydi, burası neresiydi bilemedi. Şifon yeri ve üstündeki eşyaları görünce nerede uyandığını anımsadı; kendi evindeydi. Önceki gece Adam onu evine bırakmış ve bir süre kafa dinlemek istemişti.

Kadın bunu anlamlandıramamıştı; kendisi onsuz nefes bile almakta zorlanırken Adam neden onsuz kalabilmeyi düşünüyordu bilmiyordu. Herkesin belirli bir alanı olmalıydı Kadın’ın da vardı ancak Adam’a karşı bütün duvarlarını yıkmış ve onsuz bir hayat düşünemiyordu, onsuz nefes almak bile zor geliyorken şimdi haftalardan sonra kendi evinde onsuz kalmış olmak Kadın’ı rahatsız ediyordu. Kısacık zamana çok şey sığdırmışlardı, Kadın Adam için duvarlarını yıkmış, Adam’a duygularını söylemiş, onsuz nefes bile alamadığını itiraf etmişti, ağlamadan yapamıyordu. Özleminin yoğunluğu o kadardı ki, boğulmak gibi hissediyordu tıpkı şehrin göbeğinde koşarken egzoz ve bilimum dumanlardan dolayı nefes alamadığını hissetmek gibiydi. Adam’ın duvarları vardı ve kadın bu duvarları nasıl aşacağını bilmiyordu.

Üzülmek kendine göre değildi bu takıntılı halinden de vazgeçmesi gerekliydi. Kadın kalktı, yüzünü yıkadı, dişlerini fırçaladı, kremlerini sürdü, saçlarını topladı üstüne bir tayt ve bir tişört geçirip anahtarını cebine atıp koşmaya gitti. Koşuyordu, nefes nefese ve ter içinde kalmıştı ancak koşmaya devam ediyordu. Bu aşk ona iyi gelmiyor muydu? Bu aşkı kendi içinde bu kadar yoğun yaşamak onu takıntılı hâle getiriyordu. Ancak yine de kendini onu düşünmekten alıkoyamıyordu. O kadar seviyordu ki Adam’ı; sakallarını, omzuna gelen kıvırcık saçlarını, elâ gözlerini, kalın dudaklarını, uzun parmaklarını hatta ayaklarını… Kadın normalde ayakları çok çirkin bulurdu ancak Adam’ın ayakları çok güzel görünüyordu. O kadar ki, ayak modelliği yapması hatta kendisinin başlı başına model olması gerektiğini düşünüyordu öylesine seviyordu ki Adam’ı, hiç bir negatif özelliğinin farkına varamıyordu. Şair’in de dediği gibiydi aslında; “Ben güzele, güzel demem güzel benim olmayınca” Adam Kadın’ın mıydı? Kadın onun sevgilisi olduğu için onu sevdiği için onu harika mı buluyordu? Tek nedeni bu muydu? Kadın’ın bunlar üzerine düşünmesi gerekiyordu. Koşmaya devam etti, uzaklara koştu, kendinden kaçmaya ve olayları doğru analiz etmek için uzaktan bakmaya ihtiyacı vardı. Kadın koştu, o gün hem Adam’ı özleyip hem de sadece koştu…

chileksu
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
K-pop nedir? Ünlü K-pop grupları

K-pop nedir? Ünlü K-pop grupları

Sonraki
Neden başarısızız

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.