Nasıl bir şey biliyor musun;
Sanki araban otobanda ters yönde gidiyor ve üstüne gelen, korna çalan bir sürü araç var. Ama belki de onlar yanlış yönde? Buna inandırmışsın kendini. Doğru yönde giden sensin. Çaresiz gözlerin otobanda seninle aynı yöne giden bir araç arıyor. Evet var, aynı yönde gittiğin bir araç var biliyorsun fakat kalabalıktan göremiyorsun. Koskocaman. Koskocamanlar korkutur insanı. Koskocaman bir yolun ortasında yapayalnızsan korkarsın. Koskocaman bir kalabalığın ortasında yapayalnızsan üşürsün. Ruhun üşür. Fakat koskocaman gökyüzüne bakışlarını uzatırken daha özgür hissedemezsin. Bazı koskocamanlar da böyledir. Koskocaman bir kürede küçücük bir insansın. Bu kadar anlam senin neyine? Koskocaman olan küre de değil bilakis. Koskocaman bir kainat mevzubahis ve sen bir kum tanesinden bile küçüksün. Ne bu otorite çabası? Ne bu düzen? Neden? Doğ, geliş, öl. Bundan ibaret değil mi insanlık? Bırak insan kendi içini kendi doldursun. Herkesin hayatına dahil olma çabası neden? Otorite neden? Bir ruhun varsa, düşünme kapasiten varsa, ne diye bunları kullanmazsın?
Kafamdaki, her şeye dair en ince detayına kadar düşünülmüş planlardan arınıp anı yaşama duygusunu tatmak istiyorum. Her şeye yüklenen içi boş anlamlardan kurtulmak istiyorum. Sadece şu an var elimizde. Hiçbir şeye sahip değiliz. Ne bir insana, ne bir nesneye… hiçbir şey bizim değil. Elimizde olan tek şey şimdiki zaman. Kullanmasını bilmiyoruz ki… Karışık, çok karışık kafam. Birilerinin bize dayattığı düzene ayak uydurma zorunluluğu, normal şartlar altında yaşamak için olmadığım biri gibi davranmak zorunda olmam bana haliyle çok saçma geliyor.