Kütahya’nın Sofu Köyü’nde babasıyla beraber yaşayan Şengül, her zaman büyükşehir hayalleri kurmuş bir kadındı. Ama babası değil büyükşehir köyünden çıkmasına izin vermemişti.
O zamanlarda köyün delikanlılarından biriyle evlenmek istediğini babasına söyledi ancak babası buna izin vermedi ve hatta kızının sevdiği adamı silahla vurup öldürdü. Sevdiği adam mezara, babası cezaevine giden Şengül’ün babasına nefreti iyice artmıştı, babasını ziyarete dahi gitmiyordu.
Köyde zamanla yirmi bir yaşına gelmiş Şengül ile ilgili dedikodular başladı. Bu dedikodulara son vermek amacıyla Şengül’ün amcası onu Metin’le evlendirdi.
Metin, evlendiği halde hâlen babasından dayak yiyordu. Metin de bunun sinirini Şengül’den çıkarıyordu, ona fiziksel ve psikolojik şiddet uyguluyordu. Hatta Metin uyurken çarşafa bile kaçırıyordu. Evlilik Şengül için zulüm haline gelmişti.
Bir akşam Metin’in babası misafirliğe geldi. Babanın başlıca konusu torun istemesiydi. Şengül ve Metin daha çok yeni evli olduklarını ve çocuk istemediklerini söylediler. Duyduklarına sinirlenen adam belinden kemeri çıkarıp oğlunu yerde kıvranana kadar dövdü ve evden çıktı gitti. Metin acıyla ağlarken Şengül onu teselli etti ve uyuma kararı aldılar. Şengül tam uykuya dalmışken çarşafın ıslaklığıyla uyandı, Şengül buna alışıktı, hemen temizledi ve uykusuna tekrar döndü. Metin Şengül’ü bağlamış ve tecavüz ederken uyandı. O gece Şengül kimseye haber vermeden evden kaçıp gitme teklifini sundu. Bu fikir Metin’in de aklına yattı, ertesi sabah erkenden evden çıkıp gittiler.
Şengül daha önceden tanıdığı Nazmi’yi aradı ve onun da gelmesini istedi. Metin ve Şengül’e eşlik eden Nazmi’nin ilk durakları otogardı. Otogarda sohbet ederken Şengül otele Nazmi’nin de gelmesi istiyordu, Metin de ısrar edince üçü birlikte bir otele gittiler. Geceyi beraber otel odasında geçirdiler, alkolün de etkisiyle o gece beraber oldular. Ertesi gün Nazmi bir daha görüşmemek üzere oradan ayrıldı. Şengül tekrar birlikte olmak için Nazmi’ye nir miktar para verdi.
Metin ve Şengül şehirden ayrılıp Bursa’ya gittiler.
Uludağ teleferiğine yakın bir mesire alanının bekçisi Mehmet, ormanlık bölgede bir ağacın dibinde yerde yığın gördü ve hemen yanaştı. Gördüklerini hemen jandarmaya haber verdi. Jandarma hemen bölgeye intikal etti. Yere oturur şekilde, kolları arkadan bağlanmış, kafasına poşet geçirilmiş, pantalonu sıyrılmış,kimliği belirsiz bir erkek cesedi gördü gelen jandarma ekibi. Olay yeri incelemesi yapılırken cesedin cebinden Bursa bileti ve Nilgün eczanesi fişi görüldü. Bir ekip otogara yönlendirildi. Otogara giden ekip bu biletin Kütahya’nın Sofu Köyünden alındığını öğrendiler. Kütahya Karakolu ile iletişime geçtiklerinde aynı köyde Metin ve Şengül’ün kayıp olduğunu öğrendiler. Cesedin Metin olduğunu düşündüler ancak Şengül hakkında bir fikirleri yoktu. Ekip Şengül’ün fotoğrafını çıkarıp cesedin cebindeki Nilgün Ezcanesi’ne gittiler. Eczane sahibine fotoğraftaki kişiyi görüp görmediğini sordular ve eczane sahibi fotoğraftaki kadının fare zehri aldığını söyledi.
Jandarmaya bir başka ihbar geldi. Gelen ihbarda taksici bir kadının taksi telefonundan özel bir numarayı defalarca aradığını, yardım istediğini ve onun için endişelendiğini söyledi. Jandarma taksici ile görüştü ve taksici kadını Ululdağ yakınlarında yol üzerinden aldığını kendisini ilk önce kuaföre bıraktırıp dönüşte de otele götürmüştü. Otel çalışanları kadının üç gün kaldığını ve gün sonunda ahlak masası onu Kütahya’ya göndermişti. Jandarma kadının Şengül olduğunu düşündüler ve fotoğrafını taksiciye gösterdiler. Taksici de kadının Şengül olduğunu onayladı.
Kütahya Jandarması Şengül ve Nazmi’yi sorguya çağırdılar. Şengül tüm planını anlattı ekiplere.
Bursa’dan meyve suyu ve fare zehri alıp ormanlık alana gitmişlerdi. Fare zehrini de Metin’den gizli almıştı. Kütahya’dan kavgalı gelen çift ormanlık alanda bir süre ayrı ayrı dolaştılar ve bu arada Şengül meyve sularına zehri koydu. Amacı kendisini de öldürmekti, bu sebeple de iki kutuya da döktü. İlk önce kendisi içti ve daha sonra Metin’e de ikram etti. İkisinin de zehirden etkilenmemelerine şaşıran Şengül’ün planı bozuldu ve Metin’e ilişkiye girmek istediğini söyledi. Bu teklif Metin’i çok sevindirdi ve hemen tenhaya gittiler. Metin’i ağaca bağladı. Metin bunu her zamanki cinsel oyunlarından zannetti. Kısa bir birliktelikten sonra Şengül Metin’in ağzını eşarbıyla bağladı daha sonra kafasına poşet geçirdi ve elleriyle boğdu. Tüm soğukkanlılığıyla oradan ayrıldı ve Nazmi’ye ulaşmak için taksi çevirdi. Taksi şoförüne kuaföre gitmek istediğini ve telefonu kullanmak istediğini rica etti. Şoför söylediklerini yaptı. Kuaförde ise tepeden tırnağa değişmek istediğini çok rahat bir şekilde söyledi. Kuaförden çıktıktan sonra yine aynı taksiye binip Akdeniz Otel’e gitti, o esnada taksinin telefonundan Nazmi’yi aramaya devam ediyordu ancak Nazmi bir daha Şengül’le görüşmek istemiyordu. Sinirle otele girdi ve üç gün otelde kaldıktan sonra ahlak masası tarafından köyüne yollandı.