Oturup konuşmamız gereken çok şey var;havadan olur ,sudan olur ;farketmiyor ,konuşalım yeterki!
Büyüdükçe bir yığın haline gelen problemlerimizle baş edemedikçe yanımızda durabilecek ,içimizde artık yosun tutan hikayelerimizi anlatabileceğimiz birilerini arıyoruz.Hayatın telaşından hiç kimseye zaman ayıramıyoruz ayırabilsekte birbirimizle konuşurken bile yine aynı problemler kafamızda dönme dolap gibi gidip gelmeye başlarlar.
Aslında kimse dert dinlemek istemiyor ,ondandır belki de kimsenin kimseyle görüşmek istememesi.Öyle bir döneme denk geldik ki ,her şeyi çok hızlı yaşıyoruz ama bir türlü bu “işim var”cümlesinden kurtulamıyoruz ya da işimiz yokta biz yine de varmış gibi mi gösteriyoruz?Peki biz kime anlatacağız içimizdekilerini?Duvara mı,ağaca mı ,çiçeğe mi?Gerçi kendimi bazen kendimize anlatırken buluyoruz ;çiçeğe,duvara anlatsak da pek sorun olmaz gibi.Belki de onlara anlatmak daha iyi ,en azından size insanlar gibi akıl vermeye kalkışmıyorlar ;sizi yalnızca dinlerler,geri cevap vermezler.Insana bak bir de ; “Belki de sen yanlışsındır,belki de şöyle yapmalıydın” gibi cümleler kurarak bizi dinlediklerini göstermeye çalışırlar ve olabildiğince konuyu kendilerine çekmeye çalışırlar.”Tamam sana ayırdığımız zamanın sonuna geldik,şimdi sıra bende “ diyip aralıksız konuşmaya başlarlar,dinleyip dinlememen önemli değil onlar için ;acılarını aktarsınlar yeter onlar için.Yarış haline geldi artık acıları yarıştırmak ve bunun bile kazananı değilim.
Bazen dinlemekte bize bir şeyler kazandırtabilir ;hem dinleyene hem anlatana.Üzerimizdeki egoyu atıp karşımızdaki insanın yükünden de kurtarabiliriz böylelikle iki tarafta kazanmış olur .Kendimize ve sevdiklerimize zaman ayırdığımız ve birbirimizi içtenlikle dinlediğimiz bir dünya diliyorum.Ama ondan önce arkadaşımız olur eşimiz olur ,kim olursa olsun, “konuşmamız gereken çok şey var;havadan olur,sudan olur, ;farketmiyor ,konuşalım yeterki “ diyip kahve içmeye çağıralımki birbirimizin yüklerini şöyle bir sırtlarımızdan atalım.