Merhaba, bugünkü yazımda adeta bir kitap okuyormuşsunuz gibi hissettiren 5 filmden bahsedeceğim. Umarım yazıdan keyif alırsınız, iyi seyirler.
1) 3 Women (1977)
Robert Altman’ın yönetmen koltuğunda oturduğu Üç Kadın filminin hikayesi, California’da yaşayan, hayatının en çalkantılı dönemlerinden geçen ve aynı apartmanda yaşayan üç kadının kesişen hayatlarını konu alıyor. Bir spa tesisinde çalışmaya başlayan genç ve tuhaf bir kadın olan Pinky, kendine güveni tam, konuşkan işvereni Millie’den oldukça etkilenmektedir. Sonrasında beraber aynı dairede oturmaya başlayan ikiliye, ev sahibi ve alkol sorunu olan Edgar’ın hamile karısı Willie de onların hayatına girecektir.
2) Breaking The Waves (1996)
Jan, bir kaza sonucu felç kalır. Onun geri dönmesi için dua eden karısı kendini suçlu hisseder. Dahası Jan, onun bir başkası ile seks yapması konusunda ısrarcı davrandığında iyice zorlanır.Jan kendisinden, başkası ile seks yaparken yaşadıklarını anlatmasını ister. Önceleri bu Bess için çok sıradışı bir durumdur. Ancak her şeyin bir zamanlar aralıksız dualar ettiği Tanrının isteği olduğuna inanır. Lars Von Trier’den aşk, cinsellik ve Tanrı kavramalarını mercek altına alan bir çalışma.
3) Sans Toit Ni Loi (1985)
Fransa’nın güneyindeki üzüm bağlarındayız. Dondurucu kış soğuğunda, Mona adlı bir evsizin cesedi bulunur. Çevresinde Mona’yı tanıyanlarla onun geçmişine yarı-belgesel bir yolculuk yaparız. Onu hayatının son haftalarında tanımış insanlarla Mona’nın hayatına bol geriye dönüşlerle bir bakış atarız. Sokaklarda oradan oraya sürüklenen bir yaşamda yollarının kesiştiği, tanımaya çalıştığımız bu gizemli karakteri, köhne bir evde esrar içen yaşlı bir adam ve bir kadın, ağaçların korunmasını isteyen bir çevreci ve Mona’nın üzüm bağlarında hasat zamanı beraber çalışırken aşık olduğu Tunuslu bir adamın gözünden izleriz.
4) Big Fish (2003)
William Bloom, babası kanser nedeniyle ölüm döşeğinde olduğu için, aile evine geri döner. Gezgin bir satıcı olan babasını yakından tanımak için, efsanevi bir kişiliği olan adamın gençliğinde yaşadıklarına dair öyküler toplamaya başlar. Babasının yaşadıklarına dair efsaneler ve mitler, bir puzzle’ın parçaları gibi yerine oturacak ve anlaşılması güç olan adamın yaşamını zaferleriyle ve zaaflarıyla ortaya dökecektir.
5) Atonement (2007)
1935 yazının en sıcak günlerinden birinde, On üç yaşındaki Briony Tallis, yanlış zamanda yanlış yerde bulunarak görmemesi gereken bir şeyi aklına kazır: Ablası Cecilia ve hizmetçilerinin oğlu Robbie’nin gizli bir şekilde cilveleşmelerine tanık olmuştur. Çocuk aklı ile gördüklerini yanlış yorumlaması yıllarca sürecek büyük bir trajedinin yaşanmasına neden olacaktır. Bir daha hiç düzelmeyecek kadar trajik bir şekilde kaderleri birbirlerine bağlanan bu üç insan da, hak etmedikleri bir kefaretin farklı şekillerde kurbanı olacaklardır.