Ben aklımı dostlarımın ettiği ihaneti görünce kaybettim. Ben aklımı gitmeyeceğim sözüne inandığım zaman kaybettim. Ben aklımı babamın bıraktığı yara izini farkettiğim zaman kaybettim. Ben aklımı boş duvarla konuşmaya başladığım zaman kaybettim. Aslında ben aklımı çoktan kaybettim. Gidişler, ihanetler bahaneydi. Ve ben bahanelerin arkasına sığınmayı çok iyi becerdim. Ve bir duvar olarak kullandım. Aklımı kaybettiğimi hazmedemedim, kabullenemedim belki de. Birden fazla yara alınca insan ne bahane uyduracağını şaşırıyor. Üstelik alınan yaralar aynı yerden olunca işler daha da sarpa sarıyor. Kaçacak yer bulamıyor insan. Hiçbir zaman daha iyisini istemeyenlerin hikayesi bu. Kaçacak yer bulamayınca büyüyor insan ya da büyüdüğünü sanıyor. Kırılmışların hikayesi bu, yalnızlığa aşık olanların ve dimdik ayakta durabilmeyi başaran insanların hikayesi de bu işte.
Kırılmışların Hikayesi Bu
Subscribe
Giriş Yap
Yorum yapmak için giriş yapmalısın
2 Yorum
Beğenilenler