Merhaba Günyüzü Sandığım,
Oysa ne güzeldi çiçek bahçesi kokusu veren gülüşlerin.Mutlu ederdi güneş sıcaklığını veren avuç içlerin.Ama her güzel şey biterdi değil mi?Yada bir hayaldi.En kötüsüde ateşe yürürken uzaklıkla yakınlık arasındaki farkı şimdi daha iyi anlıyordum.
Her baharın,sonbaharı vardı sahi.Peki söyler misin?Kırgınlıklarını toplayan birine neden bir uçurumla gözdağı verilir.Hataları peş peşe sıralamak,üzmek bu kadar yaralamak niye?Bilirsin beni,şeffaf su misali iken sen neden bulanıklaştın?Kaç kez güçlü halimden ödünler verdim,kendimden eksildim.En acısıda sen bunları görevim sanmıştın.Sayamadığım hatalarını görmezden gelmek mi benim görevim? Yoksa kendimi bile bile tüketmek miydi?Vicdan yoksunluğu yaşamıyorsan bunu bir kez olsun sordun mu küçüğüm?
Ben sana içimi açarken neden suçlayacak birini arıyorsun?Şartları eşitlemek için birşeyler yaparken hiç sordun mu kendine?Niye yaptım ve neden hala kırgın?Aklına gelmemiştir ki çünkü kalbi taşa dönüşmüş birinden çok büyük bir beklenti.Çünkü sevmek senin için karşındaki kişiyi avutmak.Kendi tadın kaçmasın küçüğüm.Halbuki ben sevmeyi bir kadından öyle güzel öğrenmiştim ki.Sevmek ateşte olsan fırtınayada dönüşsen onunla savrulup,yanmaktı.Karşındakini kalbini bilip,onu uzakta olsan bile,yeri geldiğinde kendinden bile korumaktı.İkimiz ayrı kalbi taşıyorduk ama sana her zaman öğretmekten,sunmaktan asla vazgeçmedim.Sen kalbini,dünyanı ayrı tuttun her defasında.Korkularınla,,endişelerinle bir yol çizip beni görmezden gelip avutmak istedin.Oysa küçüğüm ben seni hep yüksekte yıldızlara yakın tutmuşken.Yaptığın yanlış,tercihler bizi yollarımızdan ayıracak az kaldı.Çünkü ben tükeniyorum.Seni çok sevsemde her insan yağmurlu günden sonra güneş açması umuduyla yaşar.Benim umudum tükeniyor.
Günyüzü tadında sandığım Gökyüzüm karanlıklarla dolu ve beni eritiyor. Yağmur sonrası hep güneş değil kabuslar görüyorum.Umarım son bulur yoksa son bulan bir Gökyüzüm ve tarifsiz acım olacak…