İnsan nasıl birşeydi? Sonbaharda solan dökülen bir yaprak mı ? Neydi içinden çıkılmaz bu durum? Sen bilinmezlik de kaybolurken farkında olmadan insanlardan uzaklaşman peki. İnsan dediğin kasların iskeletle oluşumu muydu peki ? Değildi duygular vardı. Hissedilen şeyler söylenenler aslında söylenmek istenen şeyler desek ona. İnsan isen söylemek istediğin şeyleri söyle seni kırmak isteyenler seni kolayca kırar iken sende bunu yapabilirsin kırılma bu hayatta ama başka birini de kır diyemem ama en azından kendine bunu yapma bile bile yapılmayacak şeyler vardı.
Yorulmadın mı ? Bıkmadın mı ? Susup gururunu incitmekten peki. Sen farkında değilsin sende olan gurur duygusu bundan yorulmuştu. Senin kulağına şöyle fısıldadı : ‘Yerinde söylenmesini gerekeni söyle’ demişti. Ama sen duyguları karıştırmıştın. Gururunu unutmuş iyimserliğinle sakinliğinle yoğrulmuş biri olmuştun. Ve farkında değildin o yoğrulmuş halinden ama toparlanman gerekiyordu. İnsanlar senin kadar iyi ve sakin değil. Şunu sorayım gurur duygunu fark etmen için kaç insan tanıman gerekiyordu ?
Şunu demeliyim ki ne kadar insan tanırsan tanı yanındaki babanı anneni bile tanıyamadığın zamanlar geliyordu yeri geldiğinde. Size fikir veremem ama tanıdıklarım bana yeter dediğim anlardayım. Şuanda yeni bir insan mı ? Bu konu da düşünecek vaktim bile yok desem inanmayın . Ben o zamanı kendi kendime ayırmıyorum. İnsanları tanıyamazsınız ama insanları tanıma diye bir seçenek yok sadece tanırken gururunu kırma sonra incitebileceğin duygun olmayabilir..