Son dönemlerde artan kira ücretleri sebebiyle yaşanan sıkıntılar ve malum ekonomik koşullar sebebiyle kiracı ve kiralayan arasında meydana gelen uyuşmazlıklar ve davalar günden güne artmakta bu konuda hem kiracı hem de kiralayan maddi ve manevi bir çok şekilde zarara uğramaktadır.Burada genellikle kiracıların mağdur durumunda olduğu koşullar göz önüne alınırken, kiralayan kişilerin de mağduriyet yaşayabilecekleri bir çok durum söz konusudur.Örneğin;kiracının ödemediği aidat giderleri sonrasında kendisi hakkında başlatılan icra takibinde Kat Mülkiyeti Kanununa göre ev sahibinin de bahse konu icra takibinde hakkında dava açılıp kendisinin de bu konuda müteselsilsen sorumlu olmasıdır.Peki bu gibi durumlarda ev sahipleri ne yapmalı?Bu durumda öncelikle icranın durdurulması(geri bırakılması) veya itiraz gibi durumlar bulunmasına rağmen en sağlıklı yol borcun ödemesinin gerçekleştirilerek kiracının ikametten tahliye edilmesine yönelik dava açmaktır.Ayrıca kiracının yan giderleri(aidat gideri) ödememesi sözleşmenin feshi sebebi olarak görülür ve tahliye işlemleri için haklı sebepler doğar.
Bilindiği üzere kiracı-kiralayan arasında ki anlaşmazlıklara yönelik davalar Sulh Hukuk Mahkemelerinde görülmektedir.Yalnız bazı durumlarda buna gerek kalmadan da her iki tarafın aralarında anlaşmasıyla kiracı mülkten çıkarılabilir ancak yinede mülk sahibinin kendisini garanti altına alabilmesi için kiracıdan Noter tarafından verilen taahhütname alınması uygun olacaktır.Ayrıca son zamanlarda sıkça karşılaşılan sorunlardan birisi de kiracının aidat ve benzeri giderleri ödemeden sözleşmenin sona ermesi sebebiyle ikameti boşalttığı ve sonrasında meydana gelen zararın kiralayan tarafından karşılandığı gibi bir problemle karşılaşmamak içinde kiracının kirayı aksatmadan her ay ödemesi durumunda bile meydana gelen aidat borcunda yine noter yoluyla kiracıya 10 gün içinde bahse konu borcu ödemesi konusunda ihtarname gönderilmesi uygundur.
