Water Fasting (Su Orucu Diyeti): Kilo Vermenin Bilinen En Hızlı Yolu

Kilo Vermenin Bilinen En Hızlı Yolu: Water Fasting

Hoş geldin şişman, girizgah yaparak başlamak istiyorum. Sana kilo vermenin bilinen en hızlı yolu olan Water Fasting yani Su Orucu hakkında bildiklerimi ve deneyimlediklerimi paylaşacağım.

Yıllardır kilo vermek isteyip, bir türlü boğazını tutamadığı için veremeyen bir şişman olduğunu biliyorum. Merak etme, hepimiz geçtik o yollardan. Okumadıysan önce ŞURADAN ilk yazımı oku, şişmanlığınla yüzleş.

Okudun mu? Tamam, şimdi birinci taktikle başlıyoruz.

Yalnız başlamadan çok net şekilde uyarayım: Bu yöntem herkese göre değildir. Benden feyz alıp kendi başına denemeye kalkma, kalkacaksan da önce git bi doktora danış. Ya da reşit değilsen ailenden habersiz bir şey yapma. Başıma iş açma benim, sonra mesuliyet kabul etmem. Burada tamamen kişisel tecrübelerimden yola çıkarak konuşacağım.

Kilo Vermenin Bilinen En Hızlı Yolu: Water Fasting

Water Fasting (Su Orucu) Nedir?

Evet, başlayalım: Kilo vermenin bilinen en en en hızlı yolu, “water fasting” yöntemidir. Bunu “su orucu” diye çevirenler var ama aklına dini amaçlarla tutulan oruç gelmesin şişman kardeşim. Kafalar karışmasın diye önce onu bi izah edeyim.

Oruç aslında kelime anlamı olarak, vücuduna enerjiye çevrilebilecek kalori sokmadığın süreye verilen isimdir. Yani her akşam yatıp 8-10 saat sonra uyanıyorsun ya hani? İşte uykuda geçirdiğin sürede “oruç” halindesin aslında. İngilizcede kahvaltıya “breakfast” denmesinin sebebi de bu. Uykudan ötürü içinde olduğun oruç halini bozuyorsun, yani “fast”ini “break” ediyorsun (breaking fast). O yüzden aslında kahvaltı, sabah öğünü değil, uykudan sonraki ilk öğündür. Ama neyse konumuz bu değil.

Water Fasting ile Kilo Veren Adam

Bu su orucu denen şey de, belli bir süre boyunca kalori değeri olan hiçbir şey tüketmemek ve yalnızca su içmek demek oluyor.

“Ne kadar bir süre boyunca?”

Valla ne kadar uzun istersen (ya da dayanabilirsen).

“S*ktir lan öyle iş mi olur?”

Olur ulan, niye olmasın? Şu aşağıdaki dayıyı görüyor musun:

Dayımızın adı Angus Barbieri. Adam tamı tamına 382 gün (üç yüz seksen iki) oruç tutmuş. Sadece çay, kahve, maden suyu ve vitaminlerle yaşamış (şekersiz, kremasız, dümdüz içilen çay ve kahvede kalori yok gibi bir şey, o yüzden bunlar da orucu bozmuyor). Sonuç olarak da 125 kilo vererek soldaki halinden sağdaki haline evrilmiş. Bak bir daha söylüyorum: Adam 382 gün hiçbir şey yememiş. Hiçbir şey. 382 gün. 300+80+2 gün. ÜÇ YÜZ SEKSEN İKİ.

Kısacası şişman kardeşim, olur öyle iş. Gayet de güzel olur. He tabii bu adam dünya oruç rekorunu kırmış bir abimiz, senin bu kadar abartmana gerek yok. Zaten önce 1-2 gün gibi kısa sürelerde oruç tutmayı denersen, pek tabii yapılabilir olduğunu kendin de göreceksin.

Ha tabii “yapılabilir olması sağlıklı olduğu anlamına mı gelir” diye düşünmüş olabilirsin. Onu da izah edeyim:

İnsanlık olarak binlerce yıl doğanın içinde yaşadık. Öyle üç kuruşa beş paket cips alıp Netflix izlerken göt büyütmek diye bir şey pek mümkün değildi yani. Atalarımız mağaralarda yaşarken yemek yiyebilmek için avlanmak zorundaydı. Bir av buldukları zaman da oturur bir güzel yerlerdi, sonra bulamazlarsa günlerce aç kalır, av aramaya devam ederlerdi. Yani vücutlarımızın alışık olduğu doğal döngü, uzun süreler boyunca aç kalmak. Buna programlı durumdayız. O yüzden sağlıksız bir diyet kesinlikle değil.

Ee, öyle olunca kas kaybetmiyor muyuz?

Ulan şu soruyu sorarken insanın yüzü kızarır terbiyesiz herif. Gören de 80 kilosun da 5 kilo fazlanı eritmeye çalışıyorsun, kas kaybetmekten korkuyorsun sanacak. Sen zaten olmuşsun 150 kilo, üzerinde var 75 kilo yağ. 100 gram kasının erimesinden korktuğunu iddia etme bana, bunlar bahane değil.

Neyse daha fazla uzatmadan son tavsiyemi de vererek seni şişmanlığınla baş başa bırakıyorum güzel kardeşim:

“Şu son iskenderi de gömeyim, sonra denicem” deme. Yemek yediğin anda vücut insülini salıyor. Vücuduna giren o şekerin, yağın, karbonhidratın komple enerjiye çevrilip tüketilmesi zaman alıyor. O süre geçene kadar sen bir daha acıkıyorsun bile. Onun yerine bir sabah uyan, uykuda geçirdiğin 8 saatlik açlığın avantajıyla başla yola. “Bir daha uyuyana kadar hiçbir şey yemicem” de kendine. Ertesi gün yine yersin. Böyle bir gün yiyip, bir gün yemeden bir dene bakalım. Baktın yapabiliyorsun, bu sefer iki gün üst üste yememeye çalış. Baktın oluyor, 2-1 şeklinde devam et. Vücudunu oruca alıştır. Gün içinde de bol bol su içmeyi ihmal etme.

Aklına takılan bir sorun olursa aşağı yaz, konuşalım.

Hadi ben yemeğe kaçıyorum, görüşürüz.

Önerilen İçerik: Ölüm Tuzağı ”Şok Diyet” ve Zararları

Dr. Nowzaradan
Subscribe
Bildir
10 Yorum
Beğenilenler
En Yeniler Eskiler
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Bitiş Çizgileri
Sonraki
Mustafa Kemal Atatürk’ün Önerdiği 5 Kitap

Mustafa Kemal Atatürk’ün Önerdiği 5 Kitap

İlginizi Çekebilir