Yitip giden insanların ardından size miras olarak beraber geçirdiğiniz zamanlar ve mekanlar kalıyor. Onlar kuş olup kanatlanıp gittikten sonra acı bir gülümseme ile baş başa kalıyorsunuz. Artık onun olmayacağını bilmek, tekrardan aynı yoldan yürüyemeyeceğini hissetmek ruha derin bir yara bırakıyor. Yıllar geçse de unutamıyorsunuz. Sonra sihirli bir sözcük fısıldıyor kulağa: Keşke!
Pişmanlığın fayda etmeyeceğini bilsek te aniden Keşke diyoruz. Keşke şu kelimeyi zikretmeseydim. Şu harekete mani olsaydım. Bundan yıllar önce Çok samimi bir arkadaşımın şu sözünü hiç unutmuyorum. Her ayrıldığımız vakitte günün sözü şu şekilde bitiyordu. ‘’Keşkesiz yaşa Kardeşim’’ ilk zamanlar sözün manası net değildi çünkü yaşın büyüdükçe kelimeler anlam kazanır ya hani. Sözünü ettiğimiz durum da özetler nitelikte.
Hayatta keşkesiz yaşamak, ânı dolu dolu yaşamak ve bir adım öteyi düşünerek yaşamak insanı daha az yaralayacaktır. İçimizde bir ukte olarak kalan olaylar daha az seviyeye düşecektir. Bu yazıyı yazmamın sebebi yaşanmış olaylar nedeniyledir . Şu duruma sizinde katılacağını bildiğim için gönül rahatlığıyla yazımın sonuna eklemek istiyorum. İnsan büyüdükçe, karşılaştığı zorluklar da artıyor. Alacağı riskler, tanışacağı insanlar her zaman doğru sonuçlarla sonlanmıyor. Bu sonuçları en minimalize şekilde olumlu tarafa çekmek için bir adım öteyi hesaba katarak, düşünerek hareket etmek keşkesiz bir hayatın önemli bir mimarı olacaktır.
Keşkesiz yaşayın J