Kendini Önemse

Hiçbir aşk, hiçbir sevgi duyulan kişi seni kendisinden daha çok önemsemez ve düşünmez. Anneler hariç. Bir tek onlar evlatlarını kendilerinden çok düşünürler. Ama hiçbir insan -ne baba, ne eş, ne kardeş- sizi kendisinden daha değerli görmez, önemsemez.

En sevdiğiniz kişi sizin için önemli bir gün ya da bir iş söz konusu olduğunda, hastalık nedenleri arkasına sığınıp, o gün yanınızda olmayarak sizi ihmal edebilir.

Siz onun için sağlığınızı hiçe sayar, istediği işi yapar, paranızı harcar, emek verir koşturursunuz ama o kendisini düşündüğü için hep bahaneler öne sürer, zarar görmemek için başka nedenler arkasına gizlenip kendini korur. Her şeyden ve herkesten önce kendinizi önemser, kendinize değer katarsanız başkaları da sizi kandırıp, oyalayıp, kendi hizmetinde, menfaatleri için kullanıp yormaz, hasta etmez, iyiliğiniz için çabalaması gerektiğini öğrenir.

Önce kendinize bir şeyler yapın. Kendinize güveninizi, umudunuzu, isteklerinizi, hayallerinizi, yaşam sevginizi kaybetmeyin. Herkesin istediklerini yerine getirirken kendi hayatınızda yapmak istediklerinizi ertelemeyin. Bunları yapabilirseniz karşınızdaki de size saygı duyar, bırakıp, çekip gidemez.

Yoksa eş olmuş, çocuk olmuş, kardeş olmuş hepsi boş. Hiçbirinin her zaman yanınızda olacağının garantisi yok. “Ben onun için saçımı süpürge ettim” devri bitti. “Şu kadar çocuğum var ama hiç biri bana bakmıyor. Kapının dışına koydular, hastalığıma anlayış göstermiyorlar” dememek için siz de kendinize bir şeyler katın. Ayaklarınız üstünde durabilmek için elinizden geleni yapın.

İlk önce tahsilinizi yarıda bırakmayın. Evlilik için aceleye gerek yok. Huzurevine de gitseniz aşk ve evlilik olaylarının sizi bulacağı varsa bulur. Onun yaşı yok. Ama okumanın yaşı var. Eğitimli olduğunuz sürece işiniz, kazancınız, saygınız olur. Siz bir gençlik hevesi ile okulunuzu bırakırsanız ilerde neler olabileceğinizi düşünebiliyor musunuz? Hayalci olmayın. Hayat hiç kolay değil. Şansınızın yaver gideceğinin garantisi yok. Hiç ummadığınız şeyler de olabilir, şans eseri sıkıcı, kötü olaylar da yaşayabilirsiniz. Kendinizi ezdirmeyin. Önce kendiniz, sonra sevdikleriniz için olabildiğince kaliteli bir yaşam sürebilmenizi tahsilinizi tamamlayarak başlatabilirsiniz.

Ama tabi ki her şey bu kadarla bitmiyor. Kendinize bir şeyler daha katabilmeniz lazım. Okulun bitmesi ile öğrenecekleriniz bitmez. Her okuyan da akıllı, bilgili, kültürlü olmaz. Kendini de yetiştirmeyi bilmeli insan. Her gittiği yerden, her gördüğü insandan, her okuduğu yazıdan bilgi edinmeye çalışmalı ve bir şeyler öğrenmeli. Hayat üniversitesi de normal üniversiteler gibi önemlidir. Onun da eğitimi yaşama dair olur, mesleğe yönelik değil.

Kendinizi kötü hissettiğinizde, moraliniz bozulduğunda da şöyle düşünün:

“Ben başkaları için önemli biriyim. Hayatlarında ben olmasam (ya da olmasaydım) bunlara sahip olamazlardı. Ben onlar için bunları yapıyorum (düşündüğünüz kişiler için yaptıklarınızı aklınızdan geçirin), hayatlarını kolaylaştırıyor ya da güzelleştiriyorum. Hem ben olmasaydım filan tanıdığımız kan bulamayacak, kan kaybından ölecekti. Ona gerekli kanı ben bulduğum için yaşıyor. Şu kişiye ben zor gününde para verip, yardım etmeseydim şimdi intihar etmiş ölmüş olacaktı. Ailesi de ondan yoksun kalacaktı. Oysa şimdi onun imdadına yetişen borç param sayesinde işlerini toparladığı yetmiyormuş gibi büyüttü de. Ben olmasam şu kişilerin de hayatları farklı olacaktı.”

Hayattaki yaptıklarınızı ve rolünüzü düşünün. Siz olmasanız kimler üzülürdü? İyi ki varsınız. Hayatta size “iyi ki varsın” diyenleriniz olması büyük kazanç. Hünerlerinizi, yapmayı başardıklarınızı bir CV hazırlar gibi kâğıda yazın. Şimdiye kadar neleri başardığınızı görebileceğiniz bir yazı hazırlayın. Bu kâğıda daha da ne başarılar ekleyeceğinizi düşünün, planlayın. Her geçen yenilikleri takip edin, okuyun, dinlenin, öğrenin. Kendinize değer katın, olabildiğinizden de daha iyi hayat yaşamaya bakın. Her bilgi, hayatı kolaylaştıracak ufak bir adımdır. İyi şeyler düşünün. Gerçekten istedikten sonra başaramayacağınız hiçbir şey yoktur. Hele bir de sevdikleriniz varsa, onların da destekleri varsa, mutlaka başarırsınız. Yeter ki siz sevmeyi, umut etmeyi, kaliteli yaşamak için kendinizle ilgilenmeyi unutmayın!

Dans Eden Kelimeler
Bale Sanatçısı, yönetmen Kağan Can Odabaşı ile eşi Editör, kitap yazarı Ayşegül Toker Odabaşı olarak yaşadıklarımızı, yaşam denen sahnede karşımıza çıkanları sizlerle paylaşmak istiyoruz.(Böyle diyerek başladık ama maalesef ben Ayşegül, tek başıma sürdürmek zorundayım. Eşim artık bu boyutta değil.)
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Baba Dediğin Bir Tutam Gözyaşı Benim İçin
Sonraki
Göbek çatlaklarına çözüm

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.