İhtiyaçlarımız mıdır bitmek bilmeyen ? Yoksa sınırsız mıdır isteklerimiz ?
Abstract Expressionist ressam Ad Reinhardt, sanata yaklaşımını açıklarken “less is more”(az ama öz) demişti.Daha sonra Hollandalı Mies Van Der Rohe mimaride minimalist tasarımları ile gündeme geldi.Buna benzer olarak çeşitli sanat kollarında minimalist eserler “less is more” sloganını motto haline getirdi.
Hepimizin hali hazırda yaşamış olduğu bir hayat var.Yaşantımızı daha iyi kılacağına inandığımız isteklerimizin sonu asla gelmez.Şu okul bitsin başka bir şey istemiyorum…İyi bir iş bulayım başka bir şey istemem…Bir araba alsam şu otobüs,metro hamallığından kurtulsam…Başımı sokacak bir evim olsa da her ay “ben yemedim al sen ye diyerek” kira bedeli ödemesem… Bakın bunun devamına 100 cümle daha ekleyebilir eşime bir araba talebinde ya da yaşamımın o an ki döngüsünde beni bunaltan bir sıkıntımın bitmesini dileyebilir ve bunların son arzum olacağını söyleyebilirim.Her zaman daha fazlası için çalışırız.Daha fazla çalıştığımız için yorgun düşer dinlenme ihtiyacı duyarız.Dinlenmek için para harcarız.Para bitince borçlanırız sonrasında borç ödemek için tekrar çalışırız.Tam anlamıyla bu olmasa da buna benzer kısır döngüler her birimizin hayatında vardır. İşte bu döngünün farkına vardığımızda her gün aynı kıyafetleri giyen Mark Zuckerberg olamayız tabi o kadarda uçmayalım.Ama kendimize sahte hedefler yaratarak bunlarla mutlu olunabileceğine inanmayan biri olursak, minimalist yaşam için büyük bir adım atmış oluruz.
SADE BİR HAYAT İÇİN ÖNERİLER
Bu öneriler sadeliği sevmeyenler için bile işe yarar olabilir.Sadelikten kasıt aklınıza sıkıcı tekdüze bir yaşam getirmesin.Sadece ihtiyacımızın dışındaki,ihtiyaç olarak gördüğümüz her şeyin aslında ruhumuza veya bedenimize büyük bir yük olduğunun farkına varmamız gerektiğini bilelim.
1-) HAYATINIZI DÜZENE SOKUN
Yediğiniz yemeklerin besin değerlerine dikkat ettiğiniz gibi yeme saatlerinize de dikkat edin.Kahvaltı öğünlerini atlamayın.Temiz beslenin ve zararlı yiyecek içeceklerden uzak durun.Hiç tüketmeyin demiyorum sadece kendinizi sınırlandırmak ile başlayın.Sonrasında zaten çayın şekersiz içildiğinden tadının alındığını ya da talaşın içine bile şeker konduğunda tatlı olabileceğinin farkına varacaksınız.
2-) GEREKMİYORSA KONUŞMAYIN
Beynimizin içi bir sürü hikaye ile doludur.İçimizde sürekli bir anlatma isteği vardır.Konuşurken ağzımızdan çıkanların bize kötü geri dönüşü olmaması için gerekmediği zaman konuşmamalıyız.İyi bir konuşmacı bile olsanız konuştuğunuz süre boyunca risk altındasınızdır.İnsanların dinleme süzgeci oldukça acımasızdır.Ağzınızdan çıkan riskli cümleler iyiye yorulsa bile mutlaka kötü bir yanını bulup önüne arkasına yeni şeyler ekleyerek aleyhinize kullanırlar.Bu tarz zorbalıklara meyil vermemek için mutlaka net ve öz konuşmalıyız.
3-)KIYAFET SEÇİMİNE BÜYÜK ZAMANLAR HARCAMAYIN
Yıllar geçmesine ve her şeyin değişmesine rağmen değişmeyen tek şey Steve Jobs’un kıyafetleridir.Kendine has kıyafet tarzı ile bilinen bir çok iş adamı,devlet başkanı,ünlü oyuncular,komedyenler de vardır. Steve kimi zaman eleştirilere uğrasa da şunu unutmamak gerekir o çok başarılı hatta en başarılı CEO’lardan biridir.Peki ya eleştirenler? Onlar kimin umrunda. Her zaman aynı kıyafetleri giyin demiyorum fakat kendinize “kapsül gardırop” yapabilirsiniz.Modası geçmeyecek,yaşam tarzınıza ve mevsimlere göre değişim gösteren 20-30 parça kıyafetten oluşan dolaba kapsül gardırop denir.
4-İHTİYAÇ LİSTESİ DEĞİL,İHTİYACINIZ OLMAYANIN LİSTESİNİ YAPIN
Yazının başında da dediğim gibi ihtiyaçlarımız bitmek bilmez.Hiç bir zaman tam anlamı ile tam hissetmeyiz.Eğer minimalist yaşayarak yüklerinizden kurtulmak istiyorsanız hayata başka bir perspektif ile bakarak gereksiz olan her şeyi yok edebilirsiniz.Giymediğiniz eşyaları,kullanmadığınız araç gereçleri yani varlığını unuttuğunuz ne varsa hepsinin listesini yapın ve değerlendirin.İhtiyacı olana verin bu kendinizi iyi hissettirecektir.Yada öncelerden aldığınız fakat artık içine sığamadığınız pantolonunuzdan bir çanta yapın.
Son olarak ; KENDİNİZE DEĞER KATIN. 🙂