Bazı insanlar doğuştan kedilerle büyürler. Bahçelerinde evlerine girip çıkan bir kedi, ya da anneannelerinin o çok miskin kedisiyle. Ben ise otuzlu yaşlarıma kadar bir kedinin çok yakınından bile geçmemiş bir insan olarak bir gün kedi sahiplenmeye karar verdim ve yeni hayatım başlamış oldu.
İlk zamanlar kelimenin tam anlamıyla hiçbir şey bilmiyordum. Hangi mama iyidir, yaş mama nedir, kediler kuma mı yapıyor?
Her şey zamanla öğreniliyor elbette ama bu serüvende öğrendiğim en güzel şey kedili hayatın ne kadar mükemmel olduğuydu.
Güne büyük ihtimalle kedinizin yakın çekim tatlı suratıyla başlayacaksınız. Bütün gece sıkılan ve sizi özleyen kediniz artık daha fazla uyumanızı istemeyecek ve kendine has yöntemleriyle sizi uyandıracak. Ne kadar yorgun ya da uykusuz olursanız olun o kocaman gözleriyle ilgi bekleyen miyavlamarına karşı koymak imkansızdır.
Yataktan kalkar kalkmaz onunla biraz oynayarak, ya da onu severek sıkılmasına çare olabilirsiniz. En sevdiği oyuncağı, tüylü oltası, sesli topu size yardımcı olabilir.
Kahvaltınıza başlamadan önce tüylü dostunuzun maması ve suyu tazelenmelidir. Oyundan sonra beslenmeye bayılan dostunuz mamasını yerken kahvaltınızı edebilirsiniz.
Kedi dostlarımız için temizlik önemli bir unsurdur, bu yüzden ilk fırsatta kumunu temizlemek hem koku oluşmasının önüne geçer, hem de temiz kum kabı kedinizin de hoşuna gider.
Kediniz günün büyük bir bölümünde uyur ve o uyurken şekilden çekile girmesini izlemek, nefes alış verişini dinlemek o kadar huzur verir ki, bazen bu dünyada gördüğüm en güzel şeyin uyuyan bir kedi olduğunu düşünürüm.
Bunların hepsi, her kedi sahibinin bildiği sıradan şeylerdir, peki neden mi yazdım bu yazıyı? Çünkü bir kediyle bir gün geçirmek en sıradan gününüzü bile renklendirir, kediler size sevginin en güzel halini öğretir, sıcacık patileri, yumuşacık tüyleriyle huzuru ayağınıza getirir.
Bir kedi sevin, bir kedi alın, bir kediyle yaşayın, uyuyun, oynayın. Hayatınızı renksiz, evinizi bomboş bırakmayın.
Kediler. İyi ki varlar