‘’Sıvılar bulundukları kabın şeklini alır’’ diye öğretildi fen bilgisi derslerinde. Daha sonradan sosyal medya aracılıyla tatlı hallerini gördüğümüz kedilerin bulundukları kabın şeklini aldığını öğrendik. Peki insanlar? Onlar da bulundukları kabın şeklini alırlar mı? Bulundukları kabın şekli dışardan bakanlara göre değişir mi? Ya da durun yaa insan neden bir kabın içine girsin ki
Ana rahmine düştüğümüzde merak uyandırırız. Birkaç ay sonra cinsiyeti öğrenmeye çalışırlar. İşte o an da gireriz bir kabın içine.
Kadın kalıbı şekli bakanlara göre değişkendir. Küçük, cılız, beceriksiz, başkasına muhtaç, evlenene kadar babasının himayesinde evlenince eşinin himayesinde kendi ayakları üzerinde duramayan, anne, idealist, kültürlü, güçlü, özgür, cesur bla bla bla
Erkek kalıbı şekli de bakanlara göre değişkendir. Adam, soy devam ettiren, boşandıktan sonra erkek kalıp farklı bir sıfat almayan, bakmakla yükümlü olduğu mutlaka birileri olan, çalışması zorunlu olan, baba, idealist, kültürlü, güçlü, özgür, cesur bla bla bla
Hemen sonrasında isim kalıbı var. Biri keyfine göre bir isim koyuyor. Bebek için hiçbir anlamı olmayan ebeveynin, hayran olunan birinin, ailede hiç olmayan birinin, kuran da var diye edatın, ana dilinde bir karşılığı olmayan ama başka dilde güzel bir anlamı olan söylenmesi zor olan ismi konuluyor. Ve büyüyünce de adına benzedi denilerek ismi ile karakter yorumlanması yapılıyor. İyi de benim etkim olmayan bir isim nasıl beni tanımlayabilir ki
Bu kaplardan geçince ailemizin yönlendirmesiyle hayat kabına giriyoruz. Kimimizin ailesi yanında oluyor kimimizin de olmuyor kimimizde neden varlar ki diyerek olmamalarını hayal ediyoruz. Ve bu şekilde adım atıyor hayat kabına. nasıl şekil aldığını anlatmaya kelimeler yetmez.
Peki girdiğimiz bu kaplar neye göre doğru?
Ataerkil toplumda kadın olmak
Eğitim almanın gereksiz olduğu bir zamanda okul okumak
Herkes üniversite mezunu olurken lise mezunu olmak
Herkes evlenirken bekar kalmak
Çocuklu olanların yanında çocuğunun olmaması
Sağcı olan insanların arasında solcu birinden bahsetmek
Kahvaltıda dahi et yiyen birinin yanında vegan olmak
Ya da bunların tam tersi. Bu kaplar bu şekiller kime göre doğru? Kim belirliyor?
Dünyada her şey zıttı ile var olur denir. O yüzden bize de her konuda % 50 seçme şansımız olduğu seçenek sunarlar ve ona göre kalıba gireriz. Gireriz de kabın şeklini alır mıyız?
‘’Sen hiç ateş böceği gördün mü’’ filmini izlediniz mi? Orada başrol karakterin amcası solcu ve film boyunca sürekli tutuklanıyor. En son eve polis geldiğinde amcayı değil de sağcı dayıyı tutuklarında herkes şaşırıyor. Solcu devlete karşı gelirken biraz zaman sonra sağcı devlete karşı geliyor. Bize sunulan seçenekte % 50 şansımız vardı. Ve her türlü sonuç tutuklanmak mı?
Ya işçi kabındasın ya da patron. Patron kabındakini tasvir ederken hep işçi kabını ezer. Patron olmak için altında seni patron yapan emekçiyi ezmen mi gerekir? % 50 şansımız da ya hak yiyeceğiz ya da hakkımız yenilecek.
Bu kapların sayısını çoğaltabiliriz elbet. Ama sonucu değiştiremiyoruz. Biz kaba girip şeklini alamadan kabı kırıyor anlamını yitirtiyoruz.