İnternet’e girmişsin, arka sekmelerin çokluğu, bir sürü çerez, ardı ardına atlayıp duruyorsun sekmeler arasında. Hatta bir yerden sonra unutup ne aradığını, bambaşka sitelere dalmışsın. Zihnimiz bu halde işte. Arka sekmelerimiz (düşüncelerimiz, planlarımız, isteklerimiz, istemediklerimiz) açık halde geziyoruz.
Belki de bu yüzden yarım kalıyordur çoğu isteğim. Şimdiye odaklanamayan biri, şu anı yaşayamayan biri nasıl tamamlayabilir ki bir şeyleri.
- Memento mori = Fani olduğunu hatırla. Her seferinde durup düşünmemi sağlayan söz. Bu, yaşlanacaksın bir gün demek. Zaman geçecek ve şu an çılgınlar gibi akıyor gidiyor demek. Daha fenası yarını göremeyebilirsin de demek.
Oradan oraya koşturup,binlerce düşünceyle, her şeyi yarım bırakıp, çok debelenip sonunda ulaşamadıklarıyla mutsuz bir hayat sürmek mi? Yoksa bir sarılmanın, öylesine gülüşmenin, bir on dakika da olsa istediğin yöne yürümenin tadına vara vara yaşamak mı?
Pollyanna kalamayız elbette. her zaman aheste aheste yaşayamayız. Fakat durabiliriz. Arka sekmeleri açık gezmektense onlara tek tek bakıp kapatabiliriz.. Kapatalım mı artık zihnimizde dönen düşünceleri?
Biri aranacaksa bekletme ara. Bir kitap mı aldın? Hadi başla. Konuşsam ne der? Acaba spor mu yapsam? yeni bir işe mi girmeliyim? O çekmeceyi temizlemeliyiz bir ara. Kendime zaman ayırmam gerek ama bla bla bla…. O ayakkabıyı almışsın giy işte, özel bir anı bekleme. Seviyorsun, ona sevgini göstersene. KOY VER GİTSİN. Kararsız kaldığımda ya da korktuğumda ya da yapamayacağımı düşündüğümde söyledim bunu kendime. Koy ver.
Öylece boş ver anlamında değil bu söz. Kalk, yap, verilecekse ver, yapılacaksa geciktirme, durma, olduğu kadarıyla tamamla, hadi, hadi, hadi, bitir işini kızım demekti.
Vakti gelmedi mi?