Güçlü ruhlar, korkak ruhların benliğinde harcanıp gider. Aşağılık kompleksi olan bireylerde bu görülen bir şeydir. Korkak ruhlu bireyleri yetiştiremezsin, iyileştiremezsin. Elmas ve kömür aynı karbon sayısına sahip olmasına rağmen biri çok sertken diğeri çok yumuşaktır. Elmas dışarıdan tonlarca ağırlıktaki basınca maruz kaldığı için bu kadar serttir. Kömür basınca, zorluğa ve yontulmaya maruz kalmadığı için bu kadar yumuşaktır. Kimin elmas kimin kömür olduğuna ancak onlar bize kim olduklarını gösterdiğinde emin olabiliriz. Diğer türlü hem kendimizi hem de karşımızdakini üzmekten öteye gidemeyiz.
Hak etmeyene verilen fazla saygı ve değer o kişiye aslında hakaret etmektir.
Kimse istemediği halde başkasından bir şey almayı, borçlu kalmayı istemez çünkü.
İyilik, iyiliktir. İyiliğin kötülüğü olmaz. Kötü tohumlar sevilmeye layık değildir. Ne sevmeyi bilir ne de sevilmeyi. Bazı şeyleri değiştirmeye çalışmayın. Siz yukarı çektikçe o sizi aşağı çeker.
Göğe ne kadar yükselirsek, uçmayı bilmeyene o denli küçük görünürüz.
Kötülüğü mesken etmiş insanlar için güzel şeyler fazlalık doğurur. Onlarla mücadele ederken benliğinizi kaybedersiniz. Her geçen gün tüm güzel duygularınızı hebâ edersiniz.
İyileştirmeye çalıştığınız gün gelir celladınız olur.
Kibir ve kin birlikte aynı yolda yürür. Kin besleyen kalpler hiçbir zaman gerçekten sevemezler. Kendi içsel nefret ve öfkelerini başkalarının üzerine kusar ve kurban rolü oynarlar. Aslolan kendini sevmektir. Öz sevgi, öz saygı, öz değer… Hepsinin “öz” ile başlamasının bir nedeni var. Onları başkasında bulamazsınız.
İnsan kendini şifalı ve sağlıklı bir sevgiyle sevmeyi öğrenmeli…
Pişmanlıklar sadece birer yanılgıdır. Bazı hatalar vardır niçin yapmamanız gerektiğini anlamanız için onu bir defa yapmanız gerekir. Hiçbir aşk ya da sevgi yarım kalmaz. Tamamlamak için uğraştığınız şey aslında sadece bir bitişe hazırlıktır. Böylece ilkler unutulmaz, sonlar ise kaçınılmaz olur. Kabullenmek iyileştirir. Tecrübelerden ders çıkarılmazsa kader tekerrür eder. Yanlış öğretilmiş sevgiler, duygular ve olgular can acıtır. Seven yenilir, sevilen kaybeder. İnsan bazen her şeyi ardında bırakmalı. Sezen Aksu bir şarkısında şöyle söylüyor;
Hüzün olup binbir damga vuruyor sevgim üstüne,
Yeter gidip o sevgisizliğinde kendi tükensin.
Her şeye rağmen güzel kalabilen insanlar, ruhlarını diri tutan güçlü insanlardır. Kalp acılarla güzelleşir mi? Yoksa bir daha hiç eskisi gibi olmayacak derecede hissizleşir mi?
En derinden gelmelidir en yüce olan, kendi yüceliğine.
Varsın sevgi ırmağımız sapa yollara düşsün. Mümkün müdür bir ırmağın sonunda denize kavuşmaması?