İnsan türünün tabiatta hayatta kalabilmesi için çoğu zaman faydalı olan, fakat yerleşmiş ve sosyal düzende yaşayan bireyler için zaman zaman zararlı olan bir evrimsel mirastır, hipergami.
Hipergami aslında sadece insan türünde değil, diğer canlı türlerinde de görülmektedir. Sosyal inşalar olan “eş“, “evlilik“, “sadakat“, “nesep” vs. birçok sosyal hayatımızın bize inşa ettiği inanışlarımızın olmadığı yerde, yani doğanın kendisinde, hipergami; yani briffault kanununa göre de eşlerini seçen dişilerin erkekler arasından en yüksek değere sahip olanı seçme eğilimi olarak açıklanabilir.
Üstün Erkeğin Zaferi: Hipergami
İnsanların atası olan ilkel insanları vahşi doğada ele alalım.
Dişilerin hepsinin çocuk doğurma eğilimi vardır. Çocuklarını doğurabilecekleri erkekleri de ezik ve üstün, marifetli olarak iki uç noktaya sahip bir skala olarak dizmiş olduklarını düşünelim. Bu dişiler için ezik erkek nasıl olur? Güçsüz, ufak tefek, rakiplerinden geri kalan, avcılıktan yoksun, kaynak erişimi kısıtlı, çekingen ve öz güvensiz erkekler olarak örneklendirebiliriz. Peki, üstün erkeğin özellikleri ne olabilir? Güçlü ve kuvvetli, rakiplerinin hepsini alt edebilen, kaynaklara erişimi kolay, avcılıkta yetkin, isteklerini kabul ettirebilen ve dominant erkek, üstün bir erkektir. Dişi atalarımız için tabiatta üstün erkek özelliklerine sahip erkeklerden çocuk yapmak, çocukların babalarının genlerini taşıyarak hayatta kalacaklarına olan inancı yükseltmekteydi. Bu genlere sahip olan erkekler de dişiler de bu beklentiye girdiler. Dişi olanlar aynı annelerinin yaptığı gibi bu tür üstün erkekleri çekici buldular ve onlarla birlikte olarak onların çocuklarını doğurmaya meyillendiler.
Değişen Üstün Erkek Modeli
Üstün erkek olanlar çokça çocuk sahibi olurken ezik olan erkekler baba olma şansına çokça erişemedi.
Sosyal inşalar geliştikçe vahşi doğada üstün erkek modeli de değişti. Zamanla toprağı iyi işleyen ve kafası iyi çalışan erkekler avantajlı ve üstün erkek olarak görüldü. Bu yeni model erkekler, vahşi doğada dezavantajlı olan erkekler oldular. Hayvan evcilleştirerek, tarım yaparak ve politik sistemler kurarak güçlünün zayıfı ezdiği düzeni bitirdi.Başkasının malına ya da canına kast edeni, zorbalık edeni toplumdan dışlayıp cezalandıran sistemler kurduk. Eşini aldatan insanı sosyal olarak dışlayan sistemler kurduk. 50.000 yıl baskın kadının düzeni geçerliydi. Hatta kadının istediği erkekle birlikte olabildiği, bir baskıya ve dışlanmaya maruz kalmadan yaşadığı zamanlar vardı. Modern anlamdaki insanın bilinen yaşı yaklaşık 200.000 yıl kadardır. 10 binlerce jenerasyonluk bir genetik mirastan bahsediyoruz. Fakat bu sosyal inşalar, sistemler maksimum 10.000 yıllık bir süreçte oluştu, yani oldukça yeni.
Bu yüzden, kadınların mevcut ortamdan ve kendilerinden üstün olan ve en iyi seçim olan eşler seçme eğilimi 10.000 yıllık sosyal inşalarla bitip gidecek bir şey değildir. Nedeni ise, bu seçime meyili olan kadının soyunun hala sürüyor olması, doğal ya da yapay seçilim içerisinde bu genetik özelliğinin gen havuzunda hala var olmasıdır. Diyebiliriz ki bugün kadın, belki çevresindeki en üstün erkeğin çocuğuna sahip olamıyor olabilir, fakat bunun eğilimini göstermeye devam ediyor. Mesela, kadınların kendilerinden kısa erkekleri eş olarak seçmeleri hala çok nadir görülmektedir. Kadınlar hala çok nadir olarak kendilerinden sosyo-ekonomik olarak daha aşağıda birini eş olarak seçmektedir. Bugün kadınlarımız sosyal inşaların ve sosyal medyanın etkisiyle feminen özellikler gösteren erkeklerden etkilendiklerini söylüyorlar. Fakat bir erkeği kolaylıkla etkileyebilen ve yüksek cinsel değer sahibi kadınlar (aktrisler, şarkıcılar, zengin kadınlar vs.) kassız, öz güvensiz, ufak tefek vs. erkeklerle çok nadir olarak beraber oluyor. Çoğunluğu kendi statüsünde ya da yakın statülerde erkeklerle veya kaslı playboy tipi erkeklerle birlikte olmayı seçiyor.
Sonuç olarak diyebiliriz ki, günümüzde hala kadınlar ilkel yıllarda olduğu gibi üstün erkek seçme eğilimdeler ve hala hipergami yaşanmaktadır.