Kadınlar İnsandır, Erkeklerde İnsanoğlu!

Fotoğraf sahibi: RDNE Stock project (@RDNE Stock project on Pexels)

Ölüm!… Çoğumuz bu kelimenin ne anlama geldiğini ve ne olduğunu biliyoruz. Bedenimizi canlı tutan organların işlevlerini durdurması ve ruhun bedenden sonsuza denk ayrılması olarak açıklanabilir. 

Peki, sizce ölüm kimlere yakışır? Sapıklara, vicdandan yoksunlara, hayatında en ufak bir faydası olmayıp, etrafına iyilik ve güzellikten çok, ihanet ve kötülük getirenlere? Yani, gerçekten ölüm kimlere yakışır?

Açıkcası ölümün kimlere yakıştığı kısmın da biraz kafam karışık olsa da, kimlere yakışmadığını çok net biliyorum. 

Ailesinin binbir zorlukla büyütüp bugünkü hale getirdiği çocuklara, küçük yaşlardayken tek derdi çikolata yemek ve oyun oynamak olan çocuklara, sadece boşanmak isteyip kendi hayatıyla ilgili kararlar alan herhangi bir kadına ve kendi ayakları üzerinde durup çocuğuna tek başına bakmak isteyen bir anneye asla yakışmaz.

Fakat ne yazık ki bu tip olayların yaşandığı dönemden geçiyoruz. Peki, neden?

 

Sigmund Freud’un çok seviğim bir sözü var: Herkes Kendi Meşrebince Ölecektir.

Peki, bugün cinayete kurban giden kadınlar, çocuklar, adamlar, hayvanlar sizce kendi meşreplerince mi öldüler yoksa başkalarının meşrebince mi öldürüldüler?

Lütfen, düşünelim ve tartışalım.

İnanç

Her ne kadar inançlı bir toplumda yaşıyor olsak da, maalesef ‘ahlak‘ kavramını çoğunlukla unutuyoruz. Ahlak kavramını unutunca da maalesef, kediye tekme atıp camide namaz kılan insanlar ortaya çıkıyor. Çok acayip, değil mi? İnançlı bir birey, eğer düşünecek ve sorgulayacak bir akla sahip değilse, sadece inanmanın yeteceğine ve dünyada istediği gibi at koşturabileceğine inanıyor. Gerçekten trajik bir durum.

Oysa inançlar da toplumumuza Oku,Saygı Duy,Sev ve Yaşat demiyor muydu? Okumuyoruz, Saygı Duymuyoruz, Sevemiyoruz ve Yaşatamıyoruz! 

Aile 

Ne kadar komik, değil mi? Bir babanın ‘Hadi oğlum, göster amcalara pipini’ demesi veya bir annenin, bir kıza yapılan haksızlık karşısında ‘Amaaan, oğlumun elinin kiri’ demesi. Mide bulandırıcı. Böyle aile yapıları sayesinde bir nesil, asla istemeyeceğimiz bir şekilde yetişti.

Çocuk yetiştirmek, eminim ki bir ejderhayı eğitmekten çok daha zordur. Çocuklar, tek derdi üremek olan aileler tarafından değil; kendini yetiştirmiş, etik aile bilincine sahip kişilerce yetiştirilmelidir. Yani, bu kişiler çocuk sahibi olmalıdır diye düşünüyorum. Yapıp yapıp sokağa salınca bizler uğraşıyoruz. 😒

Sonuç

Anlatmak istediklerimi bir, iki başlık altında topladım ve olabildeğince kısa ve öz anlatmaya çalıştım. Bu yazının sonuna gelirken, psikoloji alanın da en sevdiğim ve fikirlerini beğendiğim Carl Gustav Jung’tan bir alıntı yapmak istiyorum. 

 

Aydınlanmış biri olmak, sadece ışığa odaklanmak değil, karanlığı da bilinçli hale getirmektir.

 

 

HakanCG
Düz insan.
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Kadın Cinayetleri Nasıl Gerçekleşiyor??? (Sosyal Hizmet Uzmanı bakışı)

Kadın Cinayetleri Nasıl Gerçekleşiyor??? (Sosyal Hizmet Uzmanı bakışı)

Sonraki
Gel/Git Dönemini İdare Ettirme Tavsiyeleri: Aperatif/Tatlı Döngüsü

Gel/Git Dönemini İdare Ettirme Tavsiyeleri: Aperatif/Tatlı Döngüsü

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.