Kadınlar Günü Pilavı

Her sene olduğu gibi, bu sene de ve gelecek senelerde de anılacak olan şey; ‘Kadınlar Günü’nün meşhur ‘Temcit Pilavı’!..
Aynı dertler, aynı öfkeler, aynı duyarlılık ve duyarsızlıklar, aynı erkekler ve aynı kadınlar! Değişmeyen, değişemeyen, değiştirilemeyen zihniyetler!

Yoruldum, sıkıldım, bunaldım.

Gördüğümüz, şahit olduğumuz ya da bilemediğimiz nice eziyet gören kadın, erkek, hayvan… Yetişkin, ergen, çocuk, bebek… Ve anlaşılan o ki; bu düzen hiç değişmeyecek!

Yoksa her şeyin başı, her derdin ilacı, her gönlün şifası değil miydi ‘sevgi’?!.

Sev be!

Sevgi; değer vermektir, karşındakinin yaşam hakkına saygı duymaktır.
Sevgi, birliktelikten kuvvet almak ve bundan mutlu olmaktır.
Sevgi, hiç kimse için ayırımcılık yapmamaktır.
Sevgi; iyiyi güzeli olduğu kadar, acıyı ve kederi de paylaşmaktır.
Sevgi, başkasının mutluluğundan haz almaktır.
Sevgi, karşıdakini mutlu ederek mutlu olmaktır.
Sevgi, insanı insan yapan en zenginleştirici duygudur.

Ölmeden önce yapılacaklar listendeki en önemli şey; sevmek olsun. Sev!.. Önce kendini, sonra karşındakini sev. Sen sevgi dolu olursan, sevmeye de sevilmeye de açık olur, mutlu olursun.

Sev be!

“Erkekler şöyle kötü, vay efendim böyle odun…” diyeceğimize; kadınlar olarak önce kendimizi geliştirsek de, doğurduüumuz erkek evladımızı ta çocukluktan itibaren ‘güzel bir insan’ olarak yetiştirsek, onlar da mutlu ve vicdanlı bireyler larak yetişse, sorun kendiliğinden çözülmez mi ki acaba?

Kadının en büyük düşmanı yine kadın, inanabiliyor musun?
Bilip bilmeden sırf kıskandı diye kadınceğizi yerden yere vurup etmediğini bırakmayanı yok mu? Var!
Sırf kendisinden daha güzel diye (ki güzellik görecelidir biliyosun?) etmediğini ardına komayanı yok mu? Var!
Sırf kendisi yapamıyor diye, hemcinsinin yapabildiklerini kıskanıp onu bunu çekip, bi’ güzel çekiştireni yok mu? Var!
Kendi zamanında neler çektiğini unutup, kızını gelinini yeğenini ellere kurban edeni yok mu? Var!
Kendi kız evladı olduğunu ve bir gün genç bir kadın olacağını unutup; başkasının kızı / karısı hakkında abuk sabuk, ileri geri, sağa sola konuşanı yok mu? Var!

Kadın, diğer kadınlara nasıl davranmalı, ne yapmalı ya da yapmamalı?

Bi’kere kadın kendini eğitecek ki önce, kızını / oğlunu / torununu / öğrencisini / vs. ona göre doğru bir şekilde yetiştirebilsin. Daha aile içinde başlıyor saçmalık zaten. Kayınvalidesi, görümcesi, ebesi, ninesi birbirine kötü davranıyorsa; dışarıdaki kadına iyi davranmasını nasıl bekleriz tabii?!

Bak ne olacak:

Kayınvalide gelinine, elti-görümce birbirine, anne kızına, kız kardeşler birbirine, eş-dost-arkadaş birbirine haset ve nefretle bakmayacak. Tam tersi onu haksızlıklardan korumanın aslında hemcinsi olarak kendi haklarını koruduğunun bilincinde olarak, karşı cinse ezdirmeyecek.

‘Gelin’ insanı kadıncağızın itip kakacağı, ‘damızlık’ niyetine kullanacağı, hizmetkar yapacağı bir ‘insan’ olmadığının farkında ve vicdanında olacak kayın-valide!

Öz kızına ‘satılık mal’ muamelesi yaptırmayacak ‘anne’ vasfına layık olmayan kadın! Sesini çıkaracak her şeye rağmen!

Oğlunun kaç genç kalbin ahını aldığıyla, sözde çapkınlıklarıyla övünmeyecek annesi olacak kadın!

Kendi hemcinsinin kim olursa olsun eğlenilecek / evlenilecek diye kategorize edilmesine göz yummayacak ‘kadın müsveddesi’ kadıncık!

Bir meta veya obje gibi görülmesine kendisinin de yardım ettiğinin farkında olacak ve kadın olmaktan önce ‘insan’ olduğunun ayırdına varabilecek.

Karşı cinsin nefsini değil, kendi ruhunu doyurmaya çabalayacak ve bunun için kendini geliştirmeye uğraşacak kadın dediğin.

‘Doğurmak’ gibi mucizevi bir özelliğe sahip olduğu kadın olmakla gurur duyacağına; hemcinslerine lakaplar, etiketler yakıştırmayacak ‘erkek’ nesli gibi utanmadan!

Kendi gibi olmayan, kendisiyle aynı düşünmeyen, aynı giyinmeyen, aynı yaşamayan hemcinsine hakaret etmeyecek. Önce kadın kadına ‘insan’ olarak saygı gösterecek ki sonra erkeklerden bekleyebilsin aynı saygıyı!

‘Feminizm’ diye bağırınacağına ‘Hayatbizim’ diye haykıracak. Kendi bedeni, kariyeri, eğitimi, evliliği, kısaca kendi hayatı hakkında söz sahibi kişinin ‘insan’ olarak sadece ve sadece kendisi olduğunu bilecek ve bilmeyenlere bildirecek.

Önce kadın eğitecek kendini! Sonra da o eğitimi, hem kendi cinsine hem de erkek cinsine verecek! Yoksa sadece ‘erkek’ olduğunu sanan ve öylece etrafta dolanan insan müsveddelerine ‘akıllı, vicdanlı, saygılı olun artık ulen’ demekle bir yere varamayız!

Kadınlar olarak el ele verip birbirimizin kusurlarını değil, güzelliklerini görmeye başlamalıyız. Ve geriye değil, ileriye adımlar atmalıyız. Bunu engellemeye çalışanlara ‘feminist’ olarak değil, sadece ‘insan’ olarak karşı çıkmalıyız. Ki; önce “feminizm” nedir onun bilincine varmalıyız. Önce kendimize sonra da yanımızdaki, yöremizdeki, karşımızdaki, etrafımızdaki ve hatta tanımadığımız ötedeki kadınlara da saygı gösterebilmeyi öğrenip, öğreteceğiz!

Yeter artık!!!
Kadınlar olarak aklımızı başımıza alacağız.  Allah beyin vermiş, çalıştıracağız.

Kadın – erkek – çocuk olarak değil, öncelikle ‘insan’ olarak haklarımızı bilip ona göre davranacağız.

Gerçek hayat ya da sanal hayat fark etmeksizin, kadın olmaktan evvel “insan” olacağız ki; diğer insanlara kadınlığın haklı gururunu savunabilelim.

Biliyorsundur; illaki ailende veya çevrende görüyorsundur; kadın hemcinslerinden daha çok kadınları savunan, seven, değer veren, “güzel insan” olan erkekleri. Ne güzeller değil mi? Senin onlardan eksiğin değil fazlan var. Hemcinssin ülen işte. Neyin kıskançlığını, neyin hesabını yapıyorsun da aşağılıyorsun güzelim cinsini. Dur da düşün; bir başka kadın senin için kötü düşünse ve bunu dile getirse hoşuna gider mi? Kadını, erkeği yok bu işin; iyisi kötüsü olan “insan” evladı var.

Nasıl bir kadın iyidir, güzeldir?.. Dur anlatayım;

 Öncelikle kendine sevgisi ve saygısı olan insandır. O yüzden herkese de o şekilde davranır. Biriyle herhangi bir anlaşmazlık yaşadığında empati yapıp, gereksiz triplere girmez ve özellikle karşısındaki bir sevdiceği ise, konuyu uzatmadan, kalpler kırılmadan toparlayıcı ve birleştirici modunu takınır. Kin tutmaz, tutturmaz, sevgi ile her şeyin üstesinden gelir.

 Herkes gibi olmaya çalışmaz, özgün kişiliğini korur. Kendiyle yarışarak, gelişim sağlamaya çalışır. Başkalarının değil, kendi hayatının nasıl olduğuyla ilgilenir.

 Hayata ve güzel insanlara gülümser. Olumlu, ılımlı ve alımlıdır. Çekiciliği zekasından gelir.Çocuk veya yetişkin fark etmeksizin, herkesle iyi bir iletişim kurmaya çalışır. Saygıyı ön planda tutar.

 Ev işi, yemek, börek çörek değil; kendini nasıl daha iyi ve mutlu bir insan yapabileceğini öğrenmeye çalışır. Mutlu oldukça da zaten evini, mutfağını, hayatını daha iyi idare edecektir.

Karşılıksız sevgi verir ve aynı şekilde almak ister. Çünkü karşılığını istemediği şeyin aslında istemediği kadar çok şekilde kendine döneceğini bilir.

 Erkek cinsine de saygı gösterir ve varsa erkek evladını kadın cinsine saygılı, vicdanlı bir insan olarak yetiştirir.

 Güzel kadın; akıllı, zeki kadındır. Kendiyle barışık şekilde fiziğiyle değil, beyniyle var olmaya çalışır. Elbette kendine saygısından ötürü görünüşünü de ihmal etmez.

 Aaa… Bunların hepsi iyi ve güzel bir “insan”da bulunması gerekli özellikler değil mi? ツ

Demek ki; iyi ve güzel birer kadın ya da erkek değil, iyi ve güzel insan olmak lazımdır. Gerisi zaten gelir.

Birilerine ya da bir şeylere katlanmak zorunda değilsin. Birinin ya da bir şeyin senin hayatına renk yerine zehir kattığını keşfettiğinde, hemen ondan uzaklaş. Böylece ruh ve beden sağlığını koruyabilir, kendini hafiflemiş ve huzurlu hissedebilirsin.

Evet… Yapabilirsin!

Kendini Sev Ve Koru

Bir insanı, olduğu üzere kabul etmek ve “Olduğun gibi kal sen böyle ‘sen’sin, seni olduğun halinle seviyorum” diyebilmek ne güzel. Kendin gibi kalabiliyor ve onu da olduğu gibi kabul edebiliyorsan, hatasıyla ve doğrusuyla sevebiliyorsan, yanında rahatça şımarabiliyorsan, üstü açıldı mı diye arada bakıyor veya canı yandığında aynı acıyı hissedip kalbinden sızlıyorsan, yanındayken bile özlüyorsan, aynı ve ayrı şeylerden ortak tadı alabiliyorsan; ne güzelsin! ??

Kadın ve erkek birlikte bütündür, tamdır. Biri yoksa, hayat yarımdır. Güzel insanlar olarak geleceğe birlikte sevgi, saygı, merhamet, anlayışla ve huzurla kavuşalım.

Ömrümüze ömür katacak, kendi karanlıkta bile olsa bizim yolumuzu aydınlatmak için çabalayacak insanları hayatımıza dahil edelim. Sevelim, sevilelim.

Sözün özü cancağızım; Kadın; ‘insan’ı dünyaya getiren, mucizevi doğum olayını gerçekleştiren canlı.

Ancak, erkek cinsi ile bir bütün olan ve aynı zamanda varlığıyla her iki cinse de hayat veren canlı.
Kadın/erkek olarak değil, ‘insan’ olarak saygı gösterebildiğimiz zaman her cins, her tür, ayrıcalıklı ve değerli olacaktır.
İnsana, hayvana, bitkiye, ağaca, doğaya, yaşam hakkına saygı göstermeliyiz.

Kadın özellikle hemcinsinin yanında ve en büyük destekçisi olmalıdır.
Gençliğinde yaşadığı olumsuzlukları hatırlayıp kızına, gelinine, yeğenine, komşusuna daha iyi ve mutlu olabilmeleri için ‘insan’ gibi davranmalıdır.
Önce kız çocukları eğitilmelidir ki; ileride onlar da hem kız hem erkek evlatlarını nasıl eğitip yönlendireceklerini öğrensinler.
Bir kadın erkek çocuğuna; öncelikle annesi olarak kendisine, varsa kızkardeşlerine, kız arkadaşlarına ve diğer tüm kadınlara nasıl davranması gerektiğini küçücükken öğretmelidir.
Böyle bilinçli yetişen bir erkek çocuk, zaten kendiliğinden güzel bir erkek ve insan olacaktır.
Kadınlar…
Güzel insanlar yetiştirin.
Böylece hayat kendiliğinden güzelleşir.

Kadın…
Sen, yaratılmışların en özelisin;
‘İnsan’sın!
Sen, insanların en özelisin;
‘Kadın’sın!
Kendini Sev ve Koru!
Kendini tanı.
Kendine itiraf et.
Çünkü; kendini sevmek ve korumak zorundasın!
Kendini sev ve say.
Sen kendini sevmezsen, sevilmeyi de bekleme.
Sen kendine saygı duymazsan, sayılmayı da bekleme.
Seni ‘sen’ olduğun için kabul etmeyen, kişiliğine saygı göstermeyen, şiddetin her türlüsünü ‘normal’ gören ve üstelik bunu senin suçunmuş gibi hissettiren herkese ‘dur!’ de.
Genel güzellik ve ‘kadınlık’ algısına kapılma.
Selülitin olduğu için ya da börek açamadığın için ‘eksik’ kalmazsın. Ama kendini kendine açamadığın için yarım kalırsın.
Gerçeklere gözünü açamadığın için, aslında olması gerekene hep kör kalırsın.
Yapma!
Kendini say ve sev.
Kendini seven ve kendiyle barışan insan, diğer insanları da sever.
Güzellikleri ve güzel insan olmayı seç.
O zaman, çok “güzel” bir kadın olacaksın.

Sevgiyle…
İklim´in Dora´n

NOT:

Hep yazıp çizmişiz ama değişen bir şey yok ne yazık ki ama şöyle bir göz atmak istersen diye; daha önce yazdıklarım:

Kırmızılı Kadın
Senin Adın Kadın
Kadınca

İklim Dora
Yazıyorum, Paylaşıyorum. Hayatın Sevmek, Inanmak Ve Paylaşmak Olduğunu Düşünüyorum. Az Öz Dostum, Ruh Ikizim Ve Kitaplarım Olduğu Sürece Benden Mutlusu Yok. Dünyalıyım. İçi Dışı, Özü Sözü Bir Olmak; Istediğim. Hadi O Zaman, Okuyalım Güzelleşelim. ツ
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Ah Werther!
Sonraki
Birim 731

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.