Kaderimizi Biz mi Belirliyoruz ?

Bazı bilim adamlarına, felsefecilere ve davranış bilimcilerine göre hayat rastlantısaldır. Peki nedir rastlantı; rastlantı her olayın muhakkak bir nedeni olmadığını ya da olayların bir neden sonuç zinciriyle meydana gelmediğini varsayan bu görüşe göre, olayların nedensiz, gelişi güzel bir şekilde meydana gelişine verilen addır.

 Peki bu görüşe katılmayan, determinist ve nedensellik kurallarını benimseyen bilim adamları, felsefeciler, alimler yok mu ? Aslına bakarsanız, sayıları hiçte azımsanmayacak derecede çok. Şimdi determinizmi de kısaca açıkladıktan sonra ” Determinizm: evrenin işleyişinin, evrende gerçekleşen olayların çeşitli bilimsel yasalarla, örneğin fizik yasaları ile belirlenmiş olduğu ve belirlenmiş olayların gerçekleşmelerinin zorunlu olduğunu öne süren öğretidir ” Sizlere sunmak istediğim iki yaşanmış çok ilginç olaya geçelim. 

                                          -Beethoven’in anısına-

”Takvim yaprakları 1827 yılının Mart ayını gösterdiğinde, klasik müziğin  büyük  dehası L. Beethoven son günlerini yaşıyordu. F. Schubert ise  çok sevdiği, hayranlık duyduğu büyük besteciyi ziyarete gitti ve bu onu son görüşü oldu. 26 Mart 1827 tarihinde düzenlenen cenaze töreninde, çok hasta olmasına karşın, 38 meşale taşıyıcısından biri olarak görev aldı. 

Tören bittikten sonra, gelenek gereği bir birahaneye gidildi ve iki kadeh şarap içildi. Birinci kadeh ölen kişinin anısına, ikinci kadeh ise o gün orada bulunan kişilerden, ilk ölecek kişinin anısına içilirdi. Schubert o gün o ikinci kadehi, kendi anısına saygı olarak kaldırdığını bilmiyordu. Çünkü Beethoven’den sonra sonsuzluk yolculuğuna çıkma sırasının Schubert kendisine geldiğini o gün düşünmemişti bile.”

                                            -Kaderin İntiharı-

Henry Ziegland adlı bir adam, kaderden kaçtığını düşünüyordu. 1883’te artık ondan hoşlanmadığına kanaat getirdiği sevgilisinden ayrıldı ve genç kadının intihar etmesine neden oldu.

Kadının erkek kardeşi, intikam alma arzusuyla Ziegland’ı tabancayla vurdu. Daha sonra, adamın öldüğünü düşünüp kendisine ateş etti. Ama Ziegland ölmemişti, mermi sadece yüzünü sıyırmış ve arkasındaki ağaca saplanmıştı. Ziegland, muhtemelen ne kadar şanslı olduğunu düşünmüştür. Tabii, olaylar bununla sona ermedi. Aradan geçen birkaç yılın ardından Ziegland, merminin saplandığı ağacı kesmeye karar verdi. Ağacın gövdesi çok iri göründüğünden işini kolaylaştırmak için dinamitle patlatmak istedi. Patlama yüzünden mermi fırladı ve Ziegland’ın kafasına isabet edip onu öldürdü.

Sizce de hayat gerçekten tamamen rastlantısal mı, yoksa determinizmin de dediği gibi hayatta aldığımız ve yaşadığımız tüm olaylar, düşünceler ve eylemler, belirlenmiş ve kesin kurallar içerisinde mi ?

OgulcanHolmes
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Doğru kişiyi nasıl anlarız?

Doğru kişiyi nasıl anlarız?

Sonraki
Şiddetin türleri nelerdir?

Şiddetin türleri nelerdir?

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.