Aylardır hayalini kurduğum hayatımın yazısına başlıyorum, keyifli okumalar.
1954 doğumlu “Jigsaw” (Yapboz) lakaplı katilimizin hikayesine, karakter gelişimine giriş yapıyoruz. Tabi buradaki katil tabiri polisin yakıştırması. Katil olduğunu kesin olarak söyleyemeyiz çünkü oyunlarında kurbanlarının kurtulmak için bir şansı her zaman vardı. Yani teknik olarak tartışmalı bir konu katil olup olmadığı. Lakabı olan “Jigsaw” a gelecek olursak, bu kendisinin değil basının yakıştırdığı bir lakap çünkü oyunlarında ölen kurbanlarının derisinden bir yapboz parçası kesiyor. Bu parça ise kurbanlarının hayatta kalma içgüdülerinin kayıp parçasını temsil etmekte.
Tüm bunlar başlamadan önce John bir inşaat mühendisi ki oyunlarında kullandığı mekanik aletleri nasıl tasarladığı buradan anlaşılıyor. Kurucusu olduğu “The Urban Renewal Group” adlı şirkette avukat Art Blank ile birlikte çalışıyor. Şirketin asıl amacı düşük gelirli insanlar için ev inşaa etmek, bir nevi TOKİ gibi yani. John’un isteği, mottosu insanların yaşamını geliştirmek ve hayat karşısındaki motivasyonlarını anlamak. Buradan da anlaşıldığı gibi aslında içinde yatıyor Testere’ye dönüştükten sonraki fikirleri…
Karısına gelecek olursak, kendisinin adı Jill Tuck. Homeward Bound Clinic’ de çalışan ve uyuşturucu bağımlılarını tedavi eden bir doktor. Kliniğin sloganı ise John’un karakter gelişiminde çok önemli bir yer tutan bir söz: “Cherish your life” (Hayatına değer ver) ki oyunlardaki kurbanların bir çoğu bu klinikte tedavi gören uyuşturucu bağımlıları olacak. Gel gelelim bizim adamımızın kayışı nerede kopacak? Jill o sıralarda 7 aylık hamiledir. Çocuklarının adını John çoktan koyar, “Gideon”. Anlamı ise insanları günahları için yargılayan veya yargıç demektir ki buradan John’un bir tanrı kompleksine sahip olduğunu anlıyoruz. Gideon’un adının geldiği bir diğer yer ise John’un ilk inşaa ettiği binanın adı olan “The Gideon Meatpacking Plant”dir. Gideon 1995 yılında doğacaktır. Bu yıl Çin takvimine göre domuz yılıdır ve bu yeniden doğuşu simgelemektedir. Bu da John’un neden kurbanlarını kaçırırken domuz maskesi kullandığını ve de neden test sonrasını onlar için ikinci bir hayat olarak gördüğünü, onlar için rehabilitasyon yaptığını bizlere anlatıyor.
John bir akşam klinik önünde karısını beklemektedir. Bu sırada önceden de denk geldiği ve tanıdığı Cecil Adams klinikten telaşlı bir halde koşarak çıkar. John meraklanır ve kliniğe koşar. Karısını kanamalı bir halde bulur. Cecil, Jill’e klinikte bir şey unuttuğunu söyleyerek girer ve hırsızlık yaptıktan sonra hızlıca çıkmaya çalışırken aniden açtığı kapı ile Jill kapı ile duvar arasına sıkışır, karnına darbe alır ve sonrasında kanamaya başlar. John hastaneye yetiştirir ancak çocuklarını “Gideon”u kaybederler. John’un dönüşümü burada başlar.
Jill: All I want do was help them.
John: You can’t help them. They have to help themselfs.
Yani Jill ” Onlara yardım etmek istemiştim”, John da ” Sen onlara yardım edemezsin. Kendilerine yardım etmek zorundalar” diye karşılık verir.
Küçük bir not, sözlerin ve diyalogları İngilizce asıllarını yazmamın sebebi orijinal dile sadık kalıp duyguyu kaybetmemek için.
Bu diyalog sonrası John ilk testini yapar. Cecil Adams’ı, doğmamış oğlunun katili bir uyuşturucu bağımlısını kaçırır ve ilk oyununu başlatır. Cecil’in kurtulması gereken tuzak yüzünün önüne konulmuş 8 adet bıçaktır. Cecil yüzünü bu bıçaklara doğru bastıracak ve bileklerindeki kanamaya sebep olan kapanlardan kurtulacaktır. John oyunu başlatmadan önce Cecil’e oyunun sonunda içindeki kötülüğün yüzüne yansıyacağını söyler. Sonrasında oyun başlar ve Cecil yüzünü parçalayarak düzenekten kurtulur ancak rehabilitasyon başarısız olmuştur. John’a saldırır, bunun olacağını tahmin eden John’da üzerine doğru koşan Cecil’den bir adım sola kaçarak kurtulur ve Cecil jiletli tellerin olduğu bir ağın içine düşer ve orada ölür. İşte artık John Jigsaw olmuştur. Toplamda 57 kişiyi test edeceği kurbanlarından ilkini test etmiştir.
Devamında Jill, John’u atölyesinde ziyaret eder ki burası oyunlarını planlayıp düzeneklerini hazırladığı yerdir ve burası sahibi olduğu şirkete aittir. Jill buraya geldiğinde Cecil’in fotoğraflarını görür ve onu John’un öldürdüğünü anlar. Tartışırlar ve sonrasında John, Jill’i kovar devamında da boşanırlar. Tüm bunlara rağmen John Jill’e karşı her zaman sevgi dolu olmuş ve onu asla bir teste tabii tutmamıştır.
Hikayemize devam etmeden önce güzel bir ayrıntı vereyim. John’un oyunlarda kurbanları ile konuşmak için kullandığı bisiklete binen kukla yani “Billy the Puppet” oğlu Gideon için yaptığı bir oyuncaktı.
Karısı ile boşandıktan sonra John kanser teşhisi alır. Bu yanlış bir teşhistir. Aslında “Glioblastoma multiforme” adında bir beyin kanseridir ancak kendisi kolon kanseri tanısı alır. Hayatı bu kadar boka batmışken intihar etmeye karar verir ve hastane dönüşü arabası ile beraber uçurumdan uçar. Kazadan sağ kurtulur, hatta araba enkazından kendi çabası ile çıkar ve karnına saplanmış olan demir çubuğu kendisi elleri ile çekerek çıkarır. İşte burada kesinlikle ve kesinlikle aslında ölmek istemediğinin ve zor şartlarda insan vücudunun ne kadar dayanıklı olduğunun farkına varır. Jigsaw kendi testinden başarı ile çıkmıştır ve artık diğer kurbanlarını test ederek onlara hayatın gerçek değerini kavratacaktır.
Sıradaki kurbanı yine karısının kliniğindeki bağımlılardan birisi olan Amanda Young’dır (ki kedime adını veren kişidir kendisi). Amanda ağzında metal ve kan tadıyla uyanır. Kaset oynamaya başlar. Kurallar basittir, yerde yatan adamın midesinde kafasındaki “ters ayı kapanı” adlı düzeneği açacak olan anahtar vardır. Tek yapması gereken adamın midesini açıp anahtarı çıkarmak, tabi bunun için 1 dakikası vardır. Amanda başarır ve John’un ilk başarılı kurbanı olur. Sonrasında John’un öğrencisi ve takipçisi haline gelir. Çünkü John bir miras bırakmak istemektedir. Amanda hayatının gerçek değerinin farkına varır ve uyuşturucudan tamamen kurtulur. Karısının tedavi yöntemlerini hep eleştiren John, Amanda’yı Jill’e gösterir ve onu kendisinin tedavi ettiğini söyler. Tabi Amanda sonradan farkına varır, kendisi tek öğrencisi değildir. Burada Mark Hoffman ile tanışıyoruz. Kendisi cinayet masasında bir polis. Kız kardeşine tecavüz eden adamı testere oyunu süsü vererek öldürür. Fark ise adam testi geçmesine rağmen düzenekten kurtulamaz ve ölür. Hoffman kurtulma şansı vermez. John bunun farkına varır ve Hoffman’ı bir pompalı tüfek düzeneğine bağlar ancak oyunu oynatmaz böylece Hoffman da John’un takipçisi haline gelir Amanda’dan önce. Burada Amanda’yı özel yapan ise kendisi testten başarı ile çıkan ilk kurbandır. Amanda John’a içten içe aşıktır ve teste tabii tutulan hiçbir kurbanın kurtulmasını istemez çünkü John’u kıskanır. Bu yüzden düzenekleri sabote eder ve kurbanlar testi geçse bile kurtulamaz. John elbette bunun farkındadır. Amanda’yı son bir teste tabii tutar ve bu ölümüyle sonuçlanır. Buraya birazdan döneceğiz.
Ee herkes test olacak da John’a yanlış teşhis koyan onkolog hayatına öylece devam mı edecek? Tabii ki hayır! Burada ilk filmdeki oyunumuz başlıyor. Burada üç kurbanımız var. Birinci Dr. Lawrence Gordon, kendisi yanlış kolon kanseri teşhisi koyan Dr. Lynn Denlon’ın teşhisini değiştirip beyin kanseri teşhisini koyan kişi ancak John’un röntgeni karıştığı için bu çok geç kalınan bir durum. John önceki oyunlarına Gordon’a ait eşyalar yerleştirir ve oyun sonrası polis incelemede bunların farkına varır. Ancak cinayetler ile kesin bir bağ kuramadıkları için bir FBI ajanı doktorun peşine bir fotoğrafçı takar. Fotoğrafçı Adams, Gordon’u takip ederken onun karısını aldattığını fark eder ve fotoğrafları çeker. İşte 2. kurbanımız Adams’dır. Bu ikisi bir banyoda ayaklarından zincirle bağlı bir şekilde uyanır. Odada onların dışında bir kişi daha vardır. O da kendisine ölmüş süsü vermiş olan John’dur. Yerlerde sahte kan vardır. John’un ölü bedeninin elinde bir silah ve bir teyp vardır. Kaseti dinlerler ve Gordon’un kurtulması için tek bir şansı vardır. Adams’ı öldürmek… Gordon’u buna zorlayacak olan ise karısı ve kızının Zepp tarafından rehin alınmış olmasıdır. Zepp de buradaki üçüncü kurbanımız. John’un kemoterapi aldığı hastane olan “Angel of Mercy Hospital” (Melek merhameti hastanesi) ‘da çalışan hasta bakıcıdır. Kendisi haddini bilmeyen birisidir ve herkesin işine karışır. John ona zehir enjekte etmiştir ve Gordon’ın ailesini rehin almak onun testidir. John ise tüm bu olan bitene tanıklık etmek için kendine ceset süsü vererek odanın ortasında yatmaktadır. Bu onun ilk büyük oyunudur. Sonuçta Gordon, Adams’ı vurur ve ayağını keserek testi başarı ile geçer. Sonrasında John yerinden kalkar ve kan kaybından ölmek üzere olan Gordon’u kurtarır. Artık o da John’un takipçisi olmuştur. Ancak John onun kimliğini gizli tutar. Yani Amanda ve Hoffman, Gordon’ı bilmezler. Çünkü John Amanda ve Hoffman’a mirasını devam ettirebilceklerine dair güvenmez. Çünkü Amanda duygusal yaklaşır, Hoffman ise kişisel hırslara sahiptir.
John ve Amanda’nın ölümüyle sonuçlanan son oyunda ise, görünürde 2 kurban vardır. Birisi Dr. Lynn Denlon, kendisi yanlış teşhis koyan onkologdur. Diğer kurban ise kocası Jeff Denlon’dır. Bu karı koca hakkında bilmemiz gereken bir detay var. Bu ikili evli iken oğullarını bir trafik kazasında kaybederler. Jeff bu olaydan sonra psikolojik olarak toparlayamaz, Lynn ise kocasını terk edip hayatına devam eder. John artık kanseri sebebiyle ölümün eşiğindedir. Lynn, Jeff, Amanda ve kendisinin dahil olduğu son bir oyun planlar. Lynn, Amanda tarafından kaçırılır ve John’a getirilir. Testi John’u hayatta tutmaktır. Amanda Lynn’in boynuna bir düzenek takar ki bu düzenek John’un kalbi durduğunda harekete geçecek ve Lynn’in kafasına 6 adet kurşun ateşleyecektir. John Amanda’nın duygusal yaklaşımını bildiği için onu son kez teste tabii tutar ama Amanda bunun farkına varamaz. John, Lynn ile sohbet eder, ona iltifat eder. Amanda ise kıskanır ve defalarca Lynn’e saldırır. John hep araya girip Amanda’ya sakin olmasını söyler. John aslında Amanda’nın testi başarmasını ister fakat Amanda test edildiğinin farkında bile değildir. Tüm bunlar olurken bir yandan da Jeff oğlunun ölümüne sebep olan trafik kafasındaki insanların bulunduğu düzenekler ile teste tabii tutulur. Jeff’in yapması gereken şey fizikten basittir: affetmek… Ancak bu psikolojik olarak çok zordur. Oyunun sonlarına doğru oğlunun ölümüne sebep olan insanları affetmeye başlar ve hatta en son oğluna çarpan şoförü kurtarmayı dener ancak kurtaramaz. Bu sırada Lynn testi geçmiştir. John’u hayatta tutmuştur. John Amanda’ya Lynn’i serbest bırakmasını söyler ancak Amanda Lynn’i bırakmak yerine silahla vurur, Lynn omzundan yaralanıp yere düşer ve böylece Amanda testi geçemez. Tam bu sırada kendi oyununu tamamlayıp odaya gelen Jeff bunları görür ve karısının intikamı intikamı için Amanda ‘yı öldürür. John sonrasında Jeff’e olanları anlatır ve son bir test olduğunu, kendisini affetmesini söyler. ( One final test. Forgive me. Live or die Jeff make your choise.) Jeff dayanamaz ve “I forgive you” (seni affediyorum) diyerek John’un boğazını keser. Dur diye bağıran Lynn, Jeff’e engel olamaz ve John’un kalp atışları durduğu için Lynn’in boynundaki düzenek harekete geçer ve Lynn’in kafası paramparça olur. Geriye kalan tek kişi olan Jeff ise odada sonsuza dek kilitli kalır.
28 Mart 2006’da John’un ölümünden 11 ay sonra Mart 2007’de cesedi bulunur ve otopsi sırasında midesinden bir kaset çıkar. Cinayet dedektifi olduğu için otopside bulunan Hoffman kaseti dinler ve John ona hitaben “Test edilmeden öylece gidebileceğini mi sandın? Sana söz veriyorum mirasım yaşayacak.” der. Bu mirası devam ettirecek olan ise Dr. Lawrance Gordon’dur.
Yazımı John’un testini geçtikten hemen sonra Amanda’ya Billy the Puppet ile söylediği söz ile bitiriyorum ki bu sözü dövme yaptıracağım.
“Most people are so ungrateful to be alive. But not you not anymore. ”
İnsanların bir çoğu yaşama karşı nankör. Ama sen değilsin, artık değil.