Bu aralar geçmişin şarkısı geliyor kulağıma,
Geri çeviremiyorum.
Kitapların arasında güller buluyorum,
Fotoğraflarda bakışlar,
Gecenin sessizliğini dinliyoruz telefonum ve ben,
Çantam ağır geliyor omuzlarıma,
Gizli gizli akıtıyorum bulduğum son göz yaşımı,
Çıkılamayan yolculuklar var aklımda,
Dönüşü olmayan yollar ve yolcular.
İnsan kıymetini bilmeli acılarının,
Çünkü geçmiş, acılarını bile özletiyor.
Bugüne baktıkça, her gün acım sızlıyor.
Herkesi unutmak istiyorum, kendimi bile
Ve sonra tanışacağım onlarla bile bile
Her biri için ayrı ayrı ağlayacağım,
Her biri için ayrı ayrı yas tutacağım.
Geleceğimi kurban ede ede geçmişe dönüyorum;
Anne kucağını arar gibi,
Çiçekten tohuma döner gibi,
Kelebekten kabuğuna çekilir gibi,
Duyanlara duymayanlara,
Soranlara sormayanlara
Sessizce çığlık atar gibi.
Dönüyorum dolaşıyorum sırlarımı bir not defterine fısıldıyorum.
Geride bana kalan;
Bir kağıt, bir kalem,
Ve bir damla kan,
Her gün bir ben eksiliyorum hayattan.
Ama karar verilmiş,
Kabuklar örülmüş,
Kayıtsızlık tutmuş omuzlarımızdan,
Artık geçmişe dönmenin ne anlamı var,
Geçmiş bile bana bugünümü unutturamaz,
Nasıl duvarların arkasında bırakıldığımı,
Çekilen hiçbir vicdan azabı bunun hesabını kapatamaz,
Geçmiş kulağımızda güzel bir şarkı,
İçimdeki deliklerden soğuk geçerken,
İzmir’e kar yağarken,
Hissizlik çökerken,
Son kibritimi yakıp bu şarkıyla uykuya dalıyorum.