Kulağınızı nereye çevirseniz, siyasal iktidardan şikâyet var!
Türkiye’nin “iyi yönetilemediği”…
Aynı şekilde ülkemizin “ehil ellerde” olmadığı dillendirilmekte.
Artık saklanamayacak hâle gelmiş bir iktisadî durgunluk veya kriz var; herkesin görmek istediği veçhede…
Pekâlâ bunun sebepleri de var…
Ne kadar “dış mihraklar” edebiyatına sarılsak da…
Son tahlilde… Bu argüman aldatıcı olacaktır.
Türkiye’nin içinden geçtiği ekonomik çalkantı artık gözbağcılık ile ötelenemeyecek boyutlara ulaşmıştır.
Sebepler öne sürerek, sadece “gerçekleri” karartmış oluruz.
* * *
Türkiye’deki ekonomik sistem daha çok “tüketmeye” endeksli olunca ve üretmeden tüketmeye devam edince de…
Duvara tosluyoruz!
Tüketime dayalı bir ekonomik sistemle “ithalatı” teşvik etmekteyiz. Bu bağlamda, makroekonomik göstergeler de, şaşmaya başlar.
Üstüne üstlük… Yükte “ağır” pahada “hafif” bir üretim konseptimiz var. Bu da ülkemizin “reel” anlamda büyümesini engelliyor.
* * *
Öte yandan…
Ülkemizdeki tartışmalar ve ihtilaflı durumlar, sadece ekonomi üzerinden değil ki…
Adalet ve hukuk…
Hukuk sistemimizin de çok iyi işlediğini iddia edemeyiz.
Hukuksal faaliyetler sonrasında adaletin tam olarak dağıtıldığını da ileri süremeyiz.
Ne ki ülkemizde yargısal faaliyetler ağır işliyor. Yargının üzerinde sanırım haddinden fazla iş yükü var.
Bu bağlamda… Hukukun Üstünlüğü ve Anayasal Organların bağımsızlığı noktasında, muğlaklıklar ortadayken…
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin toplum indindeki “teveccühünün” izahı nedir?