İyilik nedir, nasıl yapılır? Üstünde biraz akıl yoralım.
Doğru davranmak, karşılıksız vermek ya da fayda sağlamak mıdır iyilik sadece? Acaba hiç değilse zarar vermemek, durulacak yeri bilmek de iyilikten sayılır mı?Diyelim ki öyle. O halde nasıl gerçekleştirilir şu iyilik eylemi?
İlân ya da gösteri yoluyla meselâ: “Kendimin ve herkesin dikkatine! İşte şu an, şu dakika iyilik yapmaktayım. Bakınız yardım ediyorum. Görenler görmeyenleri, duyanlar duymayanları haberdar etsinler lütfen!”
Bazen de doğal akışta, fazla bilincine varmadan, sadece niyet, his ve düşüncelerin peşinden ortaya çıkar, gönülden kopar gelir. Başı sıkışmış bir dostla varını paylaşmak ya da tanımadık birine o anlık el vermek gibi.Bir de farklı maksatlarla yapılan, ama sonucunda fayda sağlayan fiiler var. Onlar da iyilikten sayılır mı? Elinin kirini silmek için sağına soluna bakınırken, sokaktaki kimsesizin sırtını sıvazlayan adam gibi… Şefkat gördüğünü sanıp sevindiğinde oncağız, koca bir bonus mu eklenir diğerinin iyilik hanesine? Yoksa nafileye mi karışır yapılan, maksat başka diye?
Diğer soru: İyi insan kime denir? Öğretilmiş değerler ve inançlar çerçevesinde salt vaat edilene erişmek gayesiyle kurallara uyan, isteklerini bastıran, duygularını perdeleyen ve davranışlarını düzenleyen kişi midir iyi insan? Diğer yandan kaçamayacağı tek varlığın kendi olduğunun farkında, vicdanıyla geçinmenin en sağlam yolunu doğru davranmakta bulan öteki de iyiler arasına girer mi?
Peki aidiyeti var mıdır iyi ile kötünün? İyilik iyi insanlara, kötülük de kötü insanlara mı özgüdür? İyiler hep mi kötülükten kaçınır? Kötüler hiç mi iyilik yapmaz? İyi insanların kötü, kötü insanların iyi işleri yok mudur?
Her şey siyah ve beyazdır da diyelim ki; iyilik en çok kime yakışır?