Cinsellik dedin mi her erkeğin aklında olan soruların belki de en önemlisi boy sorusu.
- Boy gerçekten her şey mi?
- Boyu mu işlevi mi?
- İyi performans kısa boyu telafi etmeye yeter mi?
Çok soru var ama işin kötüsü daha da çok cevap var. Biliyorum ki kafalar karışık gençler. Her kafadan bir ses çıkıyor, birinin dediği ötekinin dediğini tutmuyor. “Kullanmayı bilmedikten sonra boy olsa neye yarar” diyen de duyuyoruz, “Boy olduktan sonra ne kadar kötü olabilir ki” diyen de. Ama samimi söyleyeyim bu konuda duyduğum en iyi laf “Ne uzunu ne kalını, en makbulü en çok içeride kalanı” 😀
Şaka bir yana ben olaya biraz daha farklı bir perspektiften yaklaşmak istiyorum. Genelleme yapacak olursak, cinsellikle ilgili kaygılar ergenlikte zirve seviyede başlayıp, yaş ilerledikçe ve tecrübe kazandıkça yavaş yavaş azalır, belli bi yaştan sonra da pek bir önem arz etmemeye başlar (henüz o kısma gelmeme epey var gibi dursa da, en olası senaryo bu).
Yani aslında ergenlik çağı, cinsel eğitime ve yönlendirmeye en çok ihtiyaç duyulan dönem. Fakat ülkemizde okullarda cinsellik eğitimi verilmediği gibi, toplumun büyük kesimi için cinsellik başlı başına bir tabu olduğu için, ergenlerimiz tam da cinselliği hayatlarının merkezine yerleştirdikleri dönemde bir başlarına bırakılıyor. Pek çok aile, çocuğuyla bu konuları konuşmaya çekiniyor. E böyle bir ailede çocuk da yardım için ailesine başvurmayı düşünmüyor pek tabii. Bu döngü de bu şekilde nesilden nesile ilerleyip duruyor maalesef.
Hiçbir yetişkin tarafından yönlendirilmeyen ergenimiz, cinselliğe dair ilk bilgilerini doğal habitatı olan arkadaş çevresinden almaya başlıyor. E arkadaş çevresi dediğimiz de zaten aynı yaş grubundaki diğer ergenlerden oluşuyor. Bu çocuklar da eskiden mahalle abilerinden duydukları kadarını konuşurdu, ama teknolojinin ucuzlayıp daha geniş kitlelere yayılmasıyla beraber ciddi bir sorun ortaya çıktı. O da gençlerin pornoyu, cinselliği öğrenebilecekleri bir araç olarak görmesi.
Gençler, şurada anlaşalım: Porno sektörü, eğlence sektörüne bağlıdır desek yeridir. Porno filmlerde oynayan oyuncular birer aktördür. Düzenli aralıklarla çeşit çeşit testten, muayeneden geçerler. Senden benden sağlıklıdırlar. İzlediğiniz şey hakikaten de bir filmdir. Ve kâr etme amacıyla çekilirler. Doğal olarak müşteri ne talep ediyorsa, ne çeşit fetişleri ekranda görmek istiyorsa onlara yer verilir. Gerçekte yaşayacağınız seks hayatıyla alakası yoktur.
Porno izleyerek sevişmeyi öğrendiğini sanan ergenimiz, bu yalan yanlış bilgileri arkadaşlarına da yayar. Üstelik bu durum kaç sefer mastürbasyon yaptığıyla övünmek, bunu bir rekabete dönüştürmek gibi zararlı sonuçlar da doğurabilir. Ama hepsinden de kötüsü, kadını sadece cinsel fantezilerini tatmin etmeye yarayan bir obje olarak algılamanıza yol açmasıdır. Tabii yaş ilerleyip kız arkadaş edinmeye, yavaştan tecrübe kazanmaya başladıkça bunun böyle olmadığını çoğu erkek idrak eder. Ama pornonun çok daha uzun süren bir yan etkisi daha vardır. O da kendinizle ilgili güvensizliğe yol açması.
Porno filmlerde gördüğünüz kocaman penisli kaslı erkekler dünya standardı değildir. Aynı şey kadınlar için de geçerli. Hatta belki çok daha fazla geçerli, çünkü sağlıklı beslenme ve sporla kaslı bir vücuda sahip olmak imkansız değil, ama porno filmlerde gördüğünüz kadınların vücutlarına sahip olmak hemen hemen imkansız. Unutmayın ki bir ton estetik operasyonla ağzını, yüzünü, dudağını, göğüslerini şişirten kadınlar bu işi meslek olarak icra ediyor ve bu işten para kazanmak için bu operasyonları geçiriyorlar.
Boy Meselesine Dönersek…
Şimdi “Boyu mu önemli işlevi mi?” sorusuna dönecek olursak, idrak etmeniz gereken ilk ve en temel gerçek şu: Uzun penis demek, filmlerde gördüğünüz boylarda bir penis demek değil. Gerçek hayatta, özellikle de ülkemizde, ortalama penis boyu filmlerde gördüklerinize kıyasla çok daha kısa. Yani ortalama üstü, uzun sayılacak bir penise sahip olmak sandığınız kadar abartılacak bir durum değil.
İkinci nokta: Elinizdekiyle yetinmeyip değiştirmeye çalışmayın. Gençsiniz, sağlıklısınız. Filmlerdeki adamlara özeniyorsunuz diye penis büyütücü ilaç, hap, krem gibi şeyler satın almaya kalkmayın. Bu tür ürünlerin zayıflama haplarından bir farkı yok. Tamamen ticaret amaçlı uydurulmuş, hiçbir bilimsel dayanağı olmayan şeyler.
Üçüncü ve en önemli nokta ise: Bu soruyu kafanızdan çıkarın. Bırakın neyin ne olduğuna partneriniz karar versin. Tek gecelik veya geçici ilişkiler yaşıyorsanız, zaten bu durumu kafaya takmanızın hiçbir anlamı yok. İki taraf da fizyolojik bir ihtiyacını gidermek için bir araya gelmiş, öyle miydi böyle miydi diye kendinizi strese sokmak performansınızı düşürmekten başka bir işe yaramaz.
Ciddi ilişkilerde ise boydan da işlevden de daha önemli şeyler vardır, ten uyumu gibi. Partneriniz sizden memnunsa, geri kalan hiçbir şeyin önemi yoktur. Macera aramayın, sağlığınıza ve korunmaya özen gösterin, gençliğinizi yaşayın 🙂