Eskiden sevmek hakkında hiç susmadan konuşur, en iyisini ben bilir gibi davranırdım. Sevmenin en iyisi ne demekse? Sonra birine aşık oldum. ( O zamanlar öyle sanıyorum, şimdi ise beynimin olmadığını düşünüyorum) o zamanlar dediğim bundan belki bi on sene öncesi. Her şey çok tuhaf. Babamın gidip geldiği, babamın gitmemesine rağmen olmadığı zamanların köşesinde gezindiğim vakitler, annemin idari işler görevi yaparken beni sadece süper kahramanlık yapmam gereken zamanlarda gördüğü vakitlerden bahsediyorum. Neyse yani işin sonunda aslında hiç aşık olmadığımı anladım. Meğer o kişiyi de iyi etmekmiş amaç bunu da çok sonradan fark ettim. Çünkü buse alışmıştı aslında birilerinin hayatında kahraman olmaya… Sonra da hayatıma girenleri ya ben anlamadım anlayamadım ya da onlar beni anlamadı ya da anlayamadı. Tabi aralarında anlamak istemeyenler hatta bir de beni çok iyi tanıdığını iddia edenler olmuştu. Allahın yarattığı tek bir kişiye bile güven duyamamak korkunç bir durum. Ben, bir şeyi çok istemekten felaket korkarım. Çok istediğim şeylere karşı içimden “yooo istemiyorsun ki olursa olur diyosun” derim. Ödüm kopar. Hayatım boyunca tek derdim bir masanın etrafına toplanabilmekti.27 yaşımda tek bir kişinin mücadelesi ile bunun çok da mümkün olamayacağını anladım. Sonrasında kızacak biri de bulamadım. Belli bir dönem sevgi dilencisi gibi hissetim kendimi. Kimse bilmezdi ama insan içindekinden ve kendi sesinden kaçamıyor tabi. İçten içe o sevgiyi ve sarılmayı köpek gibi bekliyor. Umduğun gibi de olmayınca yağmurun altında kadının karşısında aşçıya bakan ıslanmaktan sıçana dönmüş köpek gibi oluyor. Herkes hata yapıyor. Büyük küçük. Herkes kırıyor ve en az kırdığı kadar kırılıyor. Annem “çok şükür bizim buse hiç ergenlik geçirmedi biz hiçbir şey anlamadık” der hep. Hâlbuki büyümek ne sancılı geçti. Kabuklarımı kıra kıra, doğruya ulaşmak için tonla hata, dizlerimi hissedebilmek için tonla düşüş… sarhoş halde banklarda uyuya kalmalar, şehir değiştirmeler, sabah ezanında gözleri açıp, gitmem gerek deyip pijama ve ayağında ev terliği ile trene binip defolmalar. Otogarda sabahlamalar. Zor oldu biraz. Daha da kimseyi sevemedik herhalde yani bir şekilde olmadı ya da ben sevmesini bilmiyorum. Dedim ya eskiden olsa konuşurdum. Artık bilmiyorum. 2024 hedeflerimin hepsini gerçekleştirdiğim bir yıldı. Sevdiklerim tarafından yarı yolda bırakıldığım, aslında onlar için çok da mücadele edilmeye değer biri olmadığımı anladığım, sevdim sandığım ama sevmediğim, zaman zaman vazgeçtiğim bazen de koşarak toparlandığım bir seneydi. İnsanların hayatında merdiven görevi görmemeyi öğrendim. Çok da kıymet vermemeyi, her şeyin haddince yapılması gerektiğini, bazı şeyleri anlatmamayı, kendini olduğun gibi kabul edip sarıp sarmalamayı falan öğrendim. Ve güvende hissetmenin nasıl bir şey olmadığını… Ben uzun zamandır yazmıyorum aslında yazıyorum siliyorum.. yazarken bir rahatlama geliyor ve neden paylaşayım şimdi bunu diyorum. Bu akşam öyle olmadı. Daha önce neden paylaştıysam suya anlatmak gibi uçup gidecek yine dedim. İyi geceler sayın okuyan.
iyi geceler sayın okuyan
Subscribe
Giriş Yap
Yorum yapmak için giriş yapmalısın
0 Yorum