Her gün bir diğerini kovalar, aylar birbirleriyle yarışır, mevsimler birbirine karışırken, her gelen gidenden bir şey topluyorum. Bazılarından bir gülücük, bazılarından bir göz kırpma, kiminden faydalı bir bilgi, deniz kabuğu, ötekinden bir hayal kırıklığı, bir kalp burukluğu. Her gün çantama bir yenisini ekliyorum. Kimisi sırtımı büküyor kimisi belime destek oluyor. Koşarken çantamdan bir rozet düşüyor, bir yabancı sesleniyor arkamdan yakama takıyor. Öbürü ben durayım da, ceplerimi karıştırsın diye bekliyor.
O kadar hızlı koşuyorum ki hayata yetişmek için, rüzgarı yüzümde hissediyorum. O mu hızlandıkta ben hızlanıyorum, yoksa ben mi hızlandıkça o hızlanıyor bilmiyorum.
Son günlerde yanından geçtiğim yerlerin isimlerini bile göremez hale geldim sanki. Bir yerden bir yere gidiyorum ama koşmaktan okuyamıyorum, ne yaptığımı ben bile bilmiyorum. Dünya bir tekerlek, bende üstünde koşuyorum. Ben hızlandıkça o hızlanıyor, o hızlandıkça ben hızlanıyorum. İkimiz de birbirimize yetişemeden yuvarlanıp gidiyoruz.
Bugün yolda biriyle çarpıştık, iyi ki çarpışmışız ama, yoksa hiç duramayacaktım. Gerçi o mu bana çarptı yoksa ben mi ona bilmiyorum ama iyi ki hayatımda böyle beni çarpıp durduran insanlar var. Onlar da beni durdurmasalar, altımda dünyanın tekerleği, alıp başımı gideceğim buralardan.
O çarptığım duvar bana çantana bak dedi bugün. Arkamı dönüm bir baktım ki çantam yok, yerinde kocaman bir çöp torbası var. Her gün yeni bir şeyler toplamışım geçip gittiğim insanlardan. Bir işime yarar demişim, elini tutmuşum birinin. Öbürünün sırtını sıvazlamışım, ötekinin saçını okşamışım. Doldurdukça doldurmuşum çantamı onunla bununla. Biri kırmızıya gerekir, öbürü sarıda lazım diğeri yeşile güç verir. Böyle diye diye, her kavşakta, her trafik lambasında dura dura, yolumu uzatmışım.
Şimdi anlıyorum. Sırf bir işlevi var, bir gün işime yarar diye bir şeyleri atmamak, bir gün onun günü olacak diye umut etmek, vazgeçememek, kendi içini de çöplüğe çevirmekten başka bir işe yaramıyor. Bazen umut etmeyi de ne zaman kesmemiz gerektiğini bilmemiz gerekir, yoksa çanta zannettiklerimiz mavi çöp poşetlerine döner ve bizim görüp görebileceğimiz tek mavilik bu olur. Halbuki geri dönüşüme açık olmak, yaşadığımız dünyaya zarar vermeden ondan yararlanmak, ihtiyaç duyduğumuz kadarını alıp, kullanmadığımızı iade etmek, doğayla yaşamla yapılan en güzel alışveriştir.
Hepimiz bir gün, o erteleyip durduğumuz odalarımızı toplayıp, artık bize olmayan o eşyaları başkalarına vermek zorundayız. Çünkü bir gün yine olacağı hayali ile beklemek, sadece sana daha çok yakışacak kazakları , sana daha çok değer verecek insanları feda etmekten başka bir şey değil. Ver ki alasın, umut etmeyi ve bırakmayı öğren, geri dönüşüme yer aç, gideni uğurla ve geleni kucakla. Hadi sende odanı topla!