Çok şey vardı anlatılacak.
O yüzden sustum.
Birini söylesem diğeri yarım kalacaktı.
Sen duydun mu sustuklarımı?’
Oğuz Atay… Kıymetini ve zekasını, kalemindeki ustalığı büyük çoğunlukla o öldükten sonra anladık.
Tutunamayanlar Oğuz Atay’ın ilk romanıdır. Çok fazla kitleye sahip olan Tutunamayanlar ilk roman olma özelliğine rağmen oldukça başarılıdır. Gelin hep birlikte bu romanın nasıl yazıldığına bir bakalım.
Oğuz Atay’ın bitmeyen eseri Tutunamayanlar’ı Aylak Adam’da geçen bir pasajdan esinlenerek yazmıştır. 10-15 cümlelik bir pasajdan, 700 sayfalık bir roman yazmak oldukça zor bir iş olsa gerek.
Oğuz Atay roman bittikten sonra, ilk olarak aylak adam’ın yazarı olan Yusuf Atılgan’a göndermiş kitabı, Yusuf atılgan bir dönüş yapmayınca kırılmış haliyle. çünkü kendi yazdığı bir pasajdan 700 sayfalık bir dünya sunmuş Yusuf Atılgan’a ve hiçbir geri dönüş alamamış. yakın çevresindeki bir arkadaşına “kitabımla ilgilenmedi” demiş.
Tabi Yusuf Atılgan bunu Oğuz Atay’ın vefatının ardından öğreniyor:
Tutunamayanlar’ı çok beğenmiştim ama böyle bir kitabı yazan birinin benim yorumuma ihtiyacı olmadığını düşünmüştüm. keşke hayatta olsaydı da bunu kendisine söyleyebilseydim” demiş sonrasında.
Oğuz Atay 1977, Yusuf Atılgan 1989’da vefat etti.
Edebiyat tarihine unutulmayacak bir iz bırakan tutunamayanlar’ın kaynağı olan o pasaj
“dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz. tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır. tramvaydaki tutamaklar gibi. uzanır tutunurlar. kimi zenginliğine tutunur, kimi müdürlüğüne, kimi işine, sanatına. çocuklarına tutunanlar vardır. herkes kendi tutmağının en iyi, en yüksek olduğuna inanır. gülünçlüğünü fark etmez. kağızman köylerinden birinde bir çift öküzüne tutunan bir adam tanıdım. öküzleri besiliydi, pırıl pırıldı. herkesin, “- veli ağa’nın öküzleri gibi öküz, yoktur”, demesini isterdi. daha gülünçleri de vardır. ben, toplumdaki değerlerin ikiyüzlülüğünü, sahteliğini, gülünçlüğünü göreli beri, gülünç olmayan tek tutamağı arıyorum: gerçek sevgiyi! bir kadın. birbirimize yeteceğimiz, benimle birlik düşünen, duyan, seven bir kadın!”
Oğuz Atay Tutunamayanlar eserinden bir kaç alıntı
“Ben iç dünyama dönüyorum. Orada hayal kırıklığına yer yok.”
Belki de anlatmaya çalıştın birilerine. Kim bilir? Anlatamadın; belki o insanın yüzüne bakar bakmaz anlatmanın yararsızlığını gördün….
Düşünceler göklere yükseliyor, fakat vucut toprağa bağlı.
”Kitapçıların ve çiçekçilerin bazı özellikleri olmalıdır Olric. Gelişigüzel insanlar bu mesleklerin içine girmemeli. Kitaplar ve çiçekler özel itina isteyen varlıklardır. Ne yazık, bu meslekler de artık olur olmaz kimselerin elinde, sattıklarıyla ilgileri olmayan kişilerin. Durmadan kitaplara ve çiçeklere eziyet ederler, onlara nasıl davranılacağını bilmezler. Bana kalırsa, bir “kitapları koruma derneği” kurmalı ve kitaplara kötü muamele edilmesini önlemeli…”
“Şu anda, sana güzel bir söz söyleyebilmek için, on bin kitap okumuş olmayı isterdim,” dedi: “Gene de az gelişmiş bir cümle söylemeden içim rahat etmeyecek: seni tanıdığıma çok sevindim kendi çapımda.”
Zaman baş döndürücü bir hızla dönüyor , ayakta durmasını bilmeyenleri yıkıyordu..