İstanbul Galata Kulesi

Fotoğraf sahibi: Selcuk Teke (@Selcuk Teke on Pexels)

    Merhaba sevgili okurlarım. Şu an okumakta olduğunuz bu blog 20 yıldır İstanbulda olup sadece Anadolu Yakasındaki tarihi eserleri gezmekle yetinmiş, Avrupa Yakasına nadiren giden benim ani bir karar ile bu saatten sonra gezip, gördüğüm yerleri sizlere tanıtmak, bilgi vermek amacıyla ve ayrıca benim başkalarından ne eksiğim var maksadıyla yazmaya başladığım bir blogdur. 

    Bugünki ilk blogumda sizlere ilk olarak Bizans İmparatoru Justinianos tarafından MS 507 – 508 yılında inşa edilen günümüzdeki halini 1348 – 49 yılları arasında Cenevizliler tarafından inşa edilen, 1500’lü yıllarda depremden zarar görerek Mimar Murad bin Hayreddin tarafından onarılan Galata Kulesini oldukça basit ve anlaşılır biçimde sizlere aktaracağım.

    Bilgi safhasına geçmeden önce ulaşım konusunda birkaç tüyo vermekte yararınıza olacaktır diye düşünmekteyim. Öncelikle Galata Kulesi konumu itibarıyla Beyoğlu ilçesinde ve adını aldığı Galata semtinde bulunmaktadır. Beyoğlu’na ulaşmak için elbette birkaç alternatif yol bulunmaktadır lakin ben sizlere kendi gittiğim yoldan bahsetmek istiyorum. 

Üsküdar-Karaköy vapur hattı
 

 

   İlk olarak otobüs veya metro hatları ile Üsküdara ya    da  Kadıköy’e ulaşmanız gerekmektedir. Her iki ilçenin de vapur hatları bulunmaktadır. Ben Üsküdarı tercih ettim. Vapur ile yaklaşık olarak 40-50 dakika arası martılar ve deniz kokusu eşliğinde Karaköy’e varıyorsunuz. Vapurdan sonra işaretler ve göstergeler yürüme mesafesi uzaklıkta sizi kuleye yönlendiriyor.


 


 


 

 


 

    Kuleye doğru yürürken sokaklar ve insanlar sizin kesinlikle Anadolu Yakasında olmadığınızı apaçık belli ediyor. Dar sokaklar ve o sokaklarda bulunan eski Türkçeye ait bazı kafeterya, restoran, dükkan isimlerine her adım attığınızda bir yenisi ekleniyor ve kuleye doğru yürürken zamanın nasıl geçtiğini kavrayamıyorsunuz.


 


 

   

      10-15 dakikalık yürüyüşten sonra artık Kulenin çatısı gözükmeye başlıyor ve hangi sokaktan yürüyeceğinizi güçlük çekmeden bulacak kıvama geliyorsunuz. Şimdiden uyarmakta fayda var Kuleye yaklaştıkça sokaklardaki eğim artmaya başlıyor.


 

 Ve işte o yıllardır internetten, videolardan, filmlerden görmeye alışık olduğumuz kare. Yaklaştıkça artan insan sayısı doğru yerde olduğunuzu onaylayan bir başka etmen. İlk başta yılan gibi dolanan o kuyruğu görünce şok olmadım değil lakin sonradan öğrendiğim bir bilgi ile sadece engelli raporu olan kişi ve ailesi için o sonu gözükmeyen sıranın bir manası kalmıyor. İçeri girince sizi büyüleyen bir asansör eşliğinde 6. kata çıkıyorsunuz. Tabi isteyen o zamanlardan kalma eski merdiveni de kullanabilir. 

 

  Her katında ayrı bir sergi bulunan Kule tarihi, o zamanların duygusunu sizlere kat ve kat yaşatmayı beceriyor. Ayrıca bilindiği üzere Hezarfen Ahmet Çelebi Galatanın çatısından kendi yapmış olduğu portatif bir kanat ile Üsküdar Ahmediye Meydanına yakın bir yere inişini gerçekleştirmiştir. Bu vesileyle Kulede bulunan 3D sinematik Hezarfen Ahmet Çelebi hologramını kendiniz deneyebilir veya çocuğunuza denetebilirsiniz.


 


    Artık gel gelelim Kuleye gelme amacımıza… Karşınızda kelimlerle anlatılamaz bir Boğaz manzarası. Kulenin dairesel olması sebebiyle gerçekten Boğazın dört bir yanındaki fevkalade manzaraya hakimsiniz. Zaten Kulenin yapılma amaçlarından biri de Boğazdaki gemi geçişini kontrol etmek, gözetlemek idi.


 


 

    Evet pek değerli okurlarım bugün sizlere ilk boş gününüzde değerlendirmeniz gerken bir tarihi eseri oldukça berrak ve öznel bir şekilde ilettim. Umarım bu yazmış olduğum ilk blog yazımı sever, beni takip eder ve güzel yorumlarınızı esirgemezsiniz. Sonraki yazılarda görüşmek üzere sevgiyle kalın, hoşçakalın 🙂



 

Yasin TEZCAN
Subscribe
Bildir
2 Yorum
Beğenilenler
En Yeniler Eskiler
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
HARPUT GEZİSİ / KALESİ

HARPUT GEZİSİ / KALESİ

Sonraki
Climate Change About Blog

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.