Günümüzde eşcinsellik, ahlaki bir yoksunluk veya bir hastalık olarak görülmekten çıktı. Her ne kadar eşcinselliğe karşı yaklaşımlarda olumlu yönde gelişmeler yaşansa da eşcinselliğin yaygınlığı, toplumlara ve toplumların inançlarına göre değişebiliyor. Peki, eşcinsellikle ilgili olarak kutsal metinler özellikle Kur’an-ı Kerim neler söylüyor, hiç merak ettiniz mi?
Eşcinsellik, Kur’an-ı Kerim’de oldukça geniş bir şekilde ele alınmıştır. Toplamda 8 sûre, 21 ayette, 118 defa eşcinsellik konusundan bahsedilmiştir. Bu ayetler gösteriyor ki diğer İbrahimî dinlerde olduğu gibi İslamiyet’te de eşcinsel ilişki yasaklanmıştır. Bahsettiğimiz noktada dikkat edilmesi gereken İslamiyet’in eşcinselliği mi yoksa eşcinsel ilişkiyi mi yasaklamış olduğudur. Diğer bir deyişle, İslamiyet’e göre bir erkeğin başka bir erkekle cinsel ilişki yaşamadan yalnızca duygusal yakınlık göstermesi de yasak mıdır? Gelin, bu soruların cevaplarını eşcinsellik konusunun ele alındığı ayetler üzerinden birlikte arayalım.
Eşcinselliği Kabul Eden İlk Toplum: Sodom ve Gomore Halkı
Kur’an-ı Kerim’de eşcinselliğe dair bilgiler, çoğunlukla Hz. Lût Peygamber’in kıssasında yer almaktadır. Tevrat’ta bildirildiği üzere Hz. Lût Sodom ve Gomore, (Ammûre) kavmini doğru yola yönlendirmek için görevlendirilir. Sodom kavminin en büyük günahı, homoseksüelliği kabul edip, hiçbir millette olmadığı kadar yaygın hale getirmeleriydi. A’râf Suresi 80 ve 81. Ayetlerde Lût kavminin şu şekilde durumu anlatılmaktadır:
A’râf Sûresi 80. Ayet: Lût’u da (peygamber gönderdik). Kavmine dedi ki: “Sizden önce insanlardan hiçbirinin yapmadığı fuhşu mu yapıyorsunuz?”
A’râf Sûresi 81. Ayet: “Çünkü siz, kadınları bırakıp da cinsel tatmin için erkeklere yanaşıyorsunuz. Doğrusu siz haddi aşan bir topluluksunuz.”
Ayetlerin ifade ettiğine göre eşcinsel ilişki Hz. Lût kavmiyle birlikte başlamıştır. Böylece homoseksüellik Lût kavmiyle özdeşleşmiştir.
Kıssada anlatıldığına göre, Hz. Lût, bu kavme yaptıklarının doğru olmadığını ve vazgeçmelerini söylemiş ancak onlar vazgeçmemişler, eşcinselliği yaşamaya devam etmişlerdir. Bu karşı çıkış Şuara Sûresi’nde açıkça anlatılmıştır:
Şuara Sûresi 160-166. Ayetler: Lût kavmi de peygamberleri yalancılıkla suçladı. Kardeşleri Lût onlara şöyle demişti: “Allah’a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Bilin ki ben, size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Artık Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin. Bunun için sizden karşılık beklemiyorum. Benim ecrimi vermek yalnız âlemlerin rabbine aittir. Rabbinizin sizler için yarattığı eşlerinizi bırakıp da insanlar arasından erkeklerle mi beraber oluyorsunuz? Doğrusu siz haddini aşan bir kavimsiniz!”.
Yine Kur’an’da verilen bilgilere göre Sodom ve Gomore halkı Hz. Lût’un çağrısına uymadıkları için cezalandırılmışlardır. Elçiler, Hz. Lût’a gece vakti karısı dışındaki aile fertlerini alarak şehri terk etmesini söylemişler. Karısı da diğerleri gibi iman etmemişti bu yüzden onlarla birlikte yok olmalıydı. Hz. Lût, emredildiği üzere şehri terk etmiş ve gün doğarken şiddetli bir depremle şehir alt üt olmuş, üzerlerine taş yağmış ve yok olmuşlardır. Böylece Lût kavmi, tarih sahnesinden silinmiştir.
Hûd Sûresi 81. Ayet: Elçiler “Ey Lût! Biz rabbinin elçileriyiz. Onlar sana asla dokunamayacaklar. Sen gecenin bir vaktinde ailenle birlikte yola çık. Eşin hariç, sizden hiç kimse geride kalmasın. Çünkü onların başına gelecek olan, şüphesiz onun başına da gelecektir. Onlar için belirlenen zaman, sabah vaktidir. Sabah da yakın, değil mi?” dediler.
Hûd Sûresi 82-83. Ayetler: Emrimiz gelince oranın altını üstüne getirdik ve üzerlerine sağanak halinde, rabbin katında işaretlenmiş taşlar yağdırdık. Böyle cezalar zalimlerin başından hiç eksik olmaz.
Benzer şekilde Hicr Sûresi’nde de bu konudan bahsedilmiştir:
Hicr Sûresi 73-74. Ayetler: Nihayet ortalık aydınlanırken korkunç ses onları yakalayıverdi! Ardından yurtlarının altını üstüne getirdik, üzerlerine taşlaşmış çamur yağdırdık!
Tüm bu bilgilerin ışığında şu sonuca varabiliriz: Ayetlerde de ifade edildiği üzere İslamiyet’te eşcinsellik, bedensel veya ruhsal yakınlık farkı belirtilmeksizin yasaklanmış, dünyevî ceza gerektiren fiillerden biri olarak kabul edilmiştir. Son olarak altını çizmemiz gereken bir noktayı da ifade edelim. Elbette Kur’an’ı Kerim İslam dininin temel kaynağıdır, ancak bir konu ile ilgili en doğru bilgilere ulaşabilmek için sünnet gibi diğer kaynaklara da bakmak gereklidir.