İran Türkmenlerinin yaşadıkları bölgeye İran kaynaklarında Deşt-e Gorgan denilmekle birlikte, bu bölge, Türkmenler arasında “Türkmen Sahra” olarak adlandırılmaktadır. Türkmenistan sınırından başlayıp, Hazar Denizine kadar olan söz konusu bölge, İran’ın 18.572 km kare yüzölçümüne sahip olan Gülistan Eyaleti içinde yer almakta olup, bu Eyaletin de 16.375 km. karelik alanını kapsamaktadır.
Türkmen Sahra Türkleri, eski Oğuz boylarından Salur, İmur, Dodurga Türklerinin soylarından gelmekte olup, şimdi Göklen, Yomut ve Teke Türkmenleri adlarıyla anılmaktadırlar. İran’da yaşayan bu Türkmenler, Safeviler döneminde Şiiliğin siyasi amaçlarla kullanılmasından sonra Sünni Türkistan Türkleri ile Şii İranlılar arasındaki mücadelelerde en çok zarar gören topluluk olmuşlardır. Türkmenistan, Çarlık Rusya’sı ve İran arasında 1881 Aralık ayında imzalanan bir antlaşma ile iki ülke arasında paylaşıldı. Bu tarihten itibaren, Çarlık Rusya’sı içinde kalan Türkmen topraklarında yaşayan Türkler, genel bir adla “Türkmenler” olarak varlıklarını devam ettirirlerken, İran sınırları içinde kalanlar ise, aşiret yapısı içinde etnik ve milli oluşumlarını gerçekleştiremeden İran’da yaşamaya devam ettiler ve “İran Türkmenleri” olarak anıldılar. Türkmen Sahra bölgesinde yaşayan Türkmenler, Türklüklerini, gelenek ve göreneklerini korumayı başardıkları gibi, İran yönetimine karşı tutum sergileyerek, bağımsızlıklarını ilan etme yolunda faaliyetlerde de bulundular.
Güney Türkmenistan (Türkmensahra) Cumhuriyeti Nasıl Kuruldu?Ruslar, 1869 yılında Hazar kıyısında üs kurdular. 1873 yılında Hive Hanlığını işgal ettiler. 1878’den itibaren de Hazar’ın doğusundaki Türkmen topraklarına yöneldiler. 1879 yılında I. Göktepe Savaşı’nda Türkmenler tarafından yenildiler. Buna rağmen bir yıl sonra Göktepe ve Aşkabat’ı ele geçirdiler. Merv Tekeleri, 1884 yılı Şubat ayında Merv’i Ruslara teslim etti. Bunun en önemli nedeninin Teke Türkmenlerinin lideri Govşut Han ile İran’a hükmeden Kaçar Hanı arasındaki anlaşmazlık olduğu söylenebilir.
Sonraki yıl Pençdeh de Ruslar tarafından işgal edildi. Göktepe savaşı ile 1881 yılında Türkmenlerin, Çarlık Rusya tarafından mağlup düşmesi ile İran ve Çarlık Rusyası arasında yapılan Ahal Teke anlaşması gereği, iki tarafta yaşayan Türkmen halkı arasına sınır çekilmiş ve Güneydeki Türkmenler, İran sınırlarında, Kuzeydeki ise Çarlık Rusyası toprakları içeresinde kalmıştır.
1925 yılında İran’da İngilizlere biat eden Pehlevi hanedanlığı, iktidarının Pan-İranist ve Fars milliyetçisi söylemlerle şekillenmesi, Türkleri karşı cephede yer almaya zorladı. Bu tarihten itibaren Pehleviler, olası bir Türk milliyetçiliğini tehlike olarak gördüler ve başta Azeriler olmak üzere İran’daki Türkler / Türkmenler üzerinde sistemli bir asimilasyon politikası uyguladılar.
Türkmenlerin bağımsızlık mücadeleleri, bu şartlarda ortaya çıktı ve 20 Mayıs 1924’te İran’dan koparak, bağımsız “Türkmen Cumhuriyeti”ni ilan ettiler. Bağımsız Türkmen Cumhuriyeti’nin başına Osman Ahund getirildi ve ayrıca, önemli konuların/sorunların görüşüleceği ve bir çeşit parlamento niteliğinde olan “Aksakal Meclisi” oluşturuldu.
Türkmen Cumhuriyeti’ni ilan eden Türkmenler, sadece kendilerine ait olan ve o dönemde Esterabad Eyaleti içinde olan Türkmen Sahra bölgesinin bağımsızlığını savunmaktaydılar. Bağımsızlıklarını ilan ettikleri bölgenin sınırları, batıdan doğuya Hazar Denizinden Bocnurd’a ve güneyden kuzeye Esterabad’tan Türkmenistan’a kadar olan bölgeyi kapsamaktaydı.
20 Mayıs 1924 tarihinde İran Türkmenlerinin lideri Osman Ahund, Pehlevi Hanedanına karşı isyan bayrağı açtı ve Özerk İran Türkmenistan Cumhuriyeti’ni ilan etti. Bütün Türkmen boylarını ve Aksakallıları yanına alan Osman Ahund, Türkmen Ulusal Başkanlık Konseyi’ni ve Ordu liderlerini seçerek, İngilizlerin vassalı Rıza Han’a karşı Türkmen boylarından oluşan ordusu ile meydan okudu.
1925 yılı Haziran ayında Türkmenler ve hükümet birlikleri arasında Bocnurd bölgesinde çarpışmalar oldu. Ancak, bu toplantının hemen akabinde, 22 Temmuz 1925 tarihinde Meşhed’te Bocnurd Hanı Moazzez ve yakınındaki birkaç akrabasıyla yakın adamları, “Türkmen boyları arasında hükümet aleyhine propaganda yapmak ve onları isyana teşvik etmek” suçuyla idam edildiler.
1925 Ekim ayından itibaren, Türkmenler, İran birlikleri karşısında zor bir duruma düştüler. Hükümet birlikleri, Türkmenlerin yoğunluklu oldukları, Gümüş Tepe, Akkala ve Günbed-e Kavus istikametinde harekete geçerek, Türk direnişini durdurdular. Rıza Han’ın iktidara gelmesiyle, 12 Kasım 1925 tarihinde başta bağımsız Türkmen Cumhuriyeti’nin Başkanı Osman Ahund olmak üzere birçok Türkmen boy liderleri Türkmen Sahra’yı terk ederek, Türkmenistan’a geçmek zorunda kaldılar. 1925 yılının Aralık ayına gelindiğinde ise, bu bölgedeki Türkmen ayaklanması/ bağımsızlık mücadelesi tamamen bastırılmış bulunmaktaydı.
Sovyetler Birliği ve İran hükümetlerinin karşılıklı başlattığı saldırılar sonucunda, Türkmen Cumhuriyeti ancak iki yıl ayakta kalabildi. Sovyet ve İran ordusunun başlattığı eş zamanlı saldırılara karşı iki cephede savaşmak zorunda kalan Türkmenler, silah ve mühimmat takviyesi yapamadıkları için yenildiler, Türkmen liderleri de öldürüldü.
Bu yenilginin adından Türkmensahra bölgesinin yönetimi resmen İran hükümetine geçti. İran hükümetinin açtığı Farsça eğitim veren okullar yoluyla bölgede Fars kültürü egemen oldu. Bunun yanında göçebe olarak yaşayan Türkmenler de yerleşik hayata geçmeye zorlandı. Ayrıca bölgenin etnik demografik yapısını değiştirmek için farklı etnik unsurlar bölgeye göçürüldü.
Türkmensahra bölgesinde Annegeldi Aç gibi bazı şahsiyetler tarafından organize edilen isyanlar etkili olduysa da Şah Rıza, sahip olduğu askeri güçle, bölgeyi kendi kontrolü altında tutmayı sürdürdü. Bu mücadelede; Allayar Khan, Nepes Serdar, Annageldi Ach, Atahany, Lale Khan, Manjy Kor, Annamyrat Khan ve bu muharebelerde bedenleriyle savaşan diğer komutanların isimleri hatırlanabilir.
Bu isyan hareketleri devam ederken Türkmenler arasında Mercan Ahun ve Muhammed Daz Curcani gibi İran hükümetiyle işbirliği yapan ve İran’daki Türkmen hareketini baltalayan hainler de çıktı. İran Devleti, bu kişiler vasıtasıyla Türkmen isyanlarını bastırmıştır. Ayrıca, Muhammed Ahund Daz, Sovyetler Birliği sınırları içindeki Türkmen hareketine önderlik yapan ve daha sonraları İran’a kaçan Cüneyt Han’ın yönettiği bölgesel güçlerin dağıtılmasında da önemli rol oynadı. Muhammed Ahun Daz, elde ettiği nüfuz sayesinde on dönem boyunca milletvekili olarak Türkmensahra bölgesi halklarını mecliste temsil etmiştir.
Fars işgal devletinin, Türkmen kültürünü görmezden gelmesi, devlet imkânlarının Farsçanın yayması ve zenginleştirmesi için kullanması, Türkmence kitap ve basına getirdiği kısıtlamalar ve yasaklar ve Türkmen kimliğine değer vermemesi, Fars milliyetçiliğine karşı Türk milliyetçiliğinin günden güne güçlenmesine sebep olmuştur. İran Türkmenleri, ister devrime giden süreçte isterse de devrimin ilk aylarında Türkmen Sahra bölgesinin özerkliği ve Türkmencenin resmi dil olması için ciddi bir mücadele vermiştir.
İran’da Türkmen Sahra Türkmenlerinin Sorununun Çözümü Kendi Kaderini Tayın Hakkından Geçer.
Fars İşgal Yönetimi Sahra Türkmenlerine Anadilde Eğitim Hakkı Vermemekte, Özerk Bir Türkmen Sahra Bölgesi Kurulmasına Izin Vermemektedir.. Türkmenler Haklarını Almak Için Beluciler , Huzistan Arapları Ve Güney Azerbaycan Türkleriyle Güç Birliğine Gitmeli Sahada Kuvvetli Olmak Için Türkmen Sahra Kurtuluş Ordusunu kurması ve Fars işgal rejimine karşı silahlı mücadeleden geçer.
KAYNAKÇA
1)“İran Yönetimi Türkmen Sahra’yı Baskı Altında Tutuyof’ ;http://www. yorturkvakfı.com/turkish/modules.php?name=News&file=print&sid=274,05.02.2007.
2)İran’da Sünni Türkmen Sahra Devleti ve İstiklal mücadelesi!https://www.dikgazete.com/mobil/yazi/iran-da-sunni-turkmen-sahra-devleti-ve-istiklal-mucadelesi-4567.html