Geçenlerde şirkette bir arkadaşımın vasıtasıyla bir video izledim. Genç bir delikanlı eline pompalı bir tüfek almış cadde üzerinde polis ekiplerinin endişeli çabalarına rağmen kendini tam kafasından…
Evet. Tahmin ettiğiniz manzaraya şahit oldum ve sonra düşünmeye başladım. Neden ? Yani intihar eden gencecik bir arkadaş sonuçta ve genç olması hayata karşı henüz daha mücadelesinin başında-belki biraz ortalarında- olmasına rağmen neden ? Alkol ya da uyuşturucunun verdiği cesaret mi ? Bu cesaretin, kişinin psikolojisiyle kötü kontak kurup anlık karmaşıklıktan oluşan bilinç kaybı mıydı acaba o tetiğe dokunmanın sebebi ? Aile baskısı mı? Maddi yetersizlik mi ? Geçmişini kaybetmek, gelecekten bir şey beklememek, umudunun tükenmesi, kaybetmeye mahkum olduğunu düşünmek, tükenmek, her şeyin b*ka sardığını kavramak, yaşadığın hayat şartlarının ne kadar da avam düzeyde olduğunu anlamak ve istediğinin bu olmadığını fakat istediğin düzeydeki hayatı da hiç bir zaman yaşayamayacağını kendine kabullendirmek, unutulduğunu hissetmek, sevilmemek, sevişmemek, hayatın sana hiç bir zaman sürpriz yapmadığını ve sorunlarının dışında mükemmel giden bir şeyin olmaması, sevdiklerinden beklenmedik yediğin kazıklar, uykularını zehir eden düşünceler, çözüm bulamadığın kaygıların ve akabinde uykusuz perişan ruh hali, varoluş kaygıların, kavramsal karmaşaların… daha onlarca belki de yüzlerce sebebin olabilir değil mi ?
“DÜNYADA 40 SANİYEDE BİR KİŞİ İNTİHAR EDİYOR”
https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0ntihar_oran%C4%B1na_g%C3%B6re_%C3%BClkeler_listesi verilerine göre intihar oranı sıralamasında her ne kadar 112.sırada Türkiye yer alıyor olsa da bu yılda 4 bine yakın kişinin intihar teşebbüsünün sonuçlanmadığı anlamına gelmiyor. Yılda 4 bine yakın can kendine kıyıyor ve çoğunluğu KADIN ve GENÇ.Kocaeli’de Furkan’ın mektubunu hatırlayın kendine gülümsenmediği için toplumda dışlandığı için yalnız olduğu için hayata veda ettiğini yazmıştı. İnsanları bilinçsizce küçümsüyor oluşumuz hor görmemiz onlara gülmemiz bizi bir katil yapabiliyor. Bu denli hassas kalplere sahip olanlar toplumda içimizde yaşamaya devam ediyor. Herkesin nezaketli olduğu, insanların birbirlerini dinlediği, sevip saydığı, mutluluk saçan bir toplum olmamızı diliyorum ve asıl kafamdaki düşünceyi yazmak istiyorum.
“İNTİHAR SON ÇARENİZ DEĞİL”
Yaşamına son vermeyi kendine hak gören ve gerçekleştirmek üzere eyleme geçen bir bireyin aklına neden intihar öncesi liste gelmiyor ? Madem ölümü göze alıyorsun artık senin için sınırların bir anlamı yoktur.
- HERŞEYİ GERİDE BIRAKIP BİR BALIKÇI KASABASINA KULÜBE YAP(hehe evet şu pembe panjurlu ev kadar banel ama düşünmesi bile huzur.)
- YERLEŞİK HAYAT YAŞAMA ABİ GÜNLÜK KAZAN GÜNLÜK YE SÜREKLİ SEYEHAT ET YENİ İNSANLAR TANI.(e sonuçta intihar etmeyi bile göze alan birisin yağmur sonrası salyangoz toplayıp satmak sana koymaz. Sokakta ya da bir camide geceyi geçirebilirsin hatta küçük bir suç işleyip 6 aylık cezaevi serüveni de belki hayatına heyecan katar.)
- HAYALİNİ KURUPTA CESARET EDEMEDİĞİN NE VARSA PEŞİNE DÜŞ(sevdiğine sevdiğini söyle kalk git çocukluğunda sana büyük yara vermiş herkesin önünde rezil etmiş olan mahalle abisinin yüzüne bir yumruk at. Bir tekne kullanmak mı istiyorsun git sahile rica et ya da gecenin bir vakti kaçır-tabi yerine sağlam bir şekilde koy-)
Bu örneklere kendiniz bir çok şey ekleyebilirsiniz. Başkasına zarar vermeden dilediğince yaşamayı öneriyorum. Verdiğim örneklerde yarım depo tekne yakıtı ya da mahalle abisinin yüzüne bir yumruk yemesi sizin canınıza kıymanızdan daha önemli değil. Anlatmak istediğim herkesin “intihar öncesi listesi” cebinde bulunmalı ve hayat onu böyle bir duruma sürüklediğinde o listeyi cebinden çıkararak tekrardan hayata tutunabileceğini anlayabilmesi.