Hakkında pek çok suçlama ve iddia olan ABD’li ünlü milyarder Jeffrey Epstein’in sırlarla dolu ölümü hakkında pek de bir şey bilmiyoruz. Daha doğrusu medyanın bildikleri o kadar dağınık ve karışık ki, hangisinin gerçekten doğru olduğunu hangisinin ise yalnızca varsayımdan ve efsanelerden ibaret olduğunu ayırt edemiyoruz. Kendisi ile ilgili net olarak bilinen birkaç şey varsa o da hakkında pek çok suçlamada bulunulduğu ve 7 Temmuz 2019 tarihinde tutuklanarak cezaevine götürüldüğü ve ölümünden önce tutuklu yargılanmaya başladığı. Ardından 10 Ağustos tarihinde ise hücresinde kendini asarak intihar ettiği bilgisi basına yansıyor. Peki bu bilgi doğru mu? Basın yanıltılıyor olabilir mi?
Öncelikle Jeffrey Epstein Kimdi?
Jeffrey Epstein, Aralarında ABD Başkanı Donald Trump, Prens Andrew ve eski ABD Başkanı Bill Clinton’ın da bulunduğu çok sayıda mevki sahibi kişiyle yakından ilişkisi olduğu bilinen ABD mensubu ünlü bir iş adamıydı. 2008 yılında kendisine yöneltilen pek çok iddiayı kabul ederek suçlu olduğunu itiref etmiş ve cezasında indirime gidilmesini sağlayarak 13 ay hapis cezası almıştı. Hatta söz konusu dönemde avukatlık yapan ABD Çalışma Bakanı Alex Acosta, bu anlaşma nedeniyle istifa etmek zorunda kalmıştı. Jeffrey Epstein, Amerika’nın en önemli milyarderleri arasında yer almıştı. Ve nüfuslu tanıdıkları sayesinde pek çok suçlamadan kendini aklayabileceği tahmin edilebilir bir gerçekti.
7 Temmuz’da Tutuklu Yargılanmak Üzere Ceza Evine Gönderildi
Jeffrey Epstein hakkında pek çok korkunç suçlama bulunuyordu. Reşit olmayan kızlarla para karşılığında ilişkiye girmek, bu kızlara ait belgeleri ve bilgileri saklamak ve fuhuş ağı kurmak bu iddialardan en ciddileriydi. 6 Temmuz günü evinde gerçekleştirilen aramada, ikamet yeri olarak Suudi Arabistan’ın gösterildiği ve günü geçmiş bir sahte pasaport ile yüzlerce genç kadının cinsel içerikli fotoğrafları bulunmuştu. Bu olayın ardından Jeffrey Epstein’in yargılanmasına karar verildi. Jeffrey Epstein evde gözetim talep etti ancak kabul edilmedi. Bunun ardından, tutuklu olarak yargılanacağı hücresine götürüldü. Ve her ihtimale karşı, intihar gözetimi altında tutulmaya başlandı.
İntihar Mı? Yoksa Altında Başka Bir Gerçek Mi Yatıyor?
Epstein’in kardeşi abisinin ölümünü araştırmak amacıyla New York Adli Tıp Kurumu’nun eski otopsi görevlilerinden Dr. Michael Baden’la anlaşmıştı. Baden, Epstein’ın bedeninde intihar tanısı ile uyuşmayan işaretler olduğunu belirtti ve ekledi:
“Delillerin intihardan daha çok cinayete işaret ettiğini düşünüyorum. Çünkü (alt çene ve gırtlak arasında bulunan) hyoid kemiğinde, özellikle tiroit kıkırdağında intihar için olağandışı sayılan ve boğulmaya işaret eden 3 kırık var. Bu üç kırık, kendini asarak gerçekleştirilen intiharlarda çok sıra dışı bir şey ve daha çok boğulmanın yol açtığı ölümlerde görülüyor.”
Otopsi uzmanı Michael Baden, ölümün gerçekleştiği gece Epstein’ı düzenli aralıklarla kontrol etmesi gereken iki gardiyanın da uyuyakalmasının ve güvenlik kameralarının da arızalanması sebebiyle görüntü alamamış olmasının cinayet şüphesini beslediğini de belirtti. Hayatı boyunca hapishanelerde gerçekleşen pek çok ölüm incelemişti ama böyle bir şeye rastlamamıştı.
Senatör, Ortalığı Karıştırdı
Cumhuriyetçi Senatör Paul Gosar da Epstein’ın ölümünün intihar değil, cinayet olduğunu düşünenlerdendi. Bu düşünceyi de attığı tweetler ile destekledi. Senatör Paul Gosar, ABD Başkanı Trump’ın azil süreci ile alakalı soruşturmanın kamuya açık ifade verme süreci esnasında bu konuyla alakalı fikirlerini açıkladığı bir dizi alakasız tweet attı.
Bu tweetleirn ilk harflerini bir araya getiren dikkatli Twitter kullanıcıları, Gosar’ın akrostiş yoluyla “Epstein didn’t kill himself.” (Epstein kendini öldürmedi.) mesajı verdiğini belirtiler. Senatör atılan bu tweetleri kendi hesabında yayınlayıp bu durumla daga geçer gibi, yeni bir akrostişli mesaj yayınladı. Bu defa çıkan mesaj ise şöyleydi: “51. Bölge” Senatörün bu davranışlarının gündem karıştırmak için kasıtlı yapıldığı aşikâr. Ancak yine de bize gerçeği göreceğimiz kapıyı açmıyor.
Lolita Ekspres Olayları
ABD’li ünlü milyarder Jeffrey Epstein’in düzenli olarak kullandığı ve Lolita Ekspres adıyla anılan bir özel uçağı vardı. Yakın tarihlerde, bu uçakta çalışmış kadınların gençliklerinde tacize ve hatta Jeffrey Epstein’in tecavüzüne uğradıkları gerçeği açığa çıkmıştı. Genç kadınlar, masöz olarak girdiği uçakta istemedikleri pek çok şey yapmaya zorlanmışlardı. Bu iddialara adı karışanların arasında İngiltere Hanedanı’nın üyelerinden Prens Andrew da var. Genç kadınlardan biri, prens ile pek çok kez ilişkiye zorlandığını iddia ediyor.
Şimdi ise bu genç kadınlar Jeffrey Epstein’in nasıl öldüğünü, bunun bir intihar mı yoksa cinayet mi olduğunu öğrenmeye hakları olduğunu söylüyorlar. Yargı sürecinde yüz yüze gelemedikleri için en azından bunu hak ettiklerini düşünüyorlar.
Siz ne düşünüyorsunuz? Sizce Jeffrey Epstein’in ölümü intihar mı yoksa ardında bilmemizi istemedikleri bir gizem yatıyor olabilir mi?