İntihar Mektubu ya da İz Bırakma İsteği

Kaynak belirtilmedi

 

 

Anne,

Ben bu gece  daha önceki gecelerin çoğunda olduğu gibi yine bir intihar mektubu yazdım. Belki diğerleri gibi boşlukta kaybolacak ya da ilk denememde olduğu gibi okuyacaksın onu sadece bir kere.Çünkü benim hayatım senin için ölmeye değer bir hayat değil. Peki ölmeye değer olmayan bir hayat, yaşamaya değer mi?

Giderayak bir iki kelam etmeliyim diye düşündüm. Yaşarken sustuklarımı ölmüşken duyun istedim belki de. Susmamalıydım lakin kelimeler boğazımdan bir bıçak gibi fırladığında size zarar verme ihtimali koca bir duvar gibi önüme dikildiğinde susmam gerektiğini hissettim.

Yalan.

Kelimeler dilimden döküldüler. Sadece dökülüp kulaklarınıza ulaşamadılar. Şimdi yaşarken duymadıklarınızı konuşmanın pek bir anlamı da yoktur. Sustuklarımında öldükten sonra bir önemi kalır mı? Belki. Ölüm hissi beni kuşattığı zaman kalemi elime aldığımda kağıda dökülenler, çoğu zaman bir kurtarıcı oldu henüz nasıl yapılacağını bilmediğim kadar küçükken. Sonra o kalemi herkese karşı bir silaha çevirip öfkemi ve üzüntümü ona hükümdar kıldım. Silah benim şakağıma dayandığında, kurşunun çoktan kafamı delip geçtiğini hissettim.

Kendimi vurdum.

Merhaba ölüm, ben istemesem de sen gelecektin zaten. Buluşmamızı erkene çekmek ve sana gelmek istedim. Seninle olmayı seçtim. Benim kadar yorgun ve kanamalı satırlar olduğunun farkındayım. Artık hayatımı harikulade bir hale getirmeye çalışırken yaralanmayacak olmak biraz garip. Başta anne diye başlamış olsam da bu mektubu kime yazıyorum, ne için yazıyorum ben de bilmiyorum. Sadece halen yazabilecek kadar aklım başımdayken(?), son nefesimi vermeden önce içimde bir şey kalmaması adına yapıyorum sanırım. Ya da en büyük korkumun gerçekleşmeye devam etmesini engellemek için.

Unutulmak ve hatırlanmamak.

Bir iz olsun diye yazıyorum belki de, çünkü hiçbir zaman bu dünyada istediğim izi bırakmaya fırsatım olmadı. Denediğim her seferde önüme çıkan engelleri, belki de sevdiğim insanların koyduğunu bildiğim için unutulacak, hatırlanmayacak olmam koca bir halata dönüşüp boynumu sarmıştı çoktan.

Giderken yanıma bana ait olduğunu hissettiğim tek şeyi alıyorum.

Yalnızlığımı.

Giderken size hiçbir zaman ait olmak istemediğiniz şeyi bırakıyorum.

Sevgimi.

Herkesin kendi yaşamında başrol olduğu iddia edilen bu yerde hep figüran oluşumun bana bıraktığı bu buruk gülümsemeyle, anlatmayı tekrar başrole bırakıyorum.

Bir figüran için yeterince konuştum.

Horos’un gözü bana bakmakta. Merhamet dilemek faydasız.

Elveda Küçük Prens’in Tilkisi.

Elveda hiç kimsenin tilkisi.

Elveda tilki.

 

-Baldıran.
 

Lalena
Anlatınca anlamadılar, bende yazdım yine anlamıyorlar 🧷🦊;
Önceki
Toplumsalın Bireyselliğinde Ölen Biri
Sonraki
Atatürkçülük Nedir ?

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.