İnsanların hayatlarında bir sürü farklı kişi vardır. Hepsini birbirinden farklı şeylere benzetirsin. Ben kendimi insanların hayatlarına değen birer kelebek olarak gördüm hep. Kelebekler nasıldır bilirsiniz. Hayatımıza giren bir kelebeği ikinci kere görmemiz imkansız gibi bir şeydir. Gördüğümde suratımda tatlı bir gülümseme oluşturur, takip edebildiğim yere kadar izlerim.
Sonra çıkar gider hayatımdan ikinci kere görmem.
Arkadaşlarıma hep şakayla karışık söylediğim bir şey vardır. Onlara hep erken öleceğimi söylerim. Neden bilmiyorum ama hisleri hep kuvvetli biri oldum. Çocukluğumdan beri hissettiğim şey hep bundan ibaret oldu. Hep yarınım yokmuş gibi yaşadım küçük yaşlarımdan beri çünkü hislerim bana erken öleceksin doya doya hayatı yaşa dedi. Bilmiyorum belki de sürekli bir şeyler yazma isteğim bu yüzdendir. Yok olmaktan korkuyorum. İnsanların hayatına değemeden geçip gitmekten korkuyorum. Neden böyle bir kaygım var bilmiyorum. Herkesi memnun edemeyeceğimi biliyorum ama yine de hayatlarına değmezsem, üç beş zihinde yaşamaya devam etmezsem tamamen yok olacakmış gibi hissediyorum.
- Sessizlikte mi kayboluyorum?
İnsanlık berbat bir şey normalde.
Çoğu yazar, şair nefret eder insanlıktan. Teğet değmeden geçip gitmek istiyorum der çoğu. Ben öyle olamadım. Yaşadıkça da haklı taraflarının olduğuna o kadar emin oluyorum ki. Yapılan şeyleri gördükçe bazen bana da soğuma geliyor olmasına rağmen hümanist tarafım hep daha ağır bastı. Birilerinin kalbinde sevgi olabilmek hep hoşuma gitti. Öldüğümde mezarımın başında olacak insanlar son yolculuğumda bile kalplerindeki sevgiyle ısınsın istedim. Hiçbir zaman soyutlayıp yalnız kalayım insanlar baş ağrısı demedim.
Elimden geldiği kadarını dinledim, elimden geldiğine yardım ettim, beni kıranları bir bir affettim, kırdıklarımdan özür diledim, yardım isteyeni hiç kırmadım, aşık oldum, üzüldüm, kalbimde boşluk yaratanları bile sevdim.
Gariptir bende ki insan sevgisi hiç anlam veremedim. Kızgın kalmak istesem bile kalamadım kimseye. Ben hep iki eli kanda olsa giden o taraf oldum. Boşluklara elbet düşmüşümdür. İnsanlarla kavga etmişimdir. Bende insanım ama geride bırakmışımdır, yanımda taşımamışımdır. O duyguları hep yük olarak gördüm ve bırakmam gerektiğini düşündüm. Bu durum bazen kendi duygularımı görmezden gelmeme sebep oldu tabiki de. Kendimden çok fazla verdiğim şey oldu. En büyük hatam bu oldu sanırım. Ama,
“İnançlı birinin elinde ölüler yeniden doğabilir.”
Belki de benim gibi insanların hayatına değip hayatlarını değiştirebileceğimi düşündüm kim bilir. Bir insanın hayatına değebilmek bir insanı çok tatmin eden bir şey. Onun hissettirdiği şey her zaman çok farklı oldu.
- Dediğim gibi, belki de korkuyorum. Kısacık yaşayacağımı düşündüğüm bu dünyada, zaten bu kadar kısa yaşamışken, sevilmemekten çok korkuyorum. Dayanmama en büyük sebep bu oldu.
Korkumun esiri miyim? Aptal saptal bir his için tüm hayatımı yeniden mi inşa ettim bilmiyorum. Uzun uzun da yaşayabilirim. Tamamen bir ihtimal üzerine yaşıyor gibiyim. Bilmiyorum bu kadar yersiz mi yaptıklarım? İçimde ki hissiyatı kapatmam mümkün değil ve de kalbimin sesini tamemen kısmam mümkün değil. İlerleyen zamanlarda pişman olma ihtimalim var. Sadece hissetiğim gibi yaşamaya çalışıyorum.
Ben etrafımdaki insanların hayatına değen bir kelebeğim. Kısa süreli değdim bir çoğuna. Hatırladıklarında sıcacık hissetsinler diye yaşadım. Ölmek istemedim hiçbir zaman ama ömrüm bu kadarmış.