İnsanların yalan söylemesi ve yalan söylemelerinin altında yatan sebepler Psikoloji, Sosyoloji gibi alanların araştırma konusu olmuştur.
- Yapılan bir araştırmanın sonucunda insanların dezavantajlı olduğu konularda kendilerini ekonomik veya sosyal yönden korumak için yalan söyleme davranışına başvurdukları görülmüştür.
- Bir diğer araştırmada ise görünüşü kurtarmak, çatışmayı önlemek, sosyal ilişkileri yönlendirmek, güce ulaşmak ve başkalarını etkilemek için yalan söylendiği ortaya konmuştur.
- Bir başka araştırmada ise insanların ellerindeki varlığı korumak, kazanç elde etmek, bir birlikteliği sürdürmek veyahut bir birlikteliği sonlandırmak için yalan söyledikleri sonucuna ulaşılmıştır.
- Bir başkasının fiziksel ya da duygusal zarar almasını önlemek, imajı korumak, başarısızlığı gizlemek, şaka yapmak gibi nedenler de yine araştırmalar sonucunda ortaya çıkan sonuçlardır.
- Kimi durumlarda ise insanlar belirli ihtiyaçlarını karşılamak için yalan söyleyebilmektedir. Bu ihtiyaçlardan ön plana çıkanı bir başkasından onay alma ihtiyacıdır. İnsanlar karşılarındaki kişilerden onay alabilmek veya eleştiriden kaçınmak için yalana başvurabilmektedir.
- Suçluluk duygusu da kişileri yalana iten bir diğer nedendir. İnsanlar yanlış bir şey yaptıkları zaman maruz kalacakları cezadan çekinerek yalan söyleyebilmektedir.
- Bazı insanlar çıkarları olmadan yalan söylerken bazı insanlar kendilerine fayda sağlamak için yalan söyleyebilmektedir. Bu tip insanlar patolojik yalancı olarak adlandırılır ve yalan söylemeleri sonucunda kendilerine maddi ya da manevi fayda sağlamaktadır. Kişiler kendilerini yalan söylemek için mecbur hissediyor veya narsist kişiliklerini tatmin etmek için yalana başvuruyorlarsa bu durum farklı psikolojik rahatsızlıklara işaret ediyor olabilir.
- Yapılan araştırmalarda insanların çevrelerindeki kişileri üzmemek için nezaket amaçlı söyledikleri yalanların ise küçük yaşlardan itibaren söylendikleri ortaya konmuştur. İyi oluş haline hizmet ettiği belirtilen bu yalanların ise toplumun büyük bir kısmı tarafından söylendiği ve neredeyse sosyal zorunluluk olarak görüldüğü de vurgulanmıştır.