ALKOLÜN ETKİSİ:
Ülkemizde her türlü insan var. Eğitim seviyesindeki farklılığa bakarak bunu rahatlıkla görebiliriz. Konuşma akıcılığı muazzam bir değişiklik gösteriyor. Bu biraz da insanların kendini eğitme konusunda ki çabasız tavırlarından dolayı. Kitap okumayı ya da seminerlere katılmayı gereksiz görüp , ağız dolusu küfür ile elinde bira şişesi barındırma meselesini havalı olarak görüp sadece hava basma adına alkol tüketen çok. Tamam içmek kötü bir şey değil. İnsanın kafası her gün farklı bir ton konu ile dolup taşıyor adeta.
Bu yüzden de arada kafa dağıtmaya ve kendini az da olsa sorunlardan uzaklaştırma yoluna gidiyor. Peki bu sadece kendi bedenine zararlı bir etkinlik. Az ama öz olması ideal bence diyorum ve demem ile birlikte bunun öyle havalı olmadığını ve ahım şahım havalı olmadığını söylemek isterim. Alkol sadece bir eğlence unsurudur. Çaresiz bir baba da içer , bunalmış bir evlatta. Lise çağında da içilir. Üniversite çağında da. Bazı şeylerin yaşı yoktur. Alkol de bundan birisi. İnsan kendini ya dipte ya zirve de hissettiğinde içer.
Bu yüzden de sen kendine bak. İnsanları yargılamadan sakince içkiyi tüket.
NEDEN ÇEKEMİYORUZ İNSANLARI:
Eleştirmeye hakkın var elbette haddini bildiğin sürece. Bunu biliyorsun. Lakin insanı kırmak çok kolay bunu da biliyorsun. Amacının peşinde olan insanı belki de sen o an dediğin saçma bir eleştirin ile kırdın ve yarın o insanın sana tepkili olduğunu fark ediyorsun. Artık çok geç olan oldu.
Peki neden kırdın onu ?
Ben sana söyleyeyim; kendini geliştiremediğin ve onun gibi olamadığın için. Sen aslında ona kızmıyor ona imreniyorsun bitik halinden ötürü onu çekemiyor ve onun da bitmesi için eziyorsun. bu kesinlikle doğru bir şey değil ve senin asla böyle bir şeyi yapmaman lazım. Asıl senin ona öyle bir sahip çıkman ve ona tutunup hayata bağlanman gerekiyor. Ve sen tam tersini yapıyor , kendinden çevrende olması gereken gerçek arkadaşlarını uzaklaştırıyorsun.
Aferin yalnız kalana kadar böyle devam.
KİTAP SEVGİSİZLİĞİ:
İnsanlar da olan kitaba karşı bu gereksiz tavrı anlamıyorum. Kitap insana tahmin edemeyeceği kadar yardımcı oluyor. Herhangi bir aşk romanı sizi ilişkide daha iyi bir pozisyona getirebilir veyahut götürebilir. Romanda etkileneceğiniz bir kısmı belki de kendi aşk hayatınıza empoze etmek isteyebilirsiniz. Bundan doğal bir şey yok. Özendiğimiz hayatları hep yaşamak isteriz netice de.
Sadece bu kadar da değil. Aşk ile birlikte kitaplar size yeni dünyaları yeni insanları tanıtır. Ve bu sadece gerçek dışı karakterlerden ibaret değil. Bir otobiyografi yazarı , bir roman yazarı , her hangi bir kitabın yazarı ya da o kitabı muazzam gören bir okuyucu ile tanışabilirsiniz. Çok güzel insanlar tanıdım ben kitaplar sayesinde. Daha da tanımaya devam edeceğim.
NEDEN BÖYLEYİZ:
Karşımızdaki insanların fikirlerine neden saygı duymuyoruz ? neden sürekli onu rezil rüsva etme ya da yanıltma peşindeyiz. Kişinin kendisinin de yanılması gerekiyor bu hayatta. Yanlışa basmadan doğruyu bulamayız ne de olsa. Maalesef bunu kabul edemiyor kimse. Herkes en doğru kişiyi kendisi , en kusursuz insanı ayna da ki ve en iyi konuşmacıyı kendisi sanıyor. Hayır. Sen değilsin. Senin kendinde göremediğin o kadar hatan var ki , bunlar gün yüzüne çıktığında sen donup kalıyor , kalmıyorsan da karşı tarafa bağırıp çağırıyorsun.
Hepimiz özümüzde iyiyiz ve mükemmeliz elbette. Sadece kimimiz olaya dışardan bakıp haddini bilecek olgunlukta kimimiz ise olduğu insanı kabul edemeyecek kadar aciz.
Gün geçtikçe öğreniriz ve gün geçtikçe asıl kişiliğimizi oturtup olmayı yıllardır hayal ettiğimiz o insan oluruz. Bir anda hiçbir şey olmaz sen diyete başlamadan kilo vermezsin hayır. Bunların olması için senin kendine sınırlar koyman , fedakarlıklar yapman lazım. Tatlıya bayılabilirsin.
Azaltacaksın. Sana iyi gelen sende bağımlılık yapan her şeye biraz ara verip o olmak istediğin insana olmak için çalışacaksın. Yoksa senin daha çok dedikodun döner.
YETİŞKİN İNSANLARIMIZ:
Yetişkinler gençleri anlama konusunda güçlük çekiyor demek isterdim. Hiç anlamıyorlar maalesef. Sürekli bir didişme ve sürekli yaşı ön plana atma. Sokakta bile en basit bir olayda hemen gençler saygısız ilan ediliyor. Senin kişiliğin o genci anlayacak yönde mi peki sayın büyüğümüz. Değil tabi ki. Ergenlik çağında ki bir genci anlamak öyle zor ki. Hem en kırılgan hem en patlayıcı noktasında olan bir deney gibi tüpü gençlerimiz. İçlerine doğru kimyasalı atmadığın zaman istediğin tepkiyi alamıyorsun. Onun huyuna gitmen onun suyunda yüzmeyi öğrenmen lazım. Gençler ön planda olmak ister. Sevilmek ve sayılmak ister.
Onların bu heveslerini öldürüp kendilerini işe yaramaz hissettirmek doğru değil. Önce kendine bakacaksın sen. Kaç yaşına gelmişsin ve bir genci eziyorsun hıncını ondan alıyorsun. Sen ondan daha çocuksun bana kalırsa.
Kendini eğitmesini bilmeyen diğer yetişkinler gibi.
PEKİ YA GENÇLER:
E maalesef bunun için öyle büyütülecek bir çalışma yapmazlar çünkü gençler para için çalışmak varken kendini geliştirme uğruna yırtınmayı sevmezeler. Ülkenin çarkını para döndürdüğü için eğitimli bir fakir olmaktan ziyade eğitimsiz bir zengin olmayı amaçlar ve bu sebepten ötürü kendisi için yapacağı bir araştırma ya da okuyacağı bir kitap yerine onlara neyin para getirebileceğine odaklanırlar. Ve bu uğurda kendilerini harap ederler. Enerji her ne kadar kuvvetli olsa da insan bir süre sonra o yoğun iş temposunu kaldıramıyor ne yazık ki.
Genç yaşta gençleri bu işlere iten şeyin ne olduğunu tahmin etmek zor olmasa gerek. O konulara fazla girmek istemiyorum sadece kısa bir özet geçeceğim. Herkes gibi bende fiyatlandırma dan memnun değilim ve bu konuda da yaşıtım ve benden küçük genç arkadaşlara katılıyorum katılmasına da yine de gençlerin okuyan insana karşı tavrını beğenmemek ile birlikten nefret ediyorum. Kitap bakan veya Kitap almak isteyen arkadaşlarının onlara olan “Sende alsana” teklifine karşı onların tavrı “Okuyacağım da ne olacak , okuyacak olsam okul okurum.” olduğundan dolayı yerinde sayıyor.
Okumaktan korkmayın. Kitap insana insan kadar zarar vermez. Çevrende bir ton fayda etmeyecek ve seni yolundan alıkoyacak insan var. Onlara vereceğin değerli zamanını bir kitaba , seminere ver. Ha eğer vermeyeceksen de veren insanları yargılama. Çünkü bu hakka sahip değilsin.
TEKDÜZE YAŞAMAK:
Yeni şeyler denemekten korkuyoruz. Kendimize bir şeyler katmak bize imkansız geliyor. Sürekli aynı ve alıştığımız hayatı yaşamak istiyoruz. Ekstralar göz korkutuyor , dışarıda ya da çevremizde beğendiğimiz kişiye açılamıyoruz. Özgüvensiz , deneyimsiziz bu yüzden de değişmek bize standartlarımızı bozmak gibi geliyor. Hâlbuki yeni standartlar bizi çok daha farklı bir insan yapabilir.
PEKİ DÜZELEBİLİR MİYİZ:
Düzelebiliriz elbette. Bir an önce başlarsak , amaçsız yaşamazsak , hedefimiz uğruna günden güne çabamızı gösterirsek başarabiliriz.
Değişim bizim içimizde. Evet bu şekilde kafayı çok bunaltmadan yaşamak daha zevkli. Kafe , AVM gezmek veya araba da son ses şarkı ile her akşam farklı ortama akmak bizim günlük rutinimiz ve kanımızda var. Türk insanıyız nihayetinde. Gezmenin ve eğlenmenin verdiği hazzı okumak ya da düzenli etkinliklere katılmak veremiyor. Ve işte bu yüzden kimi zaman maddiyat canımızı sıkıyor. Her ne kadar varlıklı olanlar da olsa onların dahi bu meseleden şikayetçi olması her şeyi açığa vuruyor fazlasıyla.
Aslında bunun da sebebi basit. Har vurup harman savurarak , keyfine parayı bitirerek bir gelecek yatırımı ya da etkili olabilecek bir plan yapamıyoruz. Bir şeyler üretme ve bunu insanlara anlatma konusunda kısır bir ülkeyiz. Genelde sabit şekillerde yaşıyor ya da bizden daha bilgili birinin yancısı olarak konumlanıyoruz. Bilgi oturduğun yerden sana gelebiliyor. Etrafını dikkatli izlersen ne demeye çalıştığımı anlayacaksın.
Eğitilmek sert sıralar , bilgisayar yazısı dolu kağıtlardan ziyade bizim elimizde. Kendimize kattığımız şeyler bizi eğitir. Sıralar ve okullar çocukların sokaklara yığılmalarını engellemek ve onları biraz da olsa asosyallik veya tekdüzelikten uzaklaştırma denemesinden , bunu denerken de kendine bir şeyler katmasından ibaret. Bilgiyi tecrübeli bir öğretmenden öğrenirseniz eğer şanslısınız. Genelde çoğunluğu umursamaz görevlilerden ibaret.
VEDA EDERKEN:
Normal dışı bir durum olmazsa eğer , seneye daha tecrübeli ve bugün ki senden farklı bir insan olacaksın. Biraz daha bilgili , biraz daha derin , biraz daha görkemli bir insan. Buradaki birazları kaldırmakta senin elinde. Birazın üstüne çıkabilir , seni senin bile tanıyamayacağın konuma getirebilirsin. Sıradan bir hayat sürme.
Kendini farklılaştır , kendini eğit. Her konu hakkında az da olsa bilgin olsun. 2 insan derin bir sohbete daldığında oradaki 3. Kişi ol. Derinleş ve asıl olan kişiliğini biraz daha orta ya çıkar. Gün geçtikçe bir daha geriye dönemiyorsun , bugün ki sen olamıyorsun. Toplumun cahilliğinden kendini arındır.
Bir benliğin olsun. Olmak istediğin kişiye dönüşmenin zamanı geldi. Vaktini öldürme değerlendir çünkü yarın fırsatın olur mu belli olmaz. Sıradan olma kendin ol ve kendinle vakit geçir biraz. Dışarı hayatın bitmesin ama senin geleceğini de etkilemesine izin verme.
Bu geminin kaptanı da , buz dağı da sensin.