Yazıya nasıl başlanır hiçbir zaman bilemedim ama şuradan girip konuyu toparlamak istiyorum. İnsanlar konuşuyor. Kimi dünyadan, kimi ahiretten. Kimi sevap kazanıyor, kimi sevapları kaçırıyor. Kimi boşa zaman öldürüyor, kimi bilgilerini tazeliyor, bilgilerini paylaşıyor ve insanların ilimden istifade etmesini sağlıyor. Kimi oturmuş kenarda düşünüyor! Kimi insanları umursamadan geçip gidiyor. Ben camiinin ilim dilencisiyimdir! Sadece gördüklerimi sizlere aktarmak istiyorum, duyduklarım Allah’ a havale! Bir ortam var, ilim kokuyor, bir ortam var, ortamlıktan çıkmış, kahvehane bahçesinde sanki. Tek tük insanlar var, kenara köşeye oturmuş, muhabbetlere kulak misafirliği yapıyor. Ben Çay ocağının önünde durmuş insanları izliyorum. Çay servisliği yapmışlığımda oldu. Mesela masaya çay dağıtıyorum, adam mübarek kahvehane de oturuyor sanki, dünyanın, gündemi dönüyor masada. Sanki gündem yorumlama ve çözümleme bakanları. Seslerini sağır kulağımla 5 metre ileriden duyuyorum. Başka masaya çay veriyorum inan ki orada huzur var. Camiinin adabına uygun muhabbetler dönüyor. İlimden, alimden, dostlardan, velilerden bahsediliyor bu masa var ya sessizdir, yanlarına iyice yaklaşmadan sesleri duyulmaz. Aslında bilenler ve bilmeyenler oyunu dönüyor burada. Bazıları da var ki, bilmişlik taslıyor. Bak ben de bildiğimi iddia etmiyorum ha sadece gözlemlediklerimi yazıyorum. Ya 5 dakika önce namazdan çıktık mübarek lütfen amellerimizi masada yitirmeyelim. Hani ezan okunurken caminin içinde konuşulmaz ya! Ya hadi ezan okunurkeni geçtim, camiinin içinde dünya kelamı değil, hiç konuşulması doğru değil ya! Camiinin içinde şakalar yapılıyor yaşlılar arasında, selam veriliyor bir birilerine, muhabbet eden var. Bunlar hep sevapları alıp götüren şeyler. Bilenler uyarıyor mesela, burada da yanlış anlıyorlar, tepkileşiyorlar, kırılıyorlar. Bizim çaycı abimizin bir sözü var yani tam hatırlamıyorum ama onu bu şekilde izah edeyim bu şekilde doğru olur. ” insanı yaşken eğitemezsen, kuruduğunda eğitmeye çalışırken kırarsın ” gibi bir sözü vardı. Biz gençler bilmeliyiz. Erken yaşta öğrenmeli, doğru şekilde hayatımıza geçirmeliyiz. Bilmeyenleri de öğrendiklerimiz ile bilgilendirmeliyiz. Bilenler ile bilmeyenler arasında ki farkı biraz olsun anlayabilmişizdir umarım! Amacım insanları yargılamak, küçümsemek değil. Benim amacım farkındalık oluşturabilmek. Farklı bakış açısı oluşturabilmek. Bu yazıyı okuduktan sonra zaten bir şeylerin farkına varacaksınız. Aslında buradaki anlattıklarım hepimizin her gün başına gelen bir durumdur. Ve artık ne yapacağınız kararına varabilir durumdasınız! Sevaplarınızı kaybetmek mi, sevaplarınızı da biriktirmek ve artı ilminize ilim katmak mı sorusuna cevap vermeye hazır durumdasınız. Tek tük oturanlardan da olmayın, gündemi yorumlama bakanlarına katılıp, sevapları kaçıranlardan da olmayın. İlime ilim katan, bilgileri tazeleyen insanlar bulun çık huzur bulacak, ve hayatınızda muhakkak bir gün lazım olacak. Bu ilim insanları sessizdir aslında pek konuştuklarını görmezsin. Aslında yukarıda dedim ya, köşeye oturmuş, dertlerini düşünüyor işte burada birkaç şey atladım! Bu adam dünya derdini değil, ahiret derdini de düşünüyor, kendini hesaba çekiyor da olabilir ha! Kulak misafirliği yapar mı yapmaz mı onu bilemem ama büyük ihtimal elinde telefon veya başka bir şey olur bir anlık nerede olduğunu da farkına varamaz bu mübarek! Ben Dünyalık konularına, gündemlerine, insanlarına tahammül edemeyen biriyim. Herkesle mecbur kalmadıkça oturmam. Sohbetine, muhabbetine doyum olmayan insanlar tanıyorum bu insanların yanından da kolay kolay kalkamam. Dedim ya ben camiinin ilim dilencisiyim. Genelde çay ocağının önünde dikilir, veya güzel konulardan bahseden ortamlara kulak misafiri olurum. Çünkü çekingenim tanımadığım insanların yanına pat diye oturamam. Sizleri son sözüm olarak Sevapları kaçırmayan, günlük değişen gündeme dalıp, boşa zaman öldürmeyen, camiinin içine girince Allah’ın huzuruna geldiğimizi ve sesizce oturabilen, İlim meclislerinde veya ilim insanlarının yanında oturup, o ortamlarda zaman öldüren ( zaman burada ölmez, kazanılır aslında ) zaman kazanan, öğrendiklerimiz ile amel edebilen müslüman olmayı, ve bu ilim dilencisi kardeşinize, abinize dua etmenizi rica edeceğim. İnşAllah Anlayabilmişsinizdir konuyu 😀 Allah’ a emanet olun.
İnsanı yaşken eğitemezsen, kuruduğunda eğitmeye çalışırken kırarsın.
Subscribe
Giriş Yap
Yorum yapmak için giriş yapmalısın
0 Yorum