Beni sarsan hislerim var, bu genç kalbim sevgiyle dolu. En çocuksu gülümsemi sergileyebilir miyim? Ne garip çağ bu. İnsanlar düşünüyor ki para güç, parayla alınan sevgi ise sevgi olabilir mi? Nedendir bilmiyorum her şey kırık ve parçalı. Şimdi uzanıyorum ve her şeyin güzel olacağına inanmak istiyorum, eğer inancımı da yitirirsem – bu doğru olur mu?
Bir savaş var insanların akıllarında, kaybetmek ve kazanmak yok. Yutuluyor en güzel anılar, yaşanmıyor, süsleniyor hayallerimizde. Söz uçuyor ama yazı kalıyor, haykırıyoruz biliyorum. Biz iyi insanlarız – biraz daha gösterebilirsek kendimizi. Toplum tarafından kullandığımız maskeleri çıkarabilir miyiz? Ya ötekileşirsek diye düşünmeyi bırakabilir miyiz? Çocukluğumuza sarılabilir miyiz? Bu kadar naif olmamalıyım, biliyorum.
Bir insanı anlamak bir dünyayı anlamaktır. Milyarlarca dünyadan, dünyaya misafirlik ediyoruz. Kimi yağmurlu, güneşli ve farklı. Milyonlarca yol – nedendir bilmem, herkesin yolu aynı sona çıkmaz. Ölüm bizim son durağımız ama herkes aynı ölmez. Adil değil bu dünya, çünkü herkes başka dünyasında. Bir olacak mıyız? Bütün kalacak mıyız? Sorgulamadan, aynaya bakar gibi, yansıtabilecek miyiz özümüzü? Bir çocuk parkında olmak gibi, aşılanmamış toplum psikolojisi, ne hırsıyla ne de iziyle olmayan sistem. Çocuk kalmak gerekir bazen. Rengarenk görmek gerekir dünyayı, arınabilir miyiz sadelikten? Dünyada çok çeşit varken.
Kaybolmak istemedim. Bulunmak istemedim. Bir kitap okudum, başka bir dünyayı ziyaret ettim sanki. Kendimi aramadan buldum, öyle cümleler okursunuz ki ve bazen kendinizi görürsünüz. Varlığınızın kabul görülmesi gibi. O kadar derin bakabilmek gerekir bazen bu hayata, kaybolmak gerekir, nedendir bazı insanların şikayetleri? Yetinmeyi bilemezler. Anlamak istemezler. Susmazlar. Lütfen dokunun onlara – en içten çocuksu gülümseyin. Dindirin acılarını, silin gözyaşlarını, uzatın elinizi ve tutunun. Affetmek nasıl bir insanı özgürleştiriyorsa, affetmeyi öğrenin.
Öğretin ona kendinizde ne varsa, öğrenin onlardan. Yaşama sarılın, tüm insanlara. Bırakın nefreti – ya nefret olmasaydı geriye sevgi kalmayacak mıydı?