Napolyon Bonapart’ın ilk yenilgisi 80 yaşındaki bir ihtiyara…
Napolyon Bonapart Mısır’ı feth ettikten sonra halkın gözüne girebilmek için şöyle mektup yayımlamıştır;
‘‘Bismillahirrahmenirrahim. Fransızlar Müslümanların en sadık dostudur. Bunun ispatı şudur ki; Hristiyanları Müslümanlara karşı savaşa çağıran papanın tahtgahı romayı tahrip ettik. Müslümanlar ile muharebeye girmeyi farz bilen şövalyelerin Malta’da ki yatağını yıktık. ’’
Napolyon mısırda sarık takıp şalvar giyerek mısır halkının olası isyanını engellemek istedi.
Napolyon’un Mısır’a sorunsuz hükmetmesi kısa sürdü. Saldırı planın açığa çıkmasından sonra, İngilizler bir donanma hazırlayıp, Horatio Nelson amiralliğinde Mısır’a gönderdi. Abukır ‘da Fransız donanmasını aniden basan İngilizler, donanmanın büyük bölümünü batırdı, kalanın küçük bir kısmı hariç gerisi İngilizler tarafından esir alındı (Nil Savaşı). Bu ani baskın, Napolyon’u şaşırttı, ve kara kara düşündürttü. Böylece Mısır Savaşı bitmiş oldu. Napolyon memleketinden uzak bir yerde sıkışıp kalmıştı. Bir tersane bölgesi ele geçirip ordusuyla geri gitmesi gerekiyordu.
O bölge de Sayda’ydı. Eğer buradaki donanmayı ve tersaneleri alırsa, rahat bir nefes alabilecekti. Ama bir sorun vardı. Sayda ‘da Cezzar Ahmed Paşa komutasındaki Akka Kalesi vardı. O kaleyi almadan Sayda’daki tersaneleri ve donanmayı alamazdı. Dolayısıyla, Mısır’da kalan yerel birlikleri de alarak, 10 Şubat 1799’da Akka Kalesi’ne doğru yola koyuldu. İngiliz donanması da bu kalenin önüne konuşlanmıştı.
20 Şubat’ta Elariş Kalesi’ni ele geçirdi, ve yola devam etti. Ara ara Kölemenlerin ayaklanmaları oldu yol üstünde, ama ordunun ilerlemesini durduramadı. 24 Şubat’ta Gazzeyi, 5 Mart’ta da Yafa’yı ele geçirdi. Burada 4000 kadar Müslüman idam edildi göz dağı vermek için. Sonra da Fransız ordusunda veba salgını baş gösterdi. Ama veba salgını atlatıldı. Halkın idam edilmesi, kalan halkın Napolyon’a karşı nefret beslemesine neden oldu. Ayrıca burada, kalan Fransız donanması da İngilizler tarafından yakalandı.
Hareketin 40. gününde, Fransız ordusu Akka’nın önüne vardı. Kaleyi hemen her taraftan kuşattı. Sonra da aralıksız saldırı başlattı. Napolyon, Cezzar Ahmed Paşa’nın çetin bir kumandan olduğunu duymuştu burada. O yüzden saldırılara başlamasından kısa bir süre sonra, ona iki kere mektup yolladı. İkisinde de vaatlerde bulundu. Ama Cezzar Ahmed Paşa, gelen iki elçiyi de idam ettirince, Napolyon küplere bindi ve saldırıları sertleştirdi. Sert saldırılara rağmen, kaledeki ordu hala direniyordu. Ayrıca, İngiliz donanmasından da topçu ateşi yardımı alınıyordu.
Kuşatmanın 52. gününde, kaleye Rodos adasından 3000 kadar Nizam-ı Cedid askeri geldi. Zaten yıpranmış olan Fransız ordusu, bunu duyunca iyice demoralize oldu. Karşısında daha büyük bir ordu vardı. Artık Napolyon’un aklına yapabilecek bir şey gelmiyordu.
Kuşatmanın 62. Gününde Napolyon geri çekilmek zorunda kalmıştı. Geri çekilirken tarihe şu sözler kazındı ‘‘Türk öldürülür fakat yenilemez’’.