İlkler ne değişiktir değil mi ?
Tattığın o ilk duygu yabancısı olduğun her şeyin ilki aslında duygusallıktan ziyade biraz enteresan.. Şuan ilk blog yazımın ilk paragrafındayım ne güzel değil mi bir sürü ilk oldu.
Aslında doğduğumuzda yaşadığımız ilkleri de hatırlayabilsek keşke ilk su içtiğim anı ilk kez tadına baktığım o yemeği o duyguyu hatırlayabilsem. Peki neden unutulmuyor ilk yaşanılanlar. Hayatında ilk güldüğün anı belki hatırlamıyorsun ancak seni ilk güldüren insanı hatırlıyorsun. İlk dediğimiz şey aslında bir insanın size yaşattığı olayı onunla nitelendirmek mi içimizde ona yüklediğimiz anlam mıdır ? İlk yaşanılan olay beynini mi daha çok etkiler yoksa kalbini mi ? Bilmiyorum aslında ben hep çok bilmemek isterim bazı meseleleri.. Ben şuan da ilk kez bir yazımı yayınlıyorum. Aslında biraz değişik hissediyorum birilerine hitap edebilecek olmak yada bu istekle yazıyor olmak biraz değişik. Mutluluk ile korku arasında giden duygular zincirleri… Yazıyorum çünkü her insan kadar bende anlam yüklüyorum yaşadığım her şeye. Bir şiir gözüyle bakmak istiyorum yaşadığım her acıya her mutluluğa.. İlk demişken Turgut UYAR’ın ilk kez bir şiirini okuduğum an geldi aklıma ne güzel bir histi. İşte hayatta yaşanılan her ilk aslında bizi sürükleyen bilmediğimiz bir bulanıklığa attığımız ilk adımın duygusu; sonrası mı orayı hiç sormayın ilk kez yaşadığım o duyguya alışmak mutluluk mu yoksa endişe mi onu başka zaman konuşalım.