İlişkileri 2 tür de ele alabiliriz.
1.Sağlıklı İlişki:
Sizi besler, büyütür, güçlendirir.
Mutluluğunuza mutluluk katar.
Sizi heyecanlandırır, hayatınızı her anlamda güçlendirir, olgunlaştırır ve geliştirir.
2. Hastalıklı (Toxic) İlişki:
Sizi diken üzerinde tutar.
Sürekli olarak geriye götürür.
Tedirgin, korkak, öfkeli sürekli tepkili ve mutsuz olursunuz.
“Ben bu birlikteliğime başlamadan evvel daha mutluydum, ben daha özgür daha iyi hissediyordum,” diyorsanız sağlıksız bir ilişkide olduğunuzu söylemek mümkündür.
Sağlıklı ilişkide insanlar birlikte büyürler. Kendi alanlarına saygı duyarlar. İlişkilerin bir matematiği yani bir dengesi vardır. İlişki dediğimizde bu, bize iyi gelmelidir. Bizi büyütmeli ve güçlendirmelidir.
Peki neden insan mutsuz ilişkilere sürüklenir? Kendisini mutsuz eden bir ilişkiyi bilerek inşaa eder?
Derinlere indiğimizde bağımlılık, istediğimizi onda gördüğümüzü sandığımız birini hayatımızın merkezine yerleştirerek ona bağımlı olma eylemini gösteriyoruz. Hatalarını dahi göremeyecek kadar onu idealize ediyoruz. Gözümüzde bir noktaya çıkarıyor ve sonrasında tüm o belirtilere karşı kör, sağır ve dilsiz oluyoruz.
Altında farklı dinamikler arasak da çocukluğumuz, aile ilişkilerimiz, ilişki modelleri.. Belki de ailemizle olan ilişkimizi iyileştirebilmek adına bazen hayatımıza benzer anne/babalar alıyoruz.
Hayatımıza aldığımız insanı düzeltmeye çalışarak kendi ailemizle olan ilişkimizin düzeleceğine dair bir inanç yüklüyoruz kendimize. Hayatlarımıza kendi anne/ babamızın ilişkilerine benzer bir ilişkiyi çekeriz. Partnerimizle sorunumuzu çözdüğümüzde kendi ailemizle olan ilişkimizi de çözeceğimiz inancı bir hayal, bir ütopyadır.
İlişkilerde neden hastalıklı tarafa yöneliriz?
Bazen bağımlılıklarımızlarla, bazen aşka yüklediğimiz o derin tanımlarla ya da kendi içimizde eksik olan parçamızı tamamlamak için…
Hayatımızdaki insanı olduğu gibi kabul etmeliyiz, olmasını istediğimiz şekilde değil..