İhtimallerin Heyecanına Seviniyorum

Kaynak belirtilmedi

   Kapat gözlerini, tut elimi ve atlayalım bu uçurumdan, gerçekler yakamızı asla bırakmayacak dedi gözlerinde dünyanın yorgunluğunu taşıyan adam. Ama istediği şey atlayıp sona erdirmek miydi bu talihsiz döngüyü yoksa son anına benimle gitmek mi? Her şeyden mi vazgeçmişti yoksa benim için mi her şeyden vazgeçmişti? İlerlemek de böyle değil miydi? Birlikte ilerlediğimiz o yolda yürürken ne zaman geriye dönüp baksam bazı şeylerin tedirginliğini hissederdim.  Başarılarına tanık olacak birini mi istiyordu hayatında yoksa birlikte başarırken zevk almayı mı, hangisiydi geceleri düşlerini süsleyen, sabahları kalkmak için sebebi olduğunu hissettiren. Evet yol çoğu zaman çiçekliydi ve güneşliydi de, ve evet yağmur yağsa da o kadar fark etmezdi, kimi zaman attığın adımlar, ayak izlerin silinince hiç var olmamış gibi gelirdi ama bilirdin işte, oradaydı o adımlar. Birlikte yürüdük o yolları.

   Atlayalım dedim derin bir nefes aldıktan sonra. Ellerini tuttum, sıcacıktı, terlemişti belki de. Gözlerimi kapatmadan son kez bakmak istedim ona ve etrafa.. benimki bir hataydı. Bakınca vazgeçilemeyecek çok şey olduğunu gördüm. Hem o sivri kayalar acıtmaz mıydı canımı, düşerken her yerimiz çizilmez miydi, ne kadar sürerdi bilincimizin ve ben saydığımız her şeyin yok olması, anlık mı olurdu, gözlerimin önünden akıp gidebilecek bir hayatım var mıydı sahi… 

   Düşünmeye başladım güzel günlerimi, kendime haksızlık etmemeliyim iyi bir hayatım olmuştu aslında. İdeolojilerin canı cehenneme. Düşünmekten daha çok yaşamaya zaman ayırabilirdim belki veya haklıyı aramaktansa mutluluğu seçmeyi. Ama o zaman da ben ben olamazdım ki, kısacık bir hayat da olsa geride benden bir iz bırakamazdım. Şimdi öyle değil. Biliyorum bir yerlerde söylenmeyi bekleyen, arşivlerde saklanan, kitapların arasına sıkıştırılmış gizli notlar var. Biliyorum hiç karşılığını bilemeyeceğim itiraflarım var. Biliyorum bir daha iki yaka bir araya gelse yine olmayacak dediğim ihtimallerim var. Sevdiklerim var en önemlisi. Bunca zaman bana eşlik edenler, benim elimden tutanlar, kimi zaman bir aile kimi zaman birer arkadaş olan insanlar, tesadüfen karşıma çıkan şanslar, başta hiç anlaşamıyorduk dediğim dostlarım ve zamanla süzülüp giden ilişkiler. Evet kırgınlıklarım var, nasıl sonlanırdı diye merak ettiğim hikayelerim, evet beklemediğim anda yalnız kaldığım zamanlar var, çok sevip de aynısını göremeyince içerlediğim arkadaşlıklarım var. Çok özlediğim insanlar var.  Geçen gün rüyamda gördüm sevdiğim birini, zamanı geldi artık biliyorum, göçüçem buralardan dedi. Elimden gelen tek şeyse hayatıma girdiği ve onu tanıdığım için teşekkür edebilmekti. Uyandığımda keşke bunları yüzüne de söyleyebilecek fırsatım olsaydı dedim ve ağladım..Her şeyin bir sebebi olduğuna inandığım dönemler oldu, hiçbir şeyin anlamı olmadığını düşündüğüm dönemler de. Ama şimdi geriye bakınca her şeyin bitmesine bir adım kala her güzel gün için teşekkür ediyorum ve pişmanlıklarım, kırdıklarım, hırçınlığımla üzdüklerim.. hatırladığım hatırlamadığım daha kim varsa özür diliyorum…

   Bir anda güneşin yansıması gözümü almaya başladı sanki biri uçurumun diğer yanına kocaman bir cam koymuştu. Ve ben oradan bakıyordum şimdi her şeye. Gözlerimi tamamen açamıyordum, sıcaklığı hissediyordum, nefes alırken zorlanıyordum, titriyordum her şeye tezat olarak. Sonra bir el yavaşça elimi sıktı. Oydu işte, gözleri kapalı olsa bile, hiç konuşmamış olsak bile,  beni görmeden ne halde olduğumu, endişelerimi, tereddütlerimi hissedebilmişti.

   Sakin ol bebeğim dedi, sakin ol. Ne istersen onu yaparız, hep bir çıkış vardır.

   Ama ya o çıkış çok zorluysa dedim ve göz yaşlarım hücum etti bir anda.

   Önemli değil, seni seviyorum. Her şeyi düzeltiriz. Yeniden başlarız. Veya son veririz burada her şeye. Atlarız. Yine birlikte. Neye karar verirsen ver elini tutacağımı bil…

   Kelimeler boğazımda düğümleniyordu, ne diyeceğimi bilemedim. Duyduklarım bile tam olarak doğruluğuna inanmadığım şeylerdi sanki. Onu çok kez güzel konuşurken dinlemiştim ama sanki bu sefer daha bir farklı, daha bir içtendi, çekinecek bir şey kalmamıştı ya da aramızda. Bilmiyorum hisler her zaman karmaşıktı benim için ve güven her zaman zordu. Ama o an söylediklerine daha önce hiçbir şeye inanmadığım kadar derinden inanmıştım. Ve hep bunu beklemişim gibi olanla gücümle ona sarıldım. Konuşmadan anlatmak istedim hislerimi. Teşekkür ederim elimi tuttuğun için. Seninle olmak çok güzel. Benim için her şeye riske atabiliyorsun.. bunu görüyorum.. 

   Ve tam da o an o cam kırıldı sanki zihnimde. Her şey yerli yerine oturmaya başladı. Evet dedim beni seviyor bu adam . Evet korkular yersiz . Ever hayat zor bir uğraş ama üstesinden birlikte gelmeye değer. Hem daha merak ettiğim ihtimallerim var . O ana kadar ayak bileğime bağlı olduğunu hissetmediğim prangalar çözüldü birden. Kanatlarım varmışçasına hafifledim. Özgüven dalgasıyla doldu içim, sanki karşıma çıkabilecek her sorunu halledecek güce sahiptim . Evet korku güçlü bir duygudur evet nefret ilerletir insanı ama ya sevgi. Ne demişlerdi sevgi hakkında. Gerçi pek çok şey söylenmişti ama. Bir çiçeği büyüten sevgi insanı değiştiremez mi sanıyorsun? Evet öyleydi, değişim zamanı gelmişti, hem de tek başıma değildim, birlikteydik..  

   Birden zaman akıp gitti. Nerede olduğumu bilmiyordum. Her şey silindi, karardı, buğulandı.. ve uyandım.. uyandığımda bunun beni derinden etkileyen bir rüya olduğunu anladım. Başta korksam da sonra içimi saran o sevgiyi hissettim, güneşi hatırladım, sıcaklığı.. kafamı sağa çevirdim sonra, sevdiğim adam orada uyuyordu. Ve gülümsedim.. Yarın için güzel planlarım vardı 🙂

   Okuduğunuz için teşekkürler, gülümsemeyi, sevmeyi ve yeni ihtimalleri beklemeyi unutmayın, sonlar varsa başlangıçlar da vardır ve tek ihtiyacımız umut etmek…

 

 

Dilanur Selin Özcan
Kendi çapında bir şeyler yazan ve bunları sizlerle paylaşan bir tıp fakültesi öğrencisiyim. Kimi zaman içimde kalan duygulardan, kimi zaman hoşuma giden film, dizi ve kitaplardan bahsedeceğim bloğuma hoş geldiniz:) Yorumlarınızı ve önerilerinizi bekliyorum.
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
YEDİNCİ BÖLÜM: SLOW PROGRESS IS STILL PROGRESS YANİ GEÇ OLSUN GÜÇ OLMASIN

YEDİNCİ BÖLÜM: SLOW PROGRESS IS STILL PROGRESS YANİ GEÇ OLSUN GÜÇ OLMASIN

Sonraki
Avrupa’nın Pek Yanlış Bir Fikri: İttihadcılık ve Türk Milliyyetperverliği

Avrupa’nın Pek Yanlış Bir Fikri: İttihadcılık ve Türk Milliyyetperverliği

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.