Akrep, kalın kuyruğundaki iğnesiyle sigara paketini açtı. Ve iğne ucundaki zehir, nikotinle heybetli bir kafa yaşadı. Zehir zehri çeker ne de olsa. Sigarasını tüttüren akrep kitap raflarının arasında geziyordu. Önceliği kapak taraması ve renk algısıydı. Sıcak kapaklı renklerde soğuk hikayelerin olacağını düşünen akrep, soğuk renkli kapaklara yöneldi.
Rafta 100 tane kitap vardı; akrep sadece üçünü seçti. Akrebin zehrine zehir katacak feromonlar o 3 kitapta yeterince bulunuyordu. Hikayenin kokusunu içine çeken akrep, kelimeleri ve sayfaları başıbozuk bıraktı. Kokusuz kitap hiç de cezbedici değil. Alacağını alan akrep raftan inerek yatağa doğru yöneldi, yorganı üzerine çekti ve uykuya daldı.
O sırada kitaplık, bir kulenin patlatılarak çökertilmesi gibi ağır aksam bir vaziyette yerle bir oldu. Çünkü kitaplığı besleyen ana kolonlar o 3 kitabın içindeydi. şu anda ise akrebin zehrinde dolaşıyor ve ona mistik bir rüya gördürüyordu.
Akrebin gördüğü rüya:
Daktilo başında, çıkacağı toprak altı yolculuktaki hamlelerini yazan akrep, kapının çalınmasıyla telaşa kapıldı. Afrika sahasındaki 3 gizli polisin geldiğini sanmıştı başta. Ama onun yerine 3 tane ahlaklı pezevenk girdi içeri. Pezevenkleri buffalo derisinden yapılma koltuğuna oturttuktan sonra onlara kokteyl ikram etti ve fahişeleriyle olan anlaşmanın hükümlerini konuştular. Fahişeden alacağı olan akrep, pezevenkleri ayartma derdindeydi.
Çekirdeği etli kirazına karşı kullanmak ve haz ağacını yıkmak…Akrebin taşıdığı koz ise, iğnesinin ucunda taşıdığı o 3 kitaba ait feromonlardı. (yok edici hamleler, kitle çekim silahları). Her birine feromonlarla örülü bilgiyi verdikten sonra daktilosunun başına dönen akrep, toprak altı yolculuğuna kaldığı yerden devam etti ve uyandı…
Dağılan kitaplıktan sabaha kadar yatağa doğru intikam almaya giden binlerce kelime, yorganı kaldırdı ve akrebi uykusundan uyandırarak üzerine fırlattıkları harflerle ezerek öldürdü..