Hayatımızın bir noktasında içine kapanık olmak veya içine kapanık yönü ağır basan bir karakterle doğmuş olmak da oldukça normaldir. İnsanın kişiliği ile alakalı kasıtlı veya kasıt olmadan benimsediği bazı tutumlar vardır. Kimi insan her şeyini anlatmaktan hoşlanır. Kimi insanlar başkalarına danışmadan en ufak kararları almaktan bile acizlerdir. Bazılarıysa etrafındaki insanlar her ne söylerse söylesinler yine de kendi bildiklerini okurlar.
Bunlarda yanlış veya yadırganacak bir şey yoktur. Sorunlu nokta, herhangi bir tutumun sağlıksız bir şekilde benimsenmeye başlaması ile ortaya çıkar. İnsanlara fazla bağımlı olmak da onlarla hiç bağ kuramamak da sağlıklı değildir. Bu süreci bizzat yaşayarak tecrübe eden birey için hiçbir sorun yokmuş gibi görünebilir. Ama bu bir illüzyondan fazlası değildir. İnsanın sosyal bir hayvan olduğu elbette kabul edilen bir gerçektir. Ama bunun yanında bir birey olarak da var olması ve bu tamamlanmışlık hissini, çevresindeki insanlardan bağımsız olarak kazanması da gerekmektedir.
İçine Kapanık Olmak Ne Demektir, Bu Duruma Neler Sebep Olur?
İçine kapanık olmak, sanıldığının aksine bir hastalık değildir. Psikolojik bir sorun ve tedavi edilmesi gereken bir rahatsızlık da değildir. Elbette dozu iyi ayarlandığında… Bu şu demektir: Eğer içinize kapanık bir insansanız, bunu biliyor ve kabul ediyorsanız ama bu durum sizi yoruyorsa… Bu halden çıkmak ve insanlarla iletişim kurmak istiyorsanız. İlişkilerinizden memnun değilseniz ve çözüm yolu bulamıyorsanız artık içe kapanıklık halinize müdahale edilmesi gerekiyor demektir.
Bir insanın içine kapanık bir tutum benimsemiş olmasına pek çok şey sebep olabilir. Bunların başında elbette genlerimiz ile aktarılan kalırsan özelliklerimiz gelmektedir. Daha basit bir huydur çeker diyebiliriz buna. Bir diğer faktörse genetik aktarımlardan bağımsız olarak, ailenizin sizin üzerinizdeki etkileridir. İçine kapanık olduğunu düşünen bir insanın açması gereken ilk kapı, çocukluğuna açılan kapıdır. Bir insan için nasıl yetiştirildiği, ebeveynlerinin kendisi ile nasıl bir iletişimde olduğu çok ama çok önemlidir. Beyninizin her komutu ve yaşanmışlığı kaydettiği bu ilk yaş dönemleri karakterimizin oluşumunda belirleyicidir. Bunun dışında elbette en önemli etkilerden biri tecrübelerdir. Yaşadığımız her şey karakterimizde mutlaka ama mutlaka bir değilime yol açar. Sürekli azarlayan bir ilkokul öğretmeni, sorumsuz yetişkinler, baskıcı ve aşağılar tavırlara sahip arkadaşlar, fikrinize asla saygı duymayan çalışma arkadaşları… Bunların hepsi içine kapanık bir bireyin oluşumundaki önemli karakterlerdir.
İçine Kapanık İnsanlar Neden Kendilerini Dışlanmış Hissederler?
Aslında bu öğrenilmiş bir durumdur. İnsanların sizin içinize kapanık olma haliniz ile alakalı bir sorunları yoktur. Sizi kasten yalnız hissettirmek gibi bir amaçları da… Ve tüm bunların yanında sosyal insanların hayattan ve insanlardan bazı beklentileri vardır. İletişimde olmak, rahatça konuşabilmek yani sağlıklı bir ilişki kurmak. Karşımızdaki insana bunları sağlayamadığımızda otomatik olarak bize karşı tutumu da değişecek, tavırları soğuyacaktır.
İçine kapanık insanlar dışlanmış hissederler çünkü insanlarla kuramadıkları iletişimin sorumlusunun diğer insanlar olduğuna inanma eğilimindedirler. İnsanların onlarla konuşmak istemeyeceğine ve fikirlerine değer vermeyeceğine inanırlar. Oysa bu risk herkes için vardır. Dünya üzerindeki her insanın sizi sevmesi ve sizi hayatına kabul etmesi mümkün değildir. Ama bu ifadeyi “hiç kimse” öznesiyle kurmak da yapılacak çok büyük bir hatadır. Haliyle siz iletişimde olma arzunuzu dile getirmediğinizde her şey sizin dışınızda gelişecektir. İnsanlar siz olmadan buluşacak ve sizin yabancı olduğunuz konulardan konuşacaklardır. Bu durumun ortadan kalmasının tek yolu zincirlerinizi kırmaktır. Bunun için psikolojik destek almayı deneyebilirsiniz. Ama en önemlisi risk almayı kabul etmelisiniz! İnsanların sizi sevmemesi için hiçbir sebep olmadığını unutmayın.
Önerilen İçerik: Çevrenizde Sizi Aşağıya Çeken İnsanların Ortak Özellikleri